English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unpacking

Unpacking translate Turkish

368 parallel translation
Sorry, Alberto, but I'm unpacking.
Kusura bakma Alberto, eşyalarımı boşaltıyorum.
Well, while you're unpacking, I'll remove the dust and change my dress.
Sen eşyalarımı yerleştirirken... ben de elbisemi değiştireyim.
I haven't finished unpacking.
Henüz tam olarak yerlesemedim.
I still can remember my delight, unpacking, getting ready for dinner.
Odaya yerleşip, yemeğe hazırlanırken duyduğum sevinci, dün gibi hatırlarım.
Oh, you haven't finished unpacking.
Bavullarını boşaltmadın daha.
We're unpacking.
Biz boşaltacağız.
This big house to look after and all the unpacking still to be done.
Bu büyük evin bakımı yapılacak, ve biz hala eşyalarımızı yerleştirmedik.
Your grandma's not young, Tom, and all that packing and unpacking tired her out.
Doktor "Kendine bakarsa, yıllarca sağlıklı yaşar" dedi. Büyükannen genç değil, Tom ;
Now get back to unpacking that horse.
Şimdi, atlarda ki paketleri açmaya geri dön.
Well, let's start unpacking.
Paketi açalım.
In the meantime, why dont you start unpacking?
Bu arada sende bavulları boşaltmaya ne dersin?
Well, I see you've certainly been unpacking.
Endişelenmeyin yine de.
- Give me a hand unpacking?
- Bana bavulları açmada yardım edecek misin?
I'd leave the unpacking if I were you,
Yerinizde olsam eşyaları çıkarmazdım.
Well, ain't no need in moping, we need to start unpacking these crates and one of you all call the movers, tell them not to come.
Üzülmeye gerek yok, şu sandıkları açmaya başlamak lazım ve biriniz taşıma şirketini arasın, gelmemelerini söylesin.
I'd just gotten back and was unpacking, hiding 400 francs my parents had given me for a suit, when Guillaume knocked.
Guillaume gelip kapımı çaldığında eve daha yeni gelmiş, eşyalarımı boşaltıyor ve ailemin takım elbise almam için verdiği 400 frankı saklıyordum.
- I was up there unpacking my samples.
Ben satıcıyım. - Yukarıda numunelerimi çıkarıyordum.
I was unpacking your cases.
Valizlerinizle ilgileniyordum.
I must say, I never saw myself unpacking a prime minister.
Yine de bir başbakanı kurtaracağım aklıma gelmezdi.
Lady Dean has retired gracefully and is unpacking.
Leydi Dean terbiyesiyle çıktı ve eşyalarını çıkarıyor.
Now if you'll finish unpacking the rest of the supplies.
Şimdi de diğer malzemelerin boşaltılmasını bitirin.
Did you know them farmers was unpacking?
Çiftçilerin parti parti yerleşeceklerini biliyor muydun?
Just unpacking, that's all.
Sadece eşyaları çıkarıyordum, hepsi bu.
- I was unpacking.
- Bavulumu açıyorum.
Finish unpacking Miss Anne's things.
Bayan Anne'in eşyalarını çıkarmayı bitir.
I've been meaning to, but I've been so busy unpacking I haven't had a chance.
Eşyalarımı yerleştirmekten, bakmaya vaktim olmadı, ama sanırım öyledir.
I'll start unpacking. - You just look around, make yourself comfortable.
Eşyalarını yerleştireyim, sen de keyfine bak.
Mr. Wilson, wheel Mr. Gardiner in for x-rays after you've finished unpacking.
Bay W ¡ Ison, ¡ s ¡ n ¡ z b ¡ t ¡ nce Bay Gard ¡ ner'röntgen çek ¡ m ¡ ne götürün.
- I'm gonna finish unpacking.
- Bavulları boşaltacağım.
Can I just ask you why you're unpacking?
Bavulunu neden boşlaltığını sorabilir miyim?
I'm unpacking my desk and moving across the plaza.
Yakında buradan ayrılacağım.
That's sweet of you, but I've got a lot of unpacking to do, but thanks.
- Çok tatlısın Ernie ama daha bir sürü işim var. Yine de davetin için teşekkür ederim.
- You've got all that unpacking.
- Hayır canım senin senin daha bir sürü işin var.
This is a lot more important than unpacking.
Bu benim yerleşmemden çok daha önemli. - Ben iyiyim. İyiyim.
I've got some unpacking to do.
Eşyalarımı boşaltmam lazım.
I haven't finished unpacking.
Henüz yerleşemedim.
We will be unpacking until October!
Ekime kadar valizler boşalmış olacak!
You're unpacking my groceries.
Paketlerimi boşaltıyorsun.
Unpacking?
Açayım mı?
- Where is she? - Oh, she's, uh, unpacking.
- Çantalarını açıyor.
Why are you unpacking?
Neden bavulları açıyorsun?
Finish unpacking.
Eşyalarımı yerleştirmeyi bitirdim.
I absolutely adore packing and unpacking.
Bavul hazırlayıp boşaltmayı kesinlikle çok severim.
Start unpacking.
Valizleri boşalt.
- We're still unpacking.
- Hala eşyalarımızı yerleştiriyoruz.
You're never gonna get to this... because by the time you finish unpacking, we're gonna come back.
İnan bana bunlara bakma fırsatın olmaz. Zaten sen valizini açmayı bitirebildiğinde geri dönme zamanımız gelmiş olacak.
She needs help arranging the furniture and unpacking the suitcases, miss freud.
Evet, eşyaları yerleştirmek için yardıma ihtiyacı var Bayan Freud.
Finish unpacking, Nelson.
Hepsini çıkar Nelson.
Hey, hey, hey " I thought you were unpacking. I am.
- Hey, bavullarını boşaltıyorsun sanıyordum.
You know perfectly well that I've got a splitting headache and I've got all the unpacking to do. Andrea will show to your room, if you like.
İsterseniz Andrea size odanızı gösterir.
Start unpacking.
Derhal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]