Unsecured translate Turkish
94 parallel translation
I show you your place, there, fast if an unsecured door is to the garden.
Ben, hızlı bir şekilde kapıları kontrol edeceğim, bahçe kapısı hiç güvenli değil..
Miss Caldera, the house would like to have a word with you regarding your unsecured marker.
Bayan Caldera! Ödenmeyen çekiniz için sizinle görüşmek istiyorlar.
That's an unsecured area.
Orası güvenli değil.
Do not pursue hostile parties into unsecured areas.
Güvenli olmayan yerlerde düşmanı izlemeyin.
I have this thing about unsecured lines.
Dinlenen hatlar olabilir.
Well, you should never leave an unsecured gun in a car.
Emniyeti açık bir silahı asla arabada bırakmamalısınız.
- He puts a kid in an unsecured news chopper and the hospital's gonna give him an award!
Çocuğu güvensiz bir helikoptere koydu ve hastane ona ödül verecek!
No, what I can't figure out is why a man who so deliberately and methodically set out to commit suicide would leave the one entrance to the room unsecured.
Sürekli olarak intihar etmek isteyen bir insan neden öleceği odanın zaten tek olan kapısını kilitlemez ki?
- Central Europe, unsecured.
- Doğu Avrupa, güvenliksiz.
You don't leave $ 5000 worth of worms unsecured, but they could freeze.
5000 dolarlık solucan ortalıkta bırakılmaz, ama donabilirler.
Look, I can't talk over an unsecured line.
Daha fazla konuşamam. Bu hat güvenli değil.
I know a place for unsecured loans
Teminatsız kredi veren bir yer biliyorum.
It transmitted over an unsecured connection.
Ama sızıntı güvenli olmayan bir şebekeden geliyordu.
Approaching entry point unsecured.
Giriş noktasına yaklaşıyor.
The offender scans for unsecured wireless access and they just jump on it. E-mail.
Saldırgan korunmasız kablosuz erişim noktalarını tarıyor ve bulduğuna yapışıyor.
I cannot approve an unsecured line against someone with your history.
Seninki gibi, geçmişinde düzensiz bir çizgisi olan birisinin başvurusunu onaylayamam.
They sent the order over an unsecured line.
Güvenli olmayan bir hat üzerinden mesajı yollamışlar.
I don't... he wouldn't say over an unsecured line but I'm going to find out.
Gizli olduğundan söylemedi ama bulurum.
"Unsecured items in an unlatched cabinet are a recipe for disaster." Didn't you read this?
"Kilitsiz dolapta emniyetsiz duran kaplar felaket reçetesidir." Bunu okumadın mı?
There's lots of unsecured networks around.
Burda bir sürü şifresiz ağ var.
That airfield's unsecured.
O havaalanı hiç güvenli değil. "Sağ ol, Nathan."
Okay, why don't I just call Division and let them know about the time that you left the Jarvis firewall unsecured.
Bölüm'ü arayıp, Jarvis ateşduvarını boş bıraktığın zamanı anlatsam mı?
This line is unsecured.
Hat güvenli değil.
Why don't I just call Division, and let them know about the time that you left the Jarvis firewall unsecured?
Bölüm'ü arayıp, Jarvis ateşduvarını boş bıraktığın zamanı anlatsam mı?
You know never to go through an unsecured door, ever.
Güvenli olmayan bir kapıdan geçilmeyeceğini biliyorsun.
YOU'VE ALREADY ADMITTED TO LEAVING YOUR HOUSE UNSECURED.
Üzgünüm, tamam mı? Üzgünüm.
During that time, the vault and skeleton would be unsecured.
Bu zaman boyunca Mezar Odası ve iskelet korumasızdı.
Nitrogen bubbles will form in your bloodstream... and not only be painful, they'll kill you. And during EVAs, a simple thing, such as an unsecured tether... or a misfiring emergency thruster, can also spell disaster.
Mekik dışı aktiviteler sırasında, başıboş bir kablo ya da yanlışlıkla ateşlenen bir acil durum roketi gibi basit şeyler bile bir felaket anlamına gelebilir.
Control, candidate unsecured.
Kontrol, aday güvensiz. Batı tarafındaki ikinci koridora doğru gidiyor.
An MI6 case officer takes a strange girl from an embassy party back to his hotel room where he has an unsecured briefcase
Bir İngiliz Gizli Servis ajanı büyükelçilikteki partiden tuhaf bir kızı Mısır Hava Savunma kodlarının bulunduğu
I detected this audio transmission on an unsecured line.
Güvensiz bir hattan gelen bir konuşma yakaladım.
And you detected that on an unsecured line?
Bunu güvensiz bir hatta yakaladın, öyle mi?
I detected this audio transmission on an unsecured line.
Güvenli olmayan hattan gönderilen şu ses iletimini saptadım :
- I detected this audio transmission on an unsecured line. - Breach.
Bu konuşmayı güvensiz bir hatta yakaladım.
Because that railing is unsecured.
- Korkuluk güvenli değil.
Sarah, you've got an unsecured exit at 2 : 00.
Sarah, saat 2 yönünde güvenli olmayan bir çıkış var.
There's only one unsecured.
Güvenliği olmayan bir tane var.
Well, we believe it's just the beginning, and that the group responsible is in possession of unsecured nuclear materials.
Bunun sadece başlangıç olduğuna inanıyoruz. Grup da emniyetsiz nükleer maddeleri bulundurmaktan sorumlu.
If anyone had access to unsecured stockpiles...
Eğer herhangi biri bu emniyetsiz stokları ele geçirirse...
There are unsecured nuclear materials in play.
Oyunun içinde serseri bir nükleer madde de var.
Just unsecured nuclear materials.
Alt tarafı, ortalık yerde dolaşan bir nükleer madde!
Now, we believe he knows the location of the unsecured nuclear rods.
Nükleer çubukların yerini bildiğini sanıyoruz.
I don't have that - unlike yankee banks, I don't give unsecured loans.
- Bankaların aksine emin olmadan kredi vermem.
The explosion people heard Was actually an unsecured barge Ramming into the canal wall, not dynamite.
İnsanların duyduğu patlama emniyeti alınmamış bir mavnanın kanal duvarına çarpmasıyla oldu, dinamitten falan kaynaklanmadı.
The call tracing software only works in an unsecured area.
Telefon izleme yazılımı yalnızca güvensiz alanlarda işe yarar.
Found an unsecured node.
Güvensiz bir nokta buldum.
Harry, I've been reading Talwar's unsecured public posts on known AQ forums.
Harry, Talwar'ın bilinen El Kaide forumlarındaki karşılıksız halk yazılarını okuyordum.
There's a bunch of unsecured doors down here.
.. burada güvenliği sağlanılmamış bir sürü kapı var.
Unsecured.
Güvenilir değil.
Your soldiers are courageous and brave, but they have to fight the natural tendency to start firing back from unsecured positions.
Askerleriniz cesur ve yürekli ama kendilerini emniyete almadan karşı ateş açma dürtüsüne karşı koymalılar.
Am I not accustomed to a quarter on unsecured loans?
Karşılığında hiçbir güvence olmadan mı borç vereceğim?