English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unprovoked

Unprovoked translate Turkish

177 parallel translation
I'm merely here to guarantee you protection against any unprovoked assault.
Sizi provoke saldırılara karşı koruyacağımı temin ederim.
Unprovoked assault!
Provoke saldırılar!
The second, a savage and unprovoked attack.. Against an Officer of the law in the execution of his duties.
İkinci olarak, görevini yapan bir polise haksız ve şiddetli saldırı.
Only what I heard, that it was an unprovoked and ruthless killing.
Tek bildiğim sebepsiz ve vahşice bir katliam olduğu.
" that has been totally unprovoked by me.
"ve sorumlusu ben olmayacağım."
In an unprovoked display of violence, he attacked two of his classmates.
Okulun son gününde sebepsiz yere şiddet gösterisinde bulunup iki sınıf arkadaşına saldırıyor.
Details of the acid bomb used in the unprovoked attack on the London saucer landing area!
Londra uçan daire iniş alanına düzenlenen saldırıda kullanılan asit bombasının notları. Daha da var.
Having heard the witnesses, I, Judge Cutchell, in the name of the law proclaim, that Hart Perkins died, in the course of an unprovoked attack, during which Mr. Frank Talby, exercised his right of self-defense.
Tanıkların söylediklerine göre, ben Yargıç Cutchell kanun namına açıklıyorum ki... Hart Parkins provoke edilmemiş bir saldırısı sonucunda öldürülmüştür. Bu sırada Bay Frank Talby nefsi müdafaa hakkını kullanmıştır.
The attack on Professor Starnes'party must surely have been unprovoked.
Starnes'ın gurubuna karşı gerçekleşen saldırı tahriksiz olmuş.
All ships damaged in unprovoked attack.
Tüm gemiler, nedensiz bir saldırı sonucu hasar gördü.
That was an unprovoked attack that was retaliatory- -
Bu misilleme niteliğinde sebepsiz bir saldırıydı.
Undeclared war, unprovoked war started by the bloodiest terrorist of modern history.
İlan edilmemiş savaşı, tahriksiz savaşı çağımızın en kanlı teröristi başlattı.
The unprovoked attack on our submarine and the move into Iran are the actions of a reckless and warlike power.
Bir sebep olmaksızın, denizaltımıza yapılan saldırı ve İran'a girilmesi... pervasız ve savaş yanlısı bir gücün davranışlarıdır.
Soviet military spokesmen have claimed that the collision constituted an unprovoked attack.
Sovyet askeri sözcüsü ise, bu çarpışmanın provokatif eylem olmaksızın yapılmış bir saldırı olduğunu iddia ediyor.
All citizens to stay on their jobs, restrict unnecessary travel what officials are calling an unprovoked attack.
Vatandaşların işlerine devam etmeleri, gereksiz seyahatlerden kaçınmaları Yetkililer, provokatif eylem olmaksızın yapılmış bir saldırı olarak niteliyor.
We're fairly sure he beat up on these people unprovoked.
Bu kişilere yok yere vurduğundan emin sayılırız.
The result of an unprovoked attack while he travelled to see you under a flag of truce, on a mission of peace.
Hem de elinde beyaz bayrakla sizinle yapacağı barış görüşmelerine gelirken ateş açılması sonucu.
Then how do you explain the Federation's unprovoked assault on Cardassian territory 14 hours ago?
O zaman 14 saatten daha az bir zaman önce Federasyon'un Cardassian topraklarına sebepsiz yere başlattığı bir saldırı yaptığı gerçeğini nasıl açıklarsınız.
The prosecutor began firing his weapon, although unprovoked to do so...
Savcı, hiçbir tahrik olmamasına rağmen, silahı ile ateş etmeye başlamıştır.
- He was not entirely unprovoked, Chief Inspector.
Kendine göre sebepleri yok denemez, Başmüfettiş.
Get up! - You ran at him unprovoked.
- Onu gereksizce düşürdün.
So why don't you get the fuck out of here before I sue your ass for unprovoked harassment.
Verdiğiniz rahatsızlık yüzünden size dava açmadan defolun gidin.
You are charged with the calculated and unprovoked murder of two of this station's residents, as well as the brutal slaying... of a security officer.
Kışkırtılmadan ve planlayarak adam öldürmekle suçlanıyorsun. İki üs sakinini ve bir güvenlik görevlisini vahşice öldürmüşsün.
- With an unprovoked attack.
- Nedensiz bir saldırı için.
Unprovoked, was it?
Nedensiz öyle mi?
Starfleet will not participate in an unprovoked invasion.
Yıldız Filosu sebepsiz bir işgalde yer almayacak.
Then the attack on your transport was completely unprovoked.
O zaman geminiz saldırıyı herhangi bir şekilde kışkırtmadı.
Random and unprovoked executions will keep them alert and motivated.
Rasgele ve sebepsiz idamlar tüm işçileri dikkatli ve motiveli tutacaktır.
Why an unprovoked attack?
Neden kışkırtma olmadan saldırıyorlar?
It was an unprovoked attack on a ship in international waters.
Uluslararası sularda kışkırtma olmadan bir gemiye yapılan saldırıda.
Blaming you for the unprovoked murder of our pilots will help get the military and public opinion back on Clark's side.
Sizi kışkırtılmadığınız halde pilotlarımıza saldırıp öldürmekle suçlayacak böylece askeriyenin ve kamuoyunun görüşlerini tarafına çekmeye çalışacak.
Only this time it will look like a rescue mission instead of an unprovoked attack.
Bu sefer sebepsiz bir saldırı değil bir kurtarma operasyonu olduğu düşünülecek. - Ne zaman harekete geçerler?
Joe would have never hurt those people unprovoked.
Joe kışkırtılmadığı sürece insanlara zarar vermez.
It was unprovoked.
Hiçbir şey yapmadım.
Will these unprovoked attacks continue?
Bu nedensiz saldırılar devam edecek mi?
I would hardly call his action unprovoked.
Bunda provokasyon yoktur diyemeyeceğim.
Completely unprovoked, slaughtered two million civilians.
Tamamen kendi başlarına, 2 milyon sivili katlettiler.
Unprovoked.
Tahliye modüllerini alıp gemiyi terk ettiler.
The attack on Moya was not unprovoked.
Moya'ya yapılan saldırı kışkırtma sonucu.
An apology for that unprovoked broadside you levelled at me.
- Bir özür. Hiç hak etmediğim halde bana ağır saldırıda bulundun.
Because of this unprovoked, dastardly attack by Japan, I ask that the Congress declare a state of war.
Japonya'nın kışkırtmasız, alçakça saldırısı yüzünden Kongrenin savaş ilan etmesini istiyorum.
And that justifies an unprovoked attack?
Ve bu sebepsiz saldırınızı haklı mı çıkartıyor?
Everyone in the alliance must agree not to launch unprovoked attacks.
İttifaktaki herkes sebepsiz yere hiç kimseye saldırı başlatmamalı.
Some woman just pushed me off the bus. It was totally unprovoked.
Kadının teki beni otobüsten itti, tamamen durduk yere.
Three witnesses'statements... all of them saying the officer's assault... on the youth was unprovoked.
Üç şahit ifadesi hepside polis memurunun bir gence sebepsiz saldırdığını söylüyor.
Hat was attacked maliciously and unprovoked by a gang of babies in Westown Park.
West Town parkında kötü niyetli bebek çetesi tarafından, rahatsız edilmiş, sonra da saldırıya uğramış.
Unprovoked, sharks rarely attack people, and yet humans have decimated the shark population by killing millions of them each year.
Kışkırtılmazlarsa, köpek balıkları insanlara nadir saldırır. Oysa insanlar, her yıl milyonlarca köpek balığı öldürerek büyük katliam yaptı.
That give you the right to commit unprovoked violence against me?
Bu bana karşı sebepsiz şiddet uygulama hakkı vermek?
It was completely unprovoked.
Benim hiçbir suçum yok.
- Unprovoked?
- Bana vurdu.
Are you saying his actions were unprovoked?
Davranışlarının kışkırtılmadığını mı söylüyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]