Unshakable translate Turkish
57 parallel translation
Thus, you are ready, to give up all, to lose everything, only to prove your unshakable righteousness?
O zaman haklılığınızı kanıtlamak için her şeyinizi kaybetmeye hazır mısınız?
Yours it is, donned with unshakable fidelity, to preserve and guard, in unblemished honor God's bride, the Holy Church.
Senin görevin, sarsılmaz bir sadakatle... tanrının gelini kutsal kilisenin, lekesiz onurunu... koruyup kollamaktır.
In other words, I was being forced into the theory that the murder was committed before 1 : 15. A period for which every single one of you had an unshakable alibi.
Bir başka deyişle, cinayetin 1 : 1 5'ten önce olduğuna inanmam gerekiyordu, çünkü o anda sizlerin başka şey yaptığınıza dair tartışmasız kanıtlarınız vardı.
But I had condemning evidence, unshakable witnesses, and the P.38 business weighed heavily against him.
Ama elimde mahkûmiyetine yetecek deliller sağlam şahitler vardı. Ve şu 38'lik meselesi, ciddi biçimde aleyhindeydi.
Unshakable belief in National Socialism!
Nasyonal Sosyalizme olan inancı sarsılamaz!
My will... is fixed and unshakable.
İradem sarsılmazdır.
The first American Revolution was sparked by an unshakable conviction :
1. Amerika İhtilâlini ateşleyen en önemli sebep şudur :
You are not free, unshakable bonds hold you to us.
Özgür değilsin. Sağlam bağlar seni bize bağlıyor.
I can rest easy with an unshakable alibi like that.
Senin gibi şüpheli bir tanık herşeyi çözer.
" of those unshakable bonds.
" için burada toplanırız.
I will sorely miss the unshakable support... you've given the Royal Hong Kong Police.
Hong Kong Kraliyet Polisi'ne verdiğiniz... sağlam desteğinizi çok arayacağız.
We have an unshakable bond.
Aramızda sağlam bir bağ var.
But he strives so hard for his dream with an unshakable faith he is grabbing his ambition by the horns
Ama hayali için canla başla çalışıyor. Sarsılmaz bir inançla canını dişine takıyor.
- Well, I have this feeling this kind of unshakable feeling that something happened.
İçimde bir his var. Bir türlü üzerimden atamadım. Bir şey olduğuna dair.
I don't understand how guys can be so unshakable.
Erkeklerin neden hiç sarsılmadığını bir türlü anlamıyorum.
Unshakable honesty like hers... it's hard to come by.
Onunki gibi sarsılmaz bir dürüstlüğe pek sık rastlanılmaz.
But the girl's story was unshakable.
Ama kızın hikayesi sağlam.
And we might even go one step further... and say that such experienced troops... require a commander of firm resolve... and unshakable dedication... which is why I nominate as general...
Bir adım daha öteye gidip... deneyimli birliklerin... çabuk karar veren ve kendini... adayan, general...
You are not the first to try to sway our beliefs... but I can assure you... our faith is unshakable.
İnançlarımızı yönlendirmek isteyen ilk siz değilsiniz,..... ama ben, size garanti ederim ki bizim sadakatimiz sarsılmazdır.
But the unshakable animosity that rules your hearts...
Ama kalbinde derin bir nefret olduğu çok belli.
On the off chance... that unshakable family loyalty fails... there's always those Luthor closets to rummage through.
Şansızlık eseri sarsılmaz aile sadakati yıkıldı, Herzaman dağıtılacak bir Luthor çekmeceleri vardı.
Religion is about turning untested belief into unshakable truth, through the power of institutions and the passage of time.
Din kanıtlanmamış, test edilmemiş inancı sarsılmaz gerçeğe dönüştürür, kurumların gücü ve geçen uzun zaman yoluyla yapar bunu.
But we must face up to the fact that in creating the death cults of suicide bombers, it's unshakable, unreasonable conviction in your own righteous faith that is the key.
Fakat şu gerçekle yüzleşmeliyiz : İntihar bombacılarının ölümü, kendi inancınızla ilgili mantıksız ve sarsılmaz ikna olmuşluğunuzu gösterir ve bu anahtar noktadır.
overachiever, highly adaptable, well educated, virtually unshakable.
Üstün başarılı, yüksek derecede uyumlu,.. ... iyi eğitimli, neredeyse sarsılmaz.
And that faith is unshakable.
İşte, o inancı kimse yıkamaz.
This defection is a further blow to Saddam Hussein's previously unshakable hold on power in Iraq.
Bu ihanet, Saddam Hüseyin'in Irak'ta eskiden olan sarsılmaz gücüne başka bir darbe oldu.
Our purpose is clear, our resolve unshakable.
Kararımız kesin ve değiştirilemez.
And now she's here, putting that same unshakable faith in the 12 of you. I don't have Beth Keller's faith, but I do believe in some things.
Bende Beth Keller'ın inancı yok.
"Where a man's actions are firmly bound to an unshakable faith, " one's worst nightmares become sudden, terrifying reality. "
"Bir adamın davranışları sarsılmaz bir inanca sıkıca bağlıysa kötü rüyalar, birden korkunç gerçekler halini alır."
Whose integrity and moral courage have been unshakable during the long course of these negotiations.
Dürüstlüğü ve yıkılmayan cesareti ile uzun müzakereler döneminde duruşunu hiç bozmadı.
When that day comes you'll feel a certainty, and you'll grow when the certainty is unshakable.
O gün geldiğinde Siz bazı işaretler hissedeceksiniz ve siz bu işaretlerin ne kadar sağlam olduğunu o zaman ne kadar büyüdüğünü göreceksiniz.
No, it was your unshakable faith in your people, and your determination, - that brought about this result.
Hayır, bunu gerçekleştiren senin halkına ve ve azmine olan sağlam güvenindi.
But Dr. Naderson believes and I agree that you've demonstrated the very qualities that we cherish in the founding fathers, courage, daring, resourcefulness and an unshakable belief in yourself even when those closest to you are doing the shaking.
Ama Doktor Natterson şuna inanıyor ve ben de katılıyorum ki, tam da Kurucu Babalarımızın onay vereceği hareketleri sergiledin. Cesaret, ataklık, yaratıcılık ve pes etmeye en yakın anda bile kendine duyduğun sarsılmaz güven.
Well, to this unshakable pact of brothers, do we swear enduring honour?
Çok kötü. Bu sarsılmaz kardeşlik anlaşmamızı onurlandırmaya yemin ediyor muyuz?
What is it about this guy that... that warrants this unshakable faith that you have in him?
Senin bu adama beslediğin sarsılmaz inanca sahip olmanın sebebi nedir?
This house is built atop unshakable foundation of honor and respect.
Bu ev onurun ve saygının sarsılmaz temelleri üstüne kuruludur.
Because Sanguinista aren't unshakable in their beliefs.
Çünkü Sanguinista Hareketi'ne mensup olanların inancı sarsılmaz değildir.
Cool, unshakable and in control.
Kendine güvenen, sarsılmaz ve kontrolü olan.
They're an unshakable foundation upon which the Navy can take her fleet to new heights.
Bu sarsılmaz yapıtların üzerinde donanma filosunu yeni ufuklara taşıyabilecek.
Unshakable through any storm, unbreakable in the face of any stress.
Fırtınalarda yıkılmayan, hiçbir baskıda kırılamayan.
Eight loyal men, my wits, and an unshakable captain.
8 sadık adam, benim zekam ve sarsılmaz bir kaptan.
We all have unshakable wills
Sarsılmaz isteklerimiz var
I've completely changed ; I couldn't change back The two entwine ; the couple penshes unshakable
400 ) } bir test gibi 400 ) } bir test gibi
We all have unshakable wills
Hepimiz sarsılmaz iradelere sahibiz
Even girls have unshakable wills
Sarsılmaz isteklerimiz var
Faith... is an unshakable acceptance with no room for doubt.
İnanç şüpheye yer olmayan sağlam bir kabullenmedir.
Driven by the unshakable faith the Earth is ours.
Dünyanın bizim olduğu inancıyla konuşuyorsun.
He needs soldiers like you to serve as instruments... for his unshakable will.
Sarsılmaz arzularını yerine getirecek askerlere ihtiyacı var.
Our resolve to defend our country is as unshakable as our faith in God.
Ülkemizi savunma kararlılığımız, Allah'a olan inancımız kadar sarsılmazdır.
"The earnestness without purpose, " the unshakable belief that she has a right to be heard, - "even when she has nothing to say." -
Amaçsız istek duyduklarına olan sarsılmaz inancı hatta hiçbir şey söylemediği zaman bile.
Freeze unshakable it shook me
Ne güzel bir yağmur... Yağmur onların sezgilerini köreltiyor.