Unpredictable translate Turkish
1,307 parallel translation
After the Junior League denied her membership, shes been unpredictable.
Genç takım üyeliğini reddetikten sonra, ne yapacağı tahmin edilemiyor.
unpredictable ;
Önceden tahmin edilemez.
. - More unpredictable than ever.
- Hiç olmadığı kadar tahmin edilemez durumda.
You're very unpredictable.
Ne diyeceğin hiç belli olmuyor.
It's unpredictable, isn't it?
Önceden kestirilemez.
He's a bit--wossername- - unpredictable, isn't he? He might not have me.
Ne derler, önceden bilinemezlerden.
He's quite unpredictable, you know.
Biliyorsunuz biraz farklıdır
When he becomes another person, he may be unpredictable.
Başka insan olduğunda, tahmin edilemez olabilirdi.
Relief from drought is unpredictable and often arrives a long way from where it is needed
Kuraklıktan rahat bir nefes almak çok güçtür ve sık sık ihtiyaç duyulan uzak bir yoldan gelir.
Lively like Meg Ryan dignified like Annette Benning and unpredictable like Nicole Kidman
Meg Ryan gibi kıpır kıpır, Annette Bening gibi oturaklı... Nicole Kidman gibi kararsız.
And I saw where I belonged for the very first time to some place even deeper and bigger I just defiantly face the utterly unpredictable world
Uçsuz bucaksız da olsa, çok büyük ve derin de olsa sağı solu belli olmayan bir dünyayla cesurca yüzleşiyorum.
Totally unpredictable.
Bu iş önceden belli olmaz.
Look, I hate to do this, but you and I both know that Ryan can be unpredictable at times.
Bak, bunu yapmaktan nefret ediyorum ama ikimizde biliyoruz ki böyle zamanlarda Ryan'ın sağı solu belli olmaz.
But the dispersal of radioactive debris from a dirty bomb is unpredictable and could multiply that figure many times over.
Ama kirli bir bombadan yayılabilecek kalıntının tahmini imkansız ve bu rakamı kat kat katlayabilir.
My guess is they're working for a group, clearly unpredictable and dangerous.
Tahminimce tanınmayan ve tehlikeli bir grup için çalışıyorlar.
After the agony, the transformation's effects would be unpredictable.
Ama bu acının azalmasından doğan yan etkiler kesinlikle belirsiz olacak.
I've never been to Earth, but I find the humans I have encountered quite unpredictable.
Dünyada hiç bulunmadım ama karşılaştığım insanları oldukça tahmin edilemez buldum.
They're very unpredictable.
Ne yapacakları belli olmaz.
They found their crewmates too chaotic and unpredictable.
Mürettebatı anlaşılmaz ve karmaşık buldular.
One of the best things about women is they're unpredictable,
Kadınlarla ilgili en iyi şeylerden biri de kadınların önceden bilinememesidir.
New York weather, like a man, can be unpredictable.
New York havasının, aynı erkekler gibi, sağı solu belli olmaz.
And this elegant idea resolves the conflict between our jittery unpredictable picture of space on the subatomic scale and our smooth picture of space on the large scale.
Ve bu zarif fikir, bizim atomaltı seviyedeki belirsiz ve öngörülemez resmimiz ile büyük ölçekli düzgün görünüşlü resmimiz arasındaki çatışmayı çözmektedir.
As Ben had no home, Grace's domestic experiments were absolutely things he didn't need, but he put up with them anyhow, appearing with astonishing punctuality when the act of domesticity had been completed, no matter how unpredictable business hours in the freight industry might otherwise have been.
Ben'in evi olmadığı için Grace'in ev işi yapmasına ihtiyacı yoktu. Yine de bu hizmetten yararlandı ve nakliye işinde çalışma saatleri her ne kadar belirsiz olsa da şaşırtıcı bir dakiklikle. ... ev işleri biter bitmez garaja dönmeye başladı.
We must never ignore the unknown or the unpredictable.
Bilinmeyeni ya da beklenmeyeni asla hafife almamalıyız.
Now that's an unpredictable monkey.
Şimdi, bu tahmin edilemez bir maymun.
During this period, they are unpredictable.
Bu dönemde ne yapacakları belli olmaz.
The weather's unpredictable here.
Burada havanın nasıl olacağı hiç belli olmuyor.
The velocity of ascent will be incommensurable, cosmic, tremendous, while the parabola of descent will frankly follow an unpredictable trajectory, as laid down by the law of evasion.
İniş parabolü bütün engelleri aşarak sürüklenirken yokuşun verdiği hız da kozmik ve muazzam olacak.
Ronnie's crazy and unpredictable, but was always good with me, until he got hooked up with one of the sleaziest scumbags to ever come down the Pike.
Ronnie çılgındır, sağı solu belli olmaz. Ama bana hep iyi davranırdı. Ta ki en aşağılık serserilerden biri olaya dahil olana dek.
One of those unpredictable things he used to do.
Hep yaptığı o tahmin edilemez şeylerden biri.
Life is so unpredictable
Hayatta ne olacağını kestiremiyorsun.
It's less unpredictable.
Nasıl karşılayacaklarını kestirebilirsin.
It's unpredictable.
Tahmin edilemez şeyler
Angelus is unpredictable.
Angelus'un ne yapacağı tahmin edilemez.
Compromised the timing device. Made the bomb unpredictable.
- Zamanlama cihazını bozmuş.
I repeat, very unpredictable, all right?
Sağları solları belli olmaz.
We all know how unpredictable the market is.
Hepimiz pazarın ne kadar öngörülmez olduğunu biliyoruz.
If I learned anything from that experience... it's that battlefields are unpredictable places... even under a flag of truce.
Eğer oradaki deneyimlerimden birşey öğrendiysem... savaşlar öngörülemeyen yerlerdedir... hatta beyaz bayrak altında olsa bile.
Arkonians are unpredictable.
Arkonianların sağı solu belli olmaz.
The laws of biochemistry on this world maybe just as unpredictable... as the laws of physics.
Bu gezegende ki biyokimya kanunları belki de fizik kanunları gibi tahmin edilemiyordur.
They have a ball machine on their tennis court... that is extraordinarily loud and unpredictable.
Çok gürültü çıkarıyor ve ne yapacağı hiç belli olmuyor.
- It's unpredictable.
- Ne olacağı belli olmayan.
- Crude and unpredictable, actually.
- Acemice ve ne yapacağı belli olmayan bir bomba, aslında.
Yeah, I know. She's a little unpredictable.
Evet, bazen ne yapacağı hiç belli olmuyor.
Knowing which species of fruit tree is in season at any particular time is not easy, and some are unpredictable.
Ancak belirli bir dönemde hangi meyve türünün olgunlaştığını bilmek kolay değildir ve bazılarını tahmin etmek imkânsızdır.
Life can be very unpredictable.
Hayat hiç belli olmaz.
For some time, my life will be too unpredictable.
Bir süre için, hayatım belirsiz olacak.
Yes, he's selfish and cowardly and unpredictable
Evet, bencil, ödlek, güvenilmezin teki.
The heart is very unpredictable.
Ama kalp bu.
UNPREDICTABLE? ANY MOMENT, ANY ONE OF US COULD PICK UP THE WRONG GUY, OR GET ON THE WRONG PLANE,
Her an, içimizden birimiz yanlış bir adama denk gelebilir, ya da yanlış bir uçağa binebilir, ya da kaldırımda dururken yolundan sapmış bir otobüsün altında kalabilir.
The mind is an unpredictable machine.
Beyin, tahmin edilemeyen bir makinedir.