Updraft translate Turkish
31 parallel translation
The violent updraft means a direct hatchway to the surface.
Havanın sert şekilde yukarı yükselmesi, yukarı da bir delik olduğunu gösterir. Tırmanabiliriz!
I'm feeling an updraft in my underpants.
Tırmanabilir miyiz? Donumda esinti var.
- The updraft.
- Hava akımı var.
Catch the updraft there, Tyler, That's it,
Kolu tutup yukarı çek, işte böyle.
We will rise on the updraft.
Şu yükselen rüzgarı yakalayabiliriz!
Is it me, or is the main updraft shifting?
- Rüzgarın yönü mü değişti yoksa?
Look at the updraft. The angle.
Yukarıdaki hava akımına, açıya bak.
The updraft caused by the fire is too dangerous!
Üst kat tamamen alevlerle çevrildi!
This is a mini-chute. But it only works for the updraft.
Bu mini bir paraşüt fakat sadece yukarı doğru hava akımıyla çalışır.
[Narrator] But despite their mounting problems... the Simpsons'star continued to rise, like a plastic bag caught in an updraft.
Sorunların çığ gibi büyümesine rağmen Simpson yıldızı yükselmeye devam etti. Aynen plastik bir torbanın havaya yükselmesi gibi.
And this big updraft came and swept me right against the side.
Büyük bir hava akımı beni alıp yamaca doğru sürükledi.
Soaring majestically, like a candy wrapper caught in an updraft.
Rüzgara kapılmış poşet gibi büyüleyici bir şekilde süzülüyorum.
I'm trying, man. There's an updraft.
Yukarıya doğru bir yükselme var.
Now Is The Giddy Updraft, Which Just Means You're Gonna Have Farther To Fall.
Şu an havalara uçuyorsun, düştüğünde kötü olacak...
I had just caught this delightful updraft, you know.
Çok güzel bir rüzgâr yakalamıştım.
I just need enough height and momentum so I can work the updraft and thermal lifts created by manhattan's skyline.
Tek ihtiyacım yeterli yükseklik ve hız. Ondan sonra hava akımını ve termal kaldırma kuvvetini kullanarak Manhattan göklerinde uçabilirim.
Lakes usually are the meeting place for high and low pressure systems... so it was just a question of getting caught in an updraft -
Göller, genelde yüksek ve alçak basınç sistemlerinin buluştuğu yerlerdir bu yüzden tek mesele hava akımına yakalanmak.
Could be looking at some updraft.
Kabaca öyle olsa gerek.
Updraft is confirmed.
Hedef görüldü.
There'd be a bit of an updraft.
Bir miktar hava yükselmesi olacak.
An updraft from the fire.
Ateş yüzünden havanın yukarı doğru çekilmesi.
Slide right! Too much updraft!
Hava yükseltimi çok!
And she'd take a piece of scrap, and she'd hold it above the fire, and it would catch in an updraft, and it would drift up...
Sonra bir parça alır ateşin üzerinde tutardı, ve bu da yukarı doğru hava akımına kapılıp yukarı tırmanırdı...
Feel that updraft?
Şu hava akımını hissediyor musunuz?
Well, he's using his powers to alter the air pressure around him to create pockets of updraft that can...
Güçlerini kullanarak etrafındaki hava basıncını değiştirip yukarı yönlü hava kanalı oluşturu...
What miserable updraft wafts you three hither?
Hangi sefil rüzgar sizi bu kıyıya sürükledi?
You won't be creating enough updraft to keep that tanker up. No, no.
O gemiyi havada tutacak kadar güçlü bir hava akıntısı yaratamazsın.
The air, the updraft.
Havayı, akımı.
The updraft can't carry him away.
Rüzgar, onu taşıyabilir.
My point is that if there's a wind gust, or a sudden updraft, and, plus, if he landed in exactly the right way...
Rastlantı eseri zarar görmeyecek bir şekilde düştü.
And when an updraft revealed
Bir rüzgâr, Leydi Bird'ün poposundaki ve yumurtalıklarının üstündeki dövmesini gözler önüne serdi,