English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Untapped

Untapped translate Turkish

116 parallel translation
I've got untapped reserves.
El değmemiş kaynaklarım var.
A rich and as yet untapped vein... embracing thousands of undiscovered readers.
Zengin ve hiç denenmemiş... binlerce okuyucuyu saracak bir alan.
- There is good There is good, there is good There is untapped good
İyilik var, iyilik var, dokunulmamış iyilik var
How do you feel about untapped natural resources of underdeveloped countries?
Gelişmemiş ülkelerdeki işlenmemiş doğal kaynaklar konusunda düşünceleriniz nedir?
Howard, you're the largest pocket of untapped natural gas known to man.
Howard, sen insanoğlunun gördüğü en büyük işlenmemiş doğal gazsın.
This untapped potential of the human species is immense.
Kullanılmayan insan türü potansiyeli muazzamdır.
All of us have a great untapped potential for living.
Hepimiz, kullanılmamış büyük bir yaşam potansiyeline sahibiz.
Apparently, attacks so close to the source of.... in the case of a virgin, untapped sexual potency... is what the woman vampire needs to retain her youth and beauty.
Belli ki, bakirin kullanılmamış cinsel potansiyel kaynağına yakın ısırıyorlar Böylece dişi vampir gençliğini ve güzelliğini tazeleyebiliyor.
You've discovered an untapped market in the food business, which is something we all know is a pretty tough thing to do.
Gıda sektöründe bakir bir saha buldun. Yapılması zor bir iş olduğunu hepimiz biliriz.
It has that inimitably British quality... a kind of reticence that hints at untapped potentiality.
O eşsiz İngiliz kalitesini, dokunulmamış potansiyeli ima eden - bir gizlilik barındırıyor.
I've got two hundred, but surely this is not enough for a woman who has so much untapped potential as a concubine.
200 Dinar duydum ama eminim ki böyle açılmamış bir cariye için yeterli değil.
Um, do you have any untapped financial resources?
Da vardır bazı gizli gelir?
And that's with 80 percent of the brain still untapped.
Ve hala beynin % 80'i kullanılamıyor.
Bachelor friends of married men are the city's greatest untapped resource.
- Evli erkeklerin bekar arkadaşları şehrin bulunmamış madenleridir.
And whether or not you believe it, you have untapped power.
Ve ister inanın, ister inanmayın, henüz kullanılmamış müthiş bir gücünüz var.
Hey, Dad, Hal's one ofyour great untapped resources down at the company.
Hey baba, Hal şirketindeki keşfedilmemiş kaynaklardan biri.
ANALYSIS OF YOUR DNA SUGGESTS THAT YOU'VE GOT AN ENORMOUS RESERVOIR OF UNTAPPED POWER.
DNA analizlerin, kullanılmamış güçlerinin muazzam bir rezerv oluşturduğunu gösteriyor.
So maybe there is some untapped power that could've help find Connor before, you know, before....
O yüzden belki hiç kullanılmamış bazı güçler olabilir bu sayede Connor'ı bulmada yardım edebilirdim.
I see a lot of untapped potential in you, Mr. Kent.
Sen de hiç dokunulmamış potansiyeller görüyorum Bay Kent.
Untapped powers.
Gizli güçler var.
With Tio out of the way, somebody else saw these kids as an untapped market.
Tio yokken birisi bu çocukların pazarını başlatmak istemiş.
Beneath Lanzhou are a series of untapped Jade reserves
Lanzhou'nun altlarında el değmemiş yeşim madeni rezervleri var.
Simply put, we are never gonna be able to reach this significant, untapped market, until we learn to think like them.
Onlar gibi düşünmeyi öğrenmediğimiz müddetçe bu önemli ve kullanılmamış pazara asla ulaşmayı başaramayacağız.
You have untapped greatness inside you, Sam, but you're limited by your own fears.
İçinde sınırsız bir yücelik var, Sam, ama kendi korkularınla sınırlanmış durumdasın.
At the same time a smaller company, Killen, somehow gets the rights to Kazakhstan one of the largest untapped oil fields in the world.
Aynı zamanda ufak bir firma, Killen, Kazakistan'daki, dünyanın en büyük işlenmemiş petrol kaynaklarından birine sahip oluyor.
This is an untapped market.
- Bu hiç girilmemiş bir piyasa.
El Plaga was right about Philly's untapped potential.
El Plaga, Philadelphia'nın atıl kapasitesi konusunda haklıydı.
ASIDE FROM DREIDEL DREIDEL AND THAT ADAM SANDLER THING, IT'S AN UNTAPPED MARKET.
"Dreidel Dreidel" ve Adam Sandler şarkısından başka bu pazarda hiç ürün yok!
A whole untapped market of uncaring, unregistered... - and even unconscious voters out there.
Oy hakkını kullanmayan seçmenler içinde, bilinçsiz seçmenlerde vardı.
Whoa, whoa. Listen, Dr. Kim said she had some untapped potential, and no one went around using the "G" word.
Dr. Kim, onun faydalanmadığı bir potansiyele sahip olduğunu söyledi ama kimsenin ağzından "D" ile başlayan kelime çıkmadı.
You are blinded by untapped lust.
Şehvet seni kör etmiş.
But another northern region... known as the Arctic National Wildlife Refuge... has remained untapped.
Arktik Ulusal Yaban Hayatı Koruma Alanı olarak bilinen kuzeydeki başka bir bölge keşfedilmemiş olarak kaldı.
And of course, I've always had a vast untapped reservoir of sexual energy bubbling under the surface.
Ve tabiki, her zaman sahip olduğum el değmemiş, bitmek tükenmek bilmeyen, şehvetim.
It's a totally untapped market.
Bu kullanılmamış bir pazar.
See, we've done a lot of research in the terms of there is a totally untapped market for the called green travellers.
Biraz araştırma yaptık ve yeşil seyahat piyasasının taleplerini henüz kimsenin karşılamadığını gördük.
It's a totally untapped market.
Bu tamamen yeni bir pazar.
If you call a tapped phone from an untapped - Never mind.
Eğer dinlenen bir telefonu Dinlenmeyen bir telefondan ararsan...
It would seem that the Evans family thinks you have untapped potential.
Öyle görünüyor ki, Evans ailesi senin umut vaat ettiğini düşünüyor.
- The military silos are untapped.
Askeri silolara daha dokunulmamış.
He is an untapped resource worth millions and I'm just trying to secure him as a client before another casino host gets in there.
Dokunulmamış bir mücevher kadar değerli. Başka bir kumarhane ona göz koymadan kendi müşterim yapmaya çalışıyorum.
This is an untapped market where you dictate the competition.
Bu kullanılmayan bir pazar. Siz de bu pazarda rekabet etmek istiyorsunuz.
Walter and William Bell thought that children had untapped extrasensory capabilities- -
- Bilim ama alışılmadık türden. 6 çeşit alkolün bir araya gelmesiyle tadı buzlu çaya benzer bir şeyin ortaya çıkması gibi.
Untapped, unearthed, un-nurtured.
Kullanılmamış. Ortaya çıkarılmış. İlgilenilmemiş.
Yes, I think it is the great untapped minority in this country.
Evet, sanırım bu ülkede harika bir bastırılmamış azınlık var.
There is nothing sweeter than some untapped pussy.
Delinmemiş.mcıktan daha güzel hiç birşey yoktur.
Jersey's an untapped market.
Jersey henüz işlenmemiş bir pazar.
Why, if Saudi Arabia has all these untapped reserves on shore are they moving heavily into offshore drilling?
Eğer hakikaten Arabistan'da henüz açıImamış kuyular varsa neden yoğun bir şekilde açık deniz sondajı yapıIıyor?
Also known as Tang Sau ('Tang Boxing Style')... Karate can bring out untapped human potential ;
Ya'da bir diğer adıyla'Tang Sau'('Tang Döğüş Stili')
Is it some demon hidden in your untapped memory?
Lazer, kayıt numaranı beyin dokuna yazacak. Lütfen sabit dur. Beynime mi?
This is an untapped resource.
Burası keşfedilmemiş bir kaynak.
04, 00 : 42 : 43 : 16, "The setting is untapped Los Angeles,... 16, 00 : 42 : 45 : 16, which is also Carver country,... 04, 00 : 42 : 49 : 16, not Hollywood or Beverly Hills... 16, 00 : 42 : 51 : 16, but Downey, Watts,... 16, 00 : 42 : 54 : 16, Compton, Pomona, Glendale.... 16, 00 : 42 : 57 : 04, American suburbia,... 04, 00 : 42 : 59 : 16, the names you hear about on the freeway reports."
Carver hikâyelerini tanıtırken şöyle yazdı : " Dekor, aynı zamanda Carver'ın da mekanı olan... Los Angeles'ın bakir bölgeleridir...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]