English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Upping

Upping translate Turkish

166 parallel translation
Upping the concentration of hydrogen peroxide to... seven percent.
Hidrojen peroksit yüzdesini yüzde 7'ye çıkartıyorum.
Why don't you concentrate on upping our wages... and skip over what is none of our business?
O zaman neden sadece maaşımızı yükseltmekle uğraşıp bizi ilgilendirmeyen konuları boşvermiyorsunuz?
Then how about upping the stakes.
Peki riski arttırmaya ne dersin?
Wishful make-upping.
Şans getirme makyajı.
I'm so inspired that... I'm thinking of upping our side bet to an even quarter million dollars.
O kadar beğendim ki, bizim iddiayı çeyrek milyona çıkaralım diyorum.
I don't see you re-upping for another four years.
Bir dört sene daha bunlara katlanabileceğimi sanmıyorum.
Man, there's no way I'm upping the booty.
Adamım beni düdüklemenizin imkanı yok.
He's upping his meds.
İlaçlarını pompalıyor.
- Geez, you might want to try upping the dosage on those mood stabilizers!
- Tanrım! Şu ruh halini dengeleyen ilaçların dozunu arttırsan iyi olur.
Geez, you might want to try upping the dosage on those mood stabilizers!
Tanrım. Şu ruh halini dengeleyen ilaçların dozunu arttırsan iyi olacak.
There's a lot of catching'upping'we gotta do.
Yapacağımız çok şey var.
Upping the stakes.
Riske gireceğim.
Well, actually- - actually, me and- - me and Li'l Dee right here, we were thinking how it sure would be time to start upping our pay.
Evet, pekala, aslında- - aslında, ben ve- -... ben ve şuradaki Lil Dee maaşımızı yükseltmeye başlama vaktinin kesin geldiğini düşünüyorduk.
- Upping your pay? - Yeah.
- Maaşınızı yükseltmek mi?
Second of all, when y'all find "upping" in the dictionary, that's when I'll do that.
İkinci olarak, eğer sözlükte "yükseltme" yi bulursanız işte o zaman bunu yaparım.
But until then, y'all need to be upping your ass over on that line.
Ama o güne kadar kıçınızı şu işe yükseltiyor olmanız lazım.
But since we're upping the wager, let's up the weapon, shall we?
Ama bahsimizin akibeti ne oldu? Bakalım silahınla ne yapacaksın?
Thought about upping your Vicodin?
Vicodin'i arttırmayı düşündün mü? Ibuprofen.
- About re-upping my lease.
- Kontratımı yenilemek hakkında.
About re-upping your lease?
- Kontratını yenilemek hakkında mı?
He keeps pushing, raising the stakes, upping the ante.
Sürekli zorluyor, sınıra geldi.
With each passing day and with each murder... the sniper or snipers become bolder and more ruthless... but law enforcement is also upping the stakes.
Her geçen günle ve her bir cinayetle... nişancı veya nişancılar daha küstahlaşıyor ve daha insafsızlaşıyor... ama kanun gücü de riskleri arttırıyor.
Maybe we should think about upping'our game here a little bit.
Belki de oyunu biraz daha yükseltmeyi düşünmemiz lazım.
- Upping the stakes.
- Çitayı yükseltiyorsun.
Upping the number of N-termini.
Bu Azot uç sayısını artırır.
Janet? Could you stop sit-upping for a sec?
Janet, bir saniye mekik çekmeyi bırakır mısın?
It's you. - Finally, I'm one-upping Grammer.
Nihayet Grammer'ı geçtim.
They kept upping the dose of hydromorphone until they gave her too much and she died.
Hidromorfon dozunu gitgide arttırmışlar sonunda o kadar arttırmışlar ki kız ölmüş.
Bondage, role playing, masochistic behavior. Anything to keep upping the ante.
Acı çektirmek, değişik roller yapmak, mazoşist davranışlar..... arzuyu yukarıda tutabilmek için herşey.
- Yeah which would explain why it's upping the body count.
- Evet ÖIümlerdeki artış böyle açıklanabilir.
For me, it was always about one-upping Ro.
Hep Ro'nun önüne geçmeye çalışırdım.
Now, we almost ran out of hot chocolate last year, so I would recommend upping the supply by 11 %.
Timmy, o Sabır Küpü'nü bırak. Timmy, Sabır Küpü'nü bana atma.
He's re-upping for another tour, and I won't.
Orduda kalıyor. Ben istemiyorum.
Upping the ante, maybe.
Şantaj miktarını artırmak için belki.
Our expectations started out much smaller, but you just kept upping the ante.
Beklentilerimiz çok daha küçük yaşta başladı ve...
Quit upping your morphine.
Morfin dozunu arttırma.
Started slow, but about three weeks ago, they started upping our dosages.
- Hemen. İlk başta hafifti. Üç hafta kadar önce dozu artırdılar.
Except paula's husbandkept re-upping, so she was alone a lot.
Tabii Paula'nın kocasının devamlı kafası güzel gezmesi hariç, bu yüzden çok yalnızdı.
We're upping security to the highest level and we've checked everyone present at the conference.
Güvenliği en üst seviyeye çıkarıyoruz ve konferansa katılan herkesi kontrol ediyoruz.
He is upping his game.
Oyununu agresifleştiriyor.
How am I supposed to put food on my table if you keep upping my debt?
Borcumu böyle yükseltirsen, ailemi nasıl geçindireyim?
You keep upping my debt.
Sürekli borcumu yükseltiyorsun.
How am I supposed to put food on my table? You keep upping my debt.
Borcumu sürekli artırıyorken geçimini nasıl sağlayacağım?
I already thought of that. I'm upping my salt intake to increase my body's water retentions.
Onu düşündüm bile Vücudumun idrar tutma gücünü arttırmak için tuz alımımı arttırıyorum.
No, we're not in anything together, Paul, because I'm not interested in upping my circulation.
Hayır, hiçbir şeyde birlikte değiliz. Tansiyonumu yükseltme niyetinde değilim çünkü.
They won't get anything they haven't earned By doing their work and upping their grades.
Çalışıp kendilerini geliştirmezlerse geziye katılamayacaklar.
Now I'm upping it to fucking psychedelics!
Şimdi işi büyütmüş oldum!
So this is about you one-upping mark.
Öyleyse bu senin Mark'a üstünlük kurmanla ilgili.
But you may want to commit to upping your play to $ 1.5 million.
Ama siz de kumar harcamalarınızı bir buçuk milyona çıkarırsanız.
I'm also thinking about upping my life insurance.
Ayrıca hayat sigortamı yükseltmeyi düşünüyorum.
Try upping it to 30. You'll increase your range.
Ben, sizin yerinizde olsam, yeni Amerikan kurşunlarını denerdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]