English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unmotivated

Unmotivated translate Turkish

41 parallel translation
Had to - Had to be unmotivated.
Planlanmamış bir cinayet olmalı.
Very well, then, I hold here in my hand 130-some-odd pages of contrived and utterly preposterous, totally unmotivated...
Peki öyleyse, elimde 130 küsur sayfalık zorlama, inanılmaz, palavra bir...
And the number of unmotivated crimes is on the rise!
Ve güdülenmemiş suçların sayısı yükselişte!
Second, you're unmotivated.
İkincisi, motivasyonun yok.
I'm just taking one of those... unmotivated butt-in-the-moonbeam walks.
Motive olmamış, ayışığında kalça..... yürüyüşlerimden birisini yapacağım.
Tell you pot-smoking makes you unmotivated.
Ot içmek motivasyonu yok eder diyorlar.
Maybe somewhere... very incredibly deep inside me is some... insy-winsy, microcosmic... although highly unlikely possibility, that I feel some sort of... unmotivated, completely unrealistic attraction to you.
Belki bir yerlerde... inanılmaz derin bir yerde içerlerde.. çok küçük, mikro kozmik... mümkün olması muhtemel olmamasına karşın, bir çeşit.. ilgisizi tamamen gerçek dışı bir çekim hissediyorum sana.
An epidemic of monumental proportions... of senseless, seemingly unmotivated acts of violence.
Anlamsız ve görünüşte kendiliğinden ortaya çıkan şiddet gösterilerinden oluşan inanılmaz boyutta bir salgın söz konusu.
Unmotivated.
Hedefsiz.
It was unmotivated, you know.
- Bir nedeni yoktu...
Was his attack on you unmotivated?
Size saldırması nedensiz miydi?
But being undead and unmotivated at the workplace, I had a lot of time on my hands to think about the "what if" of life.
Ama işyerinde ölümsüz ve motivasyonsuz olmak hayatın "eğer" lerini düşünecek çok zaman bırakıyordu.
The crew has grown restless and unmotivated. I try to motivate and teach them how to fight...
Ben onları motive etmeye çalışıyorum, onlara çabucak kılıç öğretmeye çalışıyorum.
Unmotivated topic.
En sevdiğim konu.
What any irresponsible, unmotivated dropout would do :
Sorumsuz, motivesiz, okulu yarıda bırakan birinin yapacağı gibi :
Again, completely unmotivated.
Yine, tamamen kontrol dışı.
I'm what my piano teacher called... unmotivated.
Piyano öğretmenim bana motivesiz olduğumu söylerdi.
She uses light from natural sources beautifully, unlike Caravaggio, whose light sources are unmotivated.
Işığı doğal kaynakta iyi kullanıyor Caravaggio'nun aksine, ışık kaynağını ters kullanıyor
They tell you marijuana smoking makes you unmotivated. That's bullshit.
Marihuana sigarasının, nedensiz yere, zararlı olduğu söylenir.
You're unmotivated, careless, selfish, distracted, and pretty much the people in this hospital I'd least trust with my life.
Siz motive olamamış, umursamaz, bencil, dikkatsiz ve bu hastanede kendi hayatım için en son güveneceğim insanlarsınız.
Marijuana makes you lazy and unmotivated. Whoa.
Maruana sizi tembelleştirir ve motivasyonunuzu düşürür.
" Mr. Chong, you have been charged with being lazy and unmotivated.
" Bay Chong, her yerinizden tembellik ve uyuşukluk fışkırıyor.
You're slightly unmotivated, a bit of an underachiever, but a loser?
Motivasyonunu kaybetmişsin başarısızlığı yaşıyorsun ama kaybeden misin?
I am so sick of this unmotivated jealous- -
Senin bu gereksiz kıskançlıklarından...
You're an unmotivated pussy.
Sebepsiz bir ödleksin anca.
You think our kids are unmotivated and rude, but you don't even take the time to find out what a smart kid J.J. is or what an intuitive woman Daphne's becoming.
Çocuklarımızın motivasyonsuz ve kaba olduğunu düşünüyorsun ama bir an olsun durup JJ'in ne kadar zeki olduğuna ya da Daphne'nin ne kadar sezgili bir kadın olmaya başladığına bakmıyorsun bile.
Spectators say the violent attack was unmotivated, irrational and also- - pretty God damned funny- - solidifying the opinion, once again, that Funnybot may be the greatest comedian of all time.
İzleyiciler, bu saldırının nedensiz, saçma ve aynı zamanda çok da komik olduğunu söylüyor. Bu durum, Matrakbot'un tüm zamanların en büyük komedyeni olabileceğini kanıtlıyor.
She's uneducated, unmotivated...
Eğitimsiz, motivasyon kaynağı yok.
But this has to be an unmotivated murder
Fakat bu nedensiz bir cinayet olmalı.
In fact her sister was trying to get her to move on with her life, but Janet seemed completely unmotivated.
Kız kardeşine göre onun hayatını düzene sokmaya çalışıyormuş ama Janet hiç öyle davranmıyormuş.
'Cause unmotivated bursts of anger are kind of my thing.
Çünkü ani öfke patlamaları yaşayan kişi genelde benim.
He is depressed, unmotivated.
Depresyonda, motivasyonunu kaybetmiş.
That was unmotivated.
O çok nedensiz.
Who's gonna let me wake them up from naps with my unmotivated barking?
Sebepsiz havlamalarımla gündüz uykusundan kimi uyandıracağım ben?
You'll see, you unmotivated, pot-smoking man-child.
Başlayınca görürsün seni motivasyonsuz, keş, adam kılıklı çocuk.
You're unmotivated.
Motivasyonun yok.
So not only do we have an unmotivated wolf attack, we have a leaderless wolf attack.
Gerekçesiz kurt saldırısının yanı sıra lideri olmayan bir kurt saldırısı bu.
Without his former collaborators, Dresden leans on typewriter drums and almost unmotivated tempo shifts.
Eski ortakları olmadan Dresden, klişe davul ritimlerine ve neredeyse ilgisiz tempo değişimlerine bel bağlıyor.
Man, my tempo shifts are unmotivated on purpose.
Dostum, tempo değişimleri kasten ilgisizdi zaten.
They say if you're lazy and unmotivated, it makes you super energized and productive. Rea...
Kendini tembel ve motivasyonsuz hissediyorsan hap sayesinde kendini süper enerjik ve üretken hissediyormuşsun.
My friends had chill parents who didn't push them, And now they're all unmotivated babies.
Arkadaşlarımın aileleri onları zorlamadı şimdi hepsi bir amacı olmayan bebeklere döndüler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]