English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unpaid

Unpaid translate Turkish

405 parallel translation
Amid the dead My debt to thee unpaid
Ölülerin arasına, Sana olan borcum bekler.
The only people who come to the house these days... are tradesmen with unpaid bills — shoemakers, tailors, dozens of others.
Bu günlerde bu eve gelen kişiler genelde... faturaları ödenmeyen esnaflar - Ayakkabıcılar, terziler, ve diğerleri.
Forget about Mama and the kids and the unpaid bills and the rent and marry some poor dope like Carlos Dominguez and get fat.
Annemi ve çocukları ve ödenmemiş faturaları, kirayı unutup Carlos Dominguez gibi fakir bir sersemle evlenip şişmanlamalıyım.
It's an unpaid electric light bill?
Ödenmemiş bir elektrik faturası?
And then there's the matter... of my unpaid wages. sir.
Ve bir de benim ödenmeyen maaşlarım konusu vardı efendim.
His bill with us is still unpaid.
- Bize borcu hala ödenmedi.
lemon, you heartless and cold-blooded brute do you think I will leave you with this debt unpaid? !
Iemon, seni kalpsiz ve soğukkanlı hayvan bu borcunu ödemeden seni bırakacağımı mı sanıyorsun?
A little matter of unpaid bills back in Sherrington.
Sherrington'da ödenmemiş faturalarımız var.
Something about an unpaid account, sir.
Faturalar ödenmemiş efendim.
There is nothing charming about running through, including the unpaid bill for a ring, approximately $ 70,000 in one week.
Bir yüzük için ödenmemiş bir fatura da dâhil olmak üzere bir haftada, yaklaşık 70 bin dolar harcamanın hiçbir sevimli yanı yok.
Unpaid?
Ücretsiz mi?
Acting, unpaid sergeant.
Vekil ve para almayan çavuş.
The woman becomes an unpaid domestic servant.
Kadın da ücretsiz hizmetçi olur.
But I could cite one case among a thousand other frauds, of old bank notes unpaid from savings then resold at three or four percent of their face value reassigned to good funds and reimbursed in full.
Ama diğer binlerce dolandırıcılık arasında bir davadan bahsedebilirim, tasarruflardan ödenmemiş eski banknotların görünür değerlerinin yüzde üç veya dördüyle yeniden satılıp fonlara yeniden ve tam olarak aktarılması.
"Although you have received previous notice, " your right-to-live tax remains unpaid. "
İlişikte gönderdiğimiz uyarıyı dikkate almadığınız taktirde yaşam verginiz üzerinde, aşağıda belirtilen maddeler uygulanacaktır.
... with a big picture of an unpaid bill.
... ödenmemiş bir faturanın büyük bir resmiyle.
What am I, the unpaid clown of the production?
Ben neyim peki? Bu eserin ücretsiz soytarısı mı?
You will not go unpaid. I assure you of that.
Seni temin ederim ki, karşılığını almadan gitmeyeceksin.
Leave your bills all unpaid
Bırak faturalarını ödeme
"We women fight for the time when we no longer will get less pay than a man for the same work... no longer live off our men, do unpaid yet socially essential housework."
"Biz kadınlar aynı iş için erkeklerden daha az ücret almayacağımız ve kocalarımızın sırtından geçinmeyeceğimiz bir gün için mücadele ediyoruz." "Ücreti olmayan ama toplumsal olarak önemli bir iş olan ev işlerini yürütüyoruz."
12 % on the unpaid balance, first of the month and then it graduates.
Ayın ilk günü kalan borç üzerinden yüzde 12, sonra artıyor.
Three million in unpaid vouchers, Alex...
Geri ödenmemiş borç senetleri tutarı 3 milyon alex...
More character. Character and unpaid bills, old buddy.
Kişilik faturaları ödemiyor!
Sickness : unpaid.
Hastalık : ödenmemiş.
"Leave to remain in the United Kingdom on condition that the holder does not engage in employment paid or unpaid, and does not engage in any business or profession is hereby given for one month."
"Birleşik Krallık'ta bulunma izni herhangi bir iş veya meslekte ücretli veya ücretsiz meşgul olmamak şartıyla bir aylığına verilir."
An unpaid army.
Maaşsız bir ordu.
If the Deputy District Attorney had taken the time out to check her records... she would have found that the outstanding warrants... for the unpaid traffic tickets were invalid.
Bölge Savcı Yardımcısı kayıtları inceleseydi, ödenmemiş trafik cezaları hakkındaki takip emrinin geçersiz olduğunu öğrenirdi.
You've got 43 unpaid parking tickets.
43 adet ödenmemiş park cezanız var. — İsa aşkına.
The Court finds the defendent guilty and sentences him to thirty days loss of liberty with the obligation to do unpaid, supervised community work
Mahkeme sanığı suçlu buldu ve otuz gün boyunca özgürlüğüne el koyarak ödemediği minnet borcunu ödemesine, kamu yararına çalışmasına karar verdi.
Well, sir, you have 25 unpaid parking tickets.
- Ödenmemiş 25 park cezanız var.
- You have 25 unpaid parking tickets.
25 ne? - Ödenmemiş 25 park cezanız var.
- You have 25 unpaid parking tickets.
- 25 trafik cezanız var.
Sir, you have 25 unpaid tickets and it's your car.
Ödenmemiş trafik cezalarınız var ve araba sizin.
I mean, my husband alone has over 100 unpaid parking tickets.
Örneğin, sadece kocamın bile 100'ün üzerinde ödenmemiş park cezası var.
He left them with a stack of unpaid medical bills and not too much of anything else.
Sizin yerinizde olsam karısı ve çocuğuyla ilgilenirdim. Ödenmemiş bir sürü hastane masrafından başka hiç bir şey bırakmadı onlara.
Unpaid servants.
Ücretsiz hizmetkarlar.
To be the unpaid slave of a titled yokel who hasn't even read a book, who thinks Bach is something terriers do.
Okumamış, soylu bir köylünün parası ödenmemiş kölesi olmak için Kim düşünürdü ki bekarlık askerlere özgü bir şey.
And I don't take very seriously the media or the press in this country who in the case of the Persian Gulf War were nothing more than unpaid employees of the Department of Defense and who most of the time...
Ve bu ülkedeki medya veya basını ciddiye almıyorum, ki bunlar da Basra Körfezi Savaşı'nın sadece Savunma Bakanlığı'nın parası ödenmemiş çalışanlarının parasını karşılama amacıyla yapılması durumunda çoğu kez... çoğu kez...
That's true, Aaron, but that still leaves an unpaid balance... of $ 172.
Doğru, Aaron. Ama ödemeden sonra 172 dolarlık borcunuz kalıyor.
A police officer entered Mr. Hardwick's apartment to serve him a warrant for an unpaid violation for drinking in public.
Görevli bir polis Hardwick'ın evine bazı sorular sormak için girer nedeni ise kamu yerinde sarhoş olarak tacizde bulunmak.
Yeah, I bet I got some unpaid parking tickets.
Evet Evet iddaya eski biletlerimle Oto parka aracımı park edebilirim.
Are you offering to help me with the collection of an unpaid debt?
Ödenmemiş bir borcun tahsili için bana yardım mı teklif ediyorsunuz?
- It's marked unpaid.
- Çek ödenmemiş görünüyor.
She drove up on the sidewalk, and when the police ran her name through the computer, they found quite a little backlog of unpaid parking tickets!
Arabayı kaldırıma sürmüş. Polis bilgisayardan onu tarattığında ödenmemiş... birçok park cezası bulmuş
He's my last unpaid debt.
O ödenmemiş son borcum.
Have you done any work, paid or unpaid, over the last fortnight?
Son 15 günde ücretli ya da ücretsiz hiç çalıştın mı?
I have unpaid parking tickets.
Ödenmemiş park biletlerim var.
I have some items to collect under federal and state law in lieu of unpaid debts.
Ödenmeyen borçlara karşılık bazı eşyalarınızı haczedeceğiz.
I thought I was my sister's nurse and unpaid waitress.
Ben de kendimi kızkardeşimin hemşiresi buranın da ücretsiz garsonu sanıyordum.
- 235 unpaid parking tickets... totaling $ 175.
- Bu pisliği ne için yakaladık? - Ödenmemiş 253 park cezası var. Toplam 175 dolar ediyor.
Because you sound like a mature, responsible person who wouldn't want an unpaid bill to spoil all his dreams for the future. Dreams such as home ownership, boat ownership and event attendance.
Çünkü ev sahipliği, bot sahipliği ve eğlence yerlerinde bulunmak gibi hayallerinizi, ödenmemiş bir kredi kartı faturasıyla mahvetmeyecek kadar olgun ve sorumlu biri gibi görünüyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]