English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unseal

Unseal translate Turkish

61 parallel translation
I say unseal Britain, and let my people go.
İngiltere'yi açın ve halkımı bırakın diyorum.
Unseal them.
Bu, o mührü açar.
Unseal the doors.
Hasar yok. Kapıları açın.
Unseal a presentment. I don't know.
Bir ifadeyi yeniden araştırmak, bilemiyorum.
If your client won't sign, you cannot move the court to unseal them.
Sam imzalamadan onları mühürsüz mahkemeye iddia etmenin yolu yok.
You must not unseal the Apple Seed.
Appleseed serbest bırakılamıyor.
When Lord Carnarvon paid Carter to unseal the tomb in 1922 he didn't think much of that legend either.
1922 yılında Lord Carnarvon lahiti açması için Carter'ı tuttuğunda bu efsaneyi o da fazla ciddiye almamıştı.
Unseal it, if you can.
Açabilirsen aç.
Garcia, unseal it.
Garcia, fazlasını öğren.
I was able to unseal a file regarding Amber Canardo.
Amber Canardo'yla ilgili bir dosyayı açmayı başardım.
Unseal it
Aç onu.
- Unseal it.
- Kaydı açın.
we've been warned to never unseal the canopy.
Tavanı açmak bizim neslimiz için yasak!
Then I'll unseal it.
Öyleyse mührünü açın.
Unseal the Vault.
Mahzen açıldı.
I got the court administrator to unseal it
Sulh hakimine mührü kaldırttım.
In a few minutes I will give orders to unseal the decks.
Birkaç dakika içinde, güvertelerin açılması emrini vereceğim.
all right, see if you can get one of the lawyers to unseal it, for now.
Pekala, avukatlardan birisine ulaşıp, dosyayı incelemeye çalışalım.
Then let's unseal them.
Açalım onları o zaman.
Only I can unseal it.
Büyüyü ancak ben kaldırabilirim.
Unseal the palace now.
Saray'daki büyüyü kaldır. Hemen.
Perhaps you and Dr. Hodgins can find a way to unseal the remains.
Belki de seninle Dr. Hodgins, kalıntıları açığa çıkarmanın bir yolunu bulabilirsiniz.
We can unseal his crime scene in about two hours and give it back to him?
Dükkanındaki mührü iki saat içinde kaldırıp, ona iade edebiliriz.
I can't unseal the doors!
Kapıların mühürünü açamıyorum!
Garza says we need to get a court order in order to unseal the box.
Garza bizim mahkeme herhalukarda kutuyu açtırmak için mahkeme emrine ihtiyacımız olduğunu söyledi.
It appears young Salters has a sealed record. - Unseal it.
Görünüşe göre genç Salters'ın mühürlü bir kaydı var.
We'll unseal it.
Kırarız.
- There are ways for you to unseal them, am I right?
Onları açmanın yolları var, haksız mıyım?
You know, w-we finally unseal a new section, make the biggest discovery aboard this ship since the bridge, and now we're supposed to ignore it because Rush says so?
Bu kesim, köprüüstünden bu yana yaptığımız en önemli keşif,... sırf Rush istemedi diye hiç bir şey olmamış gibi mi davranacağız?
I'll call my judge, have him unseal the court records, but it might take a couple of hours.
Ben mahkeme kayıtları için hakimi arayacağım. Fakat bu iş birkaç saati bulabilir.
Well, let me help you unseal them.
O halde dur da onları açmana yardım edeyim.
Unseal!
Çözül!
Unseal it.
Mührü açar.
If I strip and unseal that engine, am I going to find that it's oversized?
Motoru açarsam normalden büyük olduğunu mu göreceğim?
Time to unseal it.
Mührü kırma zamanı.
Good, unseal the doors.
Güzel, kapıları açın.
So, I must need the Hero's Qi to unseal it.
Mührü kaldırmak için Hero's Qi'ye ihtiyacım var.
Legally, any... Any arrest in connection with this search would be grounds to unseal warrant.
Yasal olarak... bu arama ile ilgisi olan herhangi bir tutuklama bu emrin gizliliğini kaldırmak için yeterli bir gerekçe yaratabilir.
I'm here because your people filed a Franks motion to unseal the search warrant.
Seninkiler arama emrinin gizliliğini kaldırmak için Franks davası ikame etmişler.
Under the Franks doctrine, that is grounds to unseal the warrant.
- Franks ilkesine göre, bu emrin açıklanması için bir nedendir.
I tried to get you the logs for the security team for those two weeks, but, um... they said it would take months of legal maneuvering to unseal them.
Güvenlik elemanlarından iki haftalık kayıtları almayı denedim fakat bana onların mühürlerini çıkarmanın bile yasal olarak iki ay süreceğini söylediler..
Because of the circumstances, the NYPD has agreed to unseal confidential facts about Detective Sullivan's file.
Çok mu çabuk iç karartıyorum? Tanıştığım ilk mantıklı konuşan insansın. Sekiz hafta mı oluyor şimdi?
You know what'll happen if they unseal that box.
O kutunun içindeki açığa çıkarsa ne olacağını biliyorsun.
I helped him unseal his record a year ago.
Bir yıl kadar önce Jesse'ye kayıtlara açmada yardım ettim.
You see, it was a juvie file, and you didn't have the court's permission to unseal it.
Küçük yaşta birinin gizli dosyasını mahkeme kararı olmadan açtın.
But when I told him that Emma had a juvie file under a different last name, he paid me an extra grand to unseal it.
Emma'nın farklı bir soy adla küçüklüğünden sabıkası olduğunu söylediğimde bana dosyanın mührünü açmam için fazladan 1000 dolar verdi.
If that is true, then why did you pay to unseal Emma's juvenile record?
Bu doğruysa, Emma'nın sabıka kaydındaki mührü açtırmak için neden ödeme yaptınız?
Well, I don't know, I mean, obviously, I've looked for a few birth fathers as an ADA, and the records aren't always easy to unseal.
Bilmiyorum yani bölge savcısı olarak birkaç babalık belgesine baktım ve kayıtları gömmesi bu kadar kolay değil.
- Unseal the city.
- Şehir kalkanını kaldır.
Up from my cabin, my sea-gown scarfed about me in the dark groped I to find out them, had my desire, fingered their packet and in fine withdrew to mine own room again making so bold, my fears forgetting manners to unseal their grand commission, where I found, Horatio -
Odamdan çıktım. Sabahlığıma sarılıp karanlıkta.. El yordamıyla onları aramaya koyuldum yanlarında taşıdıkları paketi çaldım.
Unseal it.
Aç o zaman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]