English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Up on your feet

Up on your feet translate Turkish

238 parallel translation
Come on, get up on your feet.
Haydi, kalk ayağının üstüne.
Get up on your feet. No big lug is gonna laugh at me.
Kalk ayağa, hiç bir yarma gülemez bana.
Stand up on your feet, you weasels.
Ayağa kalkın sizi gidi çakallar.
Get up on your feet.
Ayaga kalk.
Come on, get up on your feet.
Yapma, kalk ayağa.
Get up on your feet, Tony.
Kalk bakalım Tony.
Miles, up on your feet.
Miles, ayağa kalk!
Get up on your feet.
Ayağa kalk.
Get up on your feet!
Ayağa kalk.
Everybody, up on your feet.
Pekala, herkes ayağa.
Now come on. Up on your feet.
Ayağa kalkın.
Get up on your feet!
Ayağa kalk!
Up on your feet. Come on.
Ayağa kalk!
All right, you Davidson boys, up on your feet.
Pekâlâ, Davidsonlar, ayağa kalkın.
Mr Hilltop, would you hop up on your feet and stand beside this table?
Bay Hilltop, sıçrayıp, masanın yanında ayakta durur musunuz?
Up on your feet.
Ayağa kalk
You're up on your feet, you turn, steady... and it's yours.
Ayaklarının üzerinde dur, dön ve bekler konumda dur işte bu sensin.
Up on your feet!
Ayağa kalkın!
Even if you're left alone, stand up on your feet.
Tek başına kalsan da ayaklarının üzerinde dur.
I'd kinda like to see you up on your feet.
Seni tekrar ayakta görmek isterim.
You get up on your feet, stand and walk.
Ayağa kalkar, dikilir ve yürürsün.
Gettin'up on your feet and walkin'!
Ayağa kalkıp yürümeyi duymam gerekiyor!
Get on your feet and put your hands up.
Ayağa kalk ve ellerini havaya kaldır.
But it's stomach in, chest out, and back on your feet, or you end up in a pauper's grave!
Ama karnı içeri çekip, göğsü dışarı çıkararak ayağa kalkmalıyız. Yoksa kendinizi yoksulların mezarında bulursunuz.
All right, Rio, get up! On your feet.
Pekala, Rio, Hadi Rio, kalk ayağa.
Sit down here on the cracker barrel and get your feet up.
Şu fıçının üstüne oturup rahatına bak.
Why don't you put your feet up on this sofa? " No, I know every move.
Ayaklarını kanepeye uzatsana. " Tüm numaraları biliyorum.
On your feet, stand up and stand still!
Kalk ayağa ve kıpırdama!
On your feet! Get up!
Kalkın ayağa, çabuk..!
Get up. On your feet.
Ayağa kalk.
Come on, pick up your feet.
Haydi, sağlam yürü.
Lenny, you've got to be a good boy and get up and get on your feet.
Lenny, iyi çocuk olup ayağa kalkmak zorundasın.
- Maria, get up. On your feet.
- Maria, kalk ayağa.
On your feet, then. Up!
Ayağa kalk o zaman!
[chuckling] ALL RIGHT. HERE, COME ON, LIE BACK. PUT YOUR FEET UP.
Nehemiah'ya, Peggy'nin size yaptığı ata.
You don't belong in a hospital. You belong on a beach, with your feet up.
Siz sahile aitsiniz.
We took up a little collection along the midway and it ain't a lot, but it'll help you start and help you get back on your feet.
Panayır alanında biraz para topladık, fazla değil ama işe başlayıp belinizi doğrultmanıza yardımcı olur.
If you leave your feet on the ground, they'll get burnt. Up, up, up.
Ayaklarını yerde bırakırsan, yanacaklar.
Your feet swell up, your toenails get little ridges on them.
Ayaklar şişer, tırnaklarda çizgiler oluşur.
Get up off your seat and on your feet. lt's limbo time.
Gerinin, hazırlanın, yere sağlam basın limbo zamanı!
All right. On your feet. Up!
Hadi bakalım, kalkın ayağa, gidiyoruz.
Wake her up. Hey, come on. On your feet, Missy.
Ayağa kalk, küçük hanım.
All right, on your feet, wake up... it's time to earn your combat pay.
Hadi kalkın bakalım. Savaş paranızı hak etme zamanı.
Well, I can't sleep in my robe, and if I turn on the heat, then your feet start to fester, and the dog starts barking, the kids wake up.
Onunla uyuyamıyorum ve ısıyı yükseltirsem, o zamanda ayakların iltihaplanıyor ve köpek havlamaya başlıyor böylelikle çocuklar uyanıyor.
Wake up! On your feet, come on! Whoo!
Hadi uyanın ve ağaya kalkın!
When I saw you in here on the phone with your feet up, I figured this was your office.
Orada bacakların havada konuştuğunu gördüğüm zaman senin ofisin olduğunu düşündüm.
About another 15 feet up on your left.
Yaklaşık 4,5 metre solunda.
- it's great. - You just prop up your feet... relax and enjoy yourself. and keep on shopping.
- Sadece arkana yaslan ve alışverişin keyfini çıkar.
When are you gonna wake up and stand on your own two feet, huh?
Ne zaman uyanıp kendi ayakların üstünde durmasını öğreneceksin, ha?
Okay, Mrs. Owens, if you could please get up on the table... put your feet in the stirrups.
Bayan Owens, masaya çıkıp bacaklarınızı kaldırın.
You bust a case... bottle comes out, stick your feet up on the filing cabinet, eh?
Bir dava kapandığında bunu dosya dolabı önünde şişe kırarak kutlardık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]