Unseasonably translate Turkish
59 parallel translation
Well, yes, it has been unseasonably cool lately.
Evet şu sıralar mevsime göre çok soğuk
The temperature for tonight will remain unseasonably cool with patches of fog in the morning and probably... Hey, come on.
Yarın sabah yer yer sisli olacak ve belki de biraz yağmur yağacak.
Next, the national Weather Service forecasts another unseasonably hot summer, it's the 3rd for eastern Japan...
Sonra, Ulusal Meteoroloji Dairesi, beklenmedik bir sıcak hava dalgasının Doğu Japonya için... 3üncü... Batı Japonya için...
Will your apartment be warm that weekend or unseasonably cold?
Senin evin sıcak mı olur? Yoksa soğuk mu?
Now, according to the ancient database, every 20 or 30 years, the sea gets unseasonably warm.
Kadim veritabanına göre, her 20 ya da 30 yılda deniz sezona uygun olmadan ısınıyor.
Unseasonably hot weather continues today with highs in the upper 80s.
Mevsim normalleri üzerindeki hava sıcaklığı 26 dereceye kadar çıkacak.
The rain should cool down this unseasonably early heat.
Yağmur, sıcaklığı mevsim normallerinin altına çekicek.
You folks in the Inland Empire, watch out for unseasonably warm temperatures. We may get up to the low 100s. That means the airquality will be in the...
Daha kuzey bölgede yaşayanlar mevsim normalleri dışındaki sıcak havaya dikkat etsinler.
It curvets unseasonably.
Yerli yersiz lafa atlıyor.
Unseasonably chilly for the time of year, don't you think?
Yılın bu zamanına göre oldukça soğuk. Sence de öyle değil mi?
I heard there was a low sex-front moving in and it was unseasonably lesbian.
Çok düşük miktarda seksin ülkeye giriş yaptığını, ama maalesef bu seksin de lezbiyen olduğunu duydum.
For such a warm welcome on such an unseasonably cold day.
Böylesine zamansızca soğuk bir günde böylesine sıcak bir karşılama için.
A third straight day of unseasonably hot weather reaching into triple figures has resulted in sporadic power failures.
15 Saat Önce Yakında küresel ısınma yüzünden bizi suçlayacaklar.
Like huge bacterial count, unseasonably warm weather- - explains why the rats found him so digestible.
Çok sayıda bakteri sayısı ve mevsimsiz sıcak hava sıçanların onu çok yenebilir bulmasını açıklıyor.
Oh. Well, it has been unseasonably warm. But, you know, things will get better.
Havalar mevsim normallerinin dışında sıcak,... ama biliyorsun aranız daha iyi olacak.
It was an unseasonably warm evening so we both decided to take off all our clothes.
Mevsime rağmen çok sıcak bir akşamdı ve ikimizde bütün elbiselerimizi çıkarmaya karar verdik.
It's unseasonably warm.
Mevsimi değil.
An unseasonably strong wind blows him to indonesia.
Beklenmedik çok güçlü bir rüzgâr onu Endonezya'ya götürür.
I'm drinking. I'm enjoying this beautiful unseasonably cool weather, Temperatures that are supposed to drop to mid-50s tonight.
Mevsim normalleri dışındaki ve bu akşamdan itibaren 10 dereceye kadar düşecek olan serin havanın keyfini çıkarıyorum.
We'd really like to thank all of you for coming out... on such an unseasonably cold night in Richmond.
Richmondda daha önce bu mevsimde hiç rastlamadığımız kadar soğuk bu gecede gelebildiğiniz için hepinize teşekkür etmek istiyoruz.
it's supposed to be an unseasonably beautiful weekend, courtesy of global warming.
Haftasonu hava harika olacak, hatta normalden de sıcak küresel ısınmanın güzelliği.
It's unseasonably warm actually for this time of year, but, uh -
Aslında mevsim normallerinin aksine hava çok yumuşak ama...
But, as we all know, the weather along the shore last night was unseasonably cold.
Ama hepimizin bildiği gibi, sahildeki hava mevsim normalleri üstünde soğuktu.
It was, uh, an unseasonably warm day.
Hava mevsim değerlerinin üzerinde sıcaktı.
Now, look. I know it's unseasonably cold at the moment.
Bak şimdi dışarının mevsim normallerine göre soğuk olduğunu biliyorum.
Minorities, jewesses, and the unseasonably tan?
Azınlıklar, Yahudi kadınlar ve zamansız bronzlar mı?
It was unseasonably warm.
Mevsim normalleri dışında bir sıcaklık vardı.
- Unseasonably and unreasonably rude.
- Korkunç derecede kaba bir adam.
The official line from the government was that the outbreak was due to unseasonably high water temperatures.
Hükümetin resmi kanalı salgının mevsim dışı yüksek su sıcaklıklarına bağlı ortaya çıktığını söyledi.
Cold air, unseasonably cold air coming down out of the northeast, clashing with this warm air mass.
Kuzeydoğu yönünden gelmekte olan ve bu mevsimde hiç alışkın olmadığımız soğuk hava sıcak hava dalgasıyla çarpışacak.
It is unseasonably warm, though, okay?
Mevsim normallerinin üstünde bir sıcaklık var, tamam mı?
Well, it's unseasonably warm.
Evet, mevsim normalleri üstünde, değil mi?
Apologies again for not writing sooner, but I trust this letter finds you well and in good spirits, and I hope that some of this unseasonably warm Petrograd weather... makes it to your neck of the woods.
Daha sık mektup gönderemediğim için tekrar özür diliyorum, umarım iyisindir, sağlığın ve keyfin yerindedir. Ve umarım mevsim normallerinin üzerinde giden Petrograd havası, sana iyi geliyordur.
Someone is about to get unseasonably banged.
Birine, mevsim normalleri dışında çakılmak üzere.
For, according to the Weather Channel, and you can verify this on Google... there were unseasonably strong gusts from the east... which caused untold destruction up and down the South Carolina coast.
Bunu Google'da onaylatabilirsiniz, Hava Durumu Kanalı'na göre doğudan mevsimsizce rüzgarlar geldiği söyleniyordu. Güney Carolina'daki hesapsız bir afetten mütevellit olmuş.
It's all being chalked up to the unseasonably hot, humid weather that's gripped western Europe this past week.
Bütün bunların nedeni olarak Batı Avrupa'daki.. .. mevsimsiz sıcaklar .. ve aşırı nem gösteriliyor.
Unseasonably chilly tonight, isn't it, Emily?
Bu gece garip bir biçimde ayaz var öyle değil mi Emily?
Take a breath, and when you're ready to begin challenge five of 13, follow the unseasonably dressed homeless person across the street.
Derin bir nefes alın ve 13 yarışmadan beşincisine hazır olduğunuzda sokağın karşısındaki mevsime uygun giyinmemiş evsiz kişiyi takip edin.
Unseasonably warm.
Mevsimine bile uygun değil.
Good news is, today should be sunny with highs in the low 60s... unseasonably mild... a real change from the relentless weather of these past few weeks.
Güzel haber bugün güneşli olacak Mevsim normallerine göre ılık... geçen haftalardaki acımasız havaya göre ciddi değişim var.
Good news is, today should be sunny with highs in the low 60s... unseasonably mild...
Güzel haber bugün güneşli olacak Mevsim normallerine göre ılık...
Um... It's been unseasonably cold.
Hava mevsime göre çok soğuktu.
Ford thunderbirds, Lincoln continentals, unseasonably cold that year.
Ford Thunderbird'ler Lincoln Continental'ler o sene mevsim dışı soğuk geçmiş.
"that even the few good souls who remember why they got into health care are silenced"... that he drove to Mexico, took up surfing, and settled in Baja, where he was killed by a rash of unseasonably rough waves in 2012... placing my degree of certainty
Sonra Meksika'ya gitmiş, sörf yapmaya başlamış, Baja'ya yerleşmiş. Sezonu dışında sert olan dalgalar yüzünden 2012'de öldüğü yere.
Unseasonably warm and clear in the pacific northwest.
Pasifik kuzey batıda hava mevsim normallerine göre daha ılık ve açık.
North Carolina weather this morning will be unseasonably cool.
Kuzey Carolina'nın hava sıcaklığı bu sabah mevsim normallerinin altında olacak.
It's so unseasonably cold.
Hava mevsimine göre çok soğuk.
Unseasonably warm.
- Evet, sıcaktı harbiden. Mevsimi olmadığı halde.
" Gourmet Couture regrets to inform you that unseasonably warm weather has adversely affected the truffle crop.
Gurme Couture zamansız sıcak havanın trüf mantarı ekinini kötü etkilediğini üzelerek bildiriyor.
Yeah, unseasonably cool.
Evet, mevsime aykırı olarak biraz serin.
I find it unseasonably humid.
Zamansız fakat hava nemli.