English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unopposed

Unopposed translate Turkish

93 parallel translation
So, the de Crévy and the de Maynes go unopposed.
yani, de Crévy ve de Maynes rakipsiz ilerliyor.
I propose to let Rommel's tanks come through here unopposed.
Rommel'in tanklarının buraya kadar direnişle karşılaşmadan gelmesini öneriyorum.
If unopposed, he promised a peaceful march to the sea.
Eğer karşı koyulmazsa, savaşmadan denize ilerlemeye söz verdi.
By avoiding contact with the brotherhood... I've given him freedom... to commit his atrocities unopposed.
Kardeşlikle ilişki kurmaktan kaçınarak ona rakipsiz bir şekilde kötülüklerini yapacak özgürlüğü verdim.
Well, at least nobody can say that the landing at Anzio was unopposed.
Peki, hiç olmazsa hiç kimse, Anzio çıkartmasında direniş olmadığını söyleyemez.
The landings were virtually unopposed.
Çıkarmalarda neredeyse tek kurşun atılmıyordu.
( narrator ) Initial landings on Okinawa were unopposed, but as they pushed inland, they came up against a Japanese army of 100,000 troops, withdrawn into a heavily fortified central area.
Okinawa'da ilk saatler sakindi. Ancak ilerlendikçe ağır bir şekilde savunulan merkeze doğru çekilen yaklaşık 100.000 kişilik bir kuvvetle karşılaşıldı.
The Anzio force was completely unopposed.
Anzio kuvvetleri hiçbir karşılık almadı.
And Dwayne was running unopposed.
Ve Dwayne tek adaydı.
U.S. unopposed in most events.'How does this affect our giveaway?
"Amerika birçok yarışmada rakipsiz kaldı" " Bu bizim hediye durumunu nasıl etkiler?
- Better that than let Goode go unopposed.
Leonard Goode'un karşısında biri olmadan çıkmasına izin vermekten iyidir.
So far, she was running unopposed.
Şu ana kadar rakibi yoktu.
Jerry is running unopposed for vice-president.
Jerry rakipsiz başkan yardımcısı adayı olarak katılıyor.
but since I'm running unopposed again. sign the ballot. don't sign it. whatever you want.
Ben yine rakipsiz çıkıyorum, imzalayın ya da imzalamayın, nasıl isterseniz.
Lebeau's withdrawal leaves housewife, Lois Griffin, running unopposed,
Lebeau'nun bu çekilişi ile ev hanımı Lois Griffin tek aday olarak kaldı
This'll be even easier than running unopposed.
Bu rakipsiz olmaktan bile daha kolay olacak.
Well, without alpha-1, trypsin is unopposed.
Şey, Alfa1 olmadan Tripsin durdurulamıyor.
There's an election next week, and so far Bill Parker is running unopposed.
Haftaya seçim var ve şimdiye dek Bill Parker rakipsizdi.
He will not let us move toward Richmond unopposed.
Richmond'a direniş olmadan ilerlememize izin vermeyecek.
And so she has been allowed to rule this way, unopposed, for decades.
Bu şekilde onca yıldır hiç itiraz görmeden saltanat sürüyor.
You see, before he died, Mayor Harmon was running, as always, unopposed.
O ölmeden önce Başkan Harmon, her zamanki gibi rakipsizdi.
He runs for mayor, but only when he thinks he's unopposed.
Başkanlığa adaylığını koyuyor, ama rakipsiz olduğunu sandığı için.
- But we could walk in unopposed.
- Olmaz. - Ama kimseyle karşılaşmadan yürüyerek girebiliriz.
Well, yeah, but you're running unopposed, right?
Ama rakibin yok, değil mi?
She will bring financial ruin if she stands unopposed.
Rakipsiz kalırsa, finansal yıkım getirir.
And since I'm running unopposed, a vote for Dan Scott is not only the smart choice... it's the only choice!
Başkanlık yarışında rakipsiz olduğum için de Dan Scott'a verilecek oy sadece akıllı bir seçim değil, tek seçim olacak.
It's almost like I'm running unopposed.
Sanki rakipsizmişim gibi.
He is unopposed.
Rakipsiz.
You can land your armies unopposed.
Sen ordularını karşılıksız indirebilirsin.
I run unopposed.
Ben rakipsiz yarışırım.
Now since i am running unopposed, I just need someone to second my nomination.
Muhalefetsiz katılım yaptığım için birinin adaylığımı desteklemesi gerekiyor.
- Unopposed.
- Rakibim yok.
- Well, I ran unopposed,'cause no one was man enough to run against me.
Elleri öpüp fıstıklarla tokalaşırsın. Tersten anlamışsın. Tokalaşıp fıstıkları öpmek olacak.
And as far as the motive, congratulations on running unopposed to fill the assemblyman's seat.
Ve itici güce gelince... Meclis üyesinin koltuğuna rakipsiz. ... aday olduğunuz için sizi tebrik ederim.
There are some people who are disappointed that he's running unopposed.
Karşı davrandığı, hayal kırıklığı yaşayan insanlar var.
Dude, you're running unopposed.
- Senin kimseyle sorunun yok.
Obviously, Tom's gonna withdraw his candidacy, and I'll end up running unopposed.
Görünüşe göre, Tom adaylıktan çekiliyor, bende rakipsiz kalıyorum.
The Separatist battleship Malevolence advances unopposed to Republic space, tearing apart any ship that stands in its path.
Ayrılıkçıların savaş gemisi "Kin" Cumhuriyet bölgesine doğru, yoluna çıkan her gemiyi parçalayarak ilerlemekte.
Immortality, invincibility, unopposed, the strongest, are all completely ridiculous
Ölümsüzlük, yenilmezlik, karşı gelinmezlik, en kuvvetlilik bütünüyle tamamen komiktir
Back on the shore, the 17th infantry regiment hits Attu's beaches unopposed.
Kıyıdaysa Attu kıyılarına saldıran 17. piyade alayı bir muhalefetle karşılaşmamıştı.
Maybe I'll even run unopposed next time.
Sanırım bir dahaki sefere muhalefet adayı olacağım.
There's a reason he's running unopposed, RJ.
Rakipsiz olmasının bir nedeni var, RJ
Max Owens runs unopposed every year.
Max Owens her sene seçime rakipsiz giriyor.
See, I like running unopposed'cause it gives me time to focus on the important issues.
Bildiğin gibi, rakipsiz olmayı severim. Çünkü bana önemli sorunlara odaklanmak için zaman veriyor.
She just runs unopposed, because nobody wants to go up against her.
Rakipsiz aday çünkü kimse ona karşı olmak istemiyor.
I'm running unopposed.
Rakipsiz adayım.
If I ran for Blossom Queen unopposed and won, boring.
Gelişim kraliçesi yarışında rakipsiz olup kazansaydım, sıkıcı.
Max and Jenny usually run unopposed, but now the "douche-verse" split in two.
Genelde Max ve Jenny seçimlere tek aday girerlerdi. Ama artık piç çift, ikiye bölündü.
Here he is, running unopposed...
İşte o burada, rakipsiz...
That's the perks of running unopposed.
Bu avantalar içinde rakipsiz.
I mean, he's running unopposed.
Karşısında tek bir rakip bile yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]