English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Upstanding

Upstanding translate Turkish

370 parallel translation
Allowing the cyborgs to abduct an upstanding citizen right from under us is a total disgrace to the Guardians.
Cyborgların, model bir vatandaşı, yanı başımızda kaçırmaları... Koruyucular için çok utanç verici.
Oh, Smith, you're such a darling, such a fine, upstanding man.
Smith, öyle bir sevgilisin ki öyle nazik, doğru dürüst bir adam.
It must be shown, however, that all upstanding Germans become Nationalist Socialists.
Tüm dürüst Almanların Nasyonal Sosyalist olduğu gösterilmelidir.
You know, I didn't realize what a bright, upstanding young man you were.
Sanırım bu konuda ben biraz suçluyum. Ne kadar parlak, düzgün bir adam olduğunu fark edememiştim.
On second thought, I'm sure she's a fine girl... upstanding, honest, and a great soul.
Bir kez daha düşündüm de, iyi bir kız olduğuna eminim... namuslu, dürüst ve temiz ruhlu.
There's a fine, upstanding character for you!
Ne ala, karakterinde namusluymuş!
All I'm aiming to say, Miss Gracie, is, a upstanding man like Zeb Andrews would make a girl a right smart husband.
Benim demek istediğim, Bayan Gracie, Zeb Andrews gibi sorumluluğunu bilen birinin iyi bir koca olacağı.
Tony belongs to a fine upstanding Catholic family.
Tony, dürüst bir Katolik aileden geliyor.
Fine, upstanding young fella.
İyi, güçlü kuwetli genç adam.
I want her to hear all about her fine, upstanding father.
Onun iyi, dürüst babası hakkında herşeyi duymasını istiyorum.
But if we could have a few more new, fine, upstanding citizens like you men, Ocatilla would soon get a name for itself.
Ama sen ve adamların gibi bir kaç örnek vatandaşımız olursa Ocatilla yakında meşhur olabilir.
He hadn't met me, he'd probably gone through live honest, upstanding, and poor.
Eğer onu tanımasaydım, saf, dürüst ve yoksul bir hayatı olurdu.
Three years ago, I tracked down a fine, upstanding young CPA and brought him back here to face a jury of his peers.
Üç yıl önce, önde gelen iyi bir genç CPA'yi izleyip yakaladım ve kendi denklerinden oluşan bir jürinin karşısına çıkardım.
Be upstanding in court.
Herkes ayağa kalksın.
He's a fine, upstanding'young fella.
O, iyi ve namuslu bir gençtir.
RESTAURANT OWNER CALLS DAIRYU "UPSTANDING CLIENT"
RESTORANIN SAHİBİ, DAIRYU "DÜRÜST MÜŞTERİMİZDİR" DEDİ.
What did you tell that fine, upstanding barrister?
O iyi, dürüst avukata ne söyledin?
I'd enjoy making that fine, upstanding barrister jump.
O ince, dürüst avukatı kışkırtmaktan zevk alıyordum.
Successful, upstanding young executive protecting a sweet little girl in the big city, huh?
Başarılı, dimdik genç müdür büyük şehirde tatlı küçük bir kızı korumasına almış.
A fine, upstanding young man.
Doğru dürüst bir genç adam.
- An upstanding public official.
- Sorumluluk sahibi bir memur sağlam bir vatandaş.
No respectable boss should be terrorizing upstanding people.
Hürmet edilecek bir patron değil, namuslu insanlar üstünde tahakküm kuruyor.
Ah! Let me introduce the valet, an upstanding citizen whose name escapes me.
Size valeyi takdim edeyim ismi aklımdan çıkmış olan dürüst bir vatandaş.
Both fine, upstanding young men,
İki dürüst erkek,
very upstanding, very Catholic.
Manevi yönü ağır basan, oldukça Katolik biriydi.
Then, as I wandered the city, an upstanding older gentleman approached me and brought me here to the baths.
Ardından, ben şehirde gezinirken, nazik yaşlıca bir adam bana yaklaştı ve beni hamamlara götürdü.
I may not be much, but my folks were fine, upstanding people.
Ben yeterince olmayabilirim, ancak bizim halkımız iyi, namuslu insanlardı.
Looks like a fine, upstanding jury to me!
Bana iyi ve dürüst bir jüri gibi görünüyor!
A fine, upstanding boy
Hem iyi, hem dürüst,
They probably didn't want to be separated from such an upstanding woman.
Sanırım bitler böylesine namuslu bir kadından ayrılmak istememiştir.
Be upstanding in court.
Lütfen ayağa kalkın.
Be upstanding in court.
Ayağa kalkalım.
And now I shall ask Sheikh Abdul Ben Bonanza to rise and be upstanding.
Ve şimdi Şeyh Abdul Ben Bonanza'yı davet ediyoruz.
These people are upstanding and honest.
Bu insanlar, namuslu ve dürüsttür.
You are an upstanding blind-man.
Namuslu bir kör adamsın.
An upstanding blind-man...
Namuslu bir kör adam...
But when my daughter told me about how upstanding and respectable your family was -
Ama kızım ailenizin ne kadar saygı değer ve düzgün olduğunu söylediği zaman...
I think it's about time somebody teaches these varmints a little lesson about morality and about what it's like to be a decent upstanding member of a society!
Birinin bu haşerelere... bir ahlak dersi vermesinin zamanı geldi. Toplumun saygın ve namuslu bir üyesi nasıl olurmuş görsün!
"lt denotes that the inner man is wholesome and upstanding."
"İçimizdeki insanın uyanık ve ayakta olduğunu gösteriyor."
It denotes that the inner man is someone upstanding and has a corresponding effect on other people.
Bu, ruhsal olarak dimdik ayakta olduğumuzun göstergesidir. Ve diğer insanlar üzerinde de aynı etkiyi bırakır.
I mean, I haven't known you that long, but I do know you're a righteous dude and an upstanding guy.
Yani, seni o kadar uzun zamandır tanımıyorum ama dürüst bir ahbap olduğunu biliyorum ve güçlü bir adam.
We trust that you're a fine, upstanding, God-fearing man with Christian morals and principles who will set an example and a standard of leadership for our boys.
Senin iyi, dürüst ve Allahdan korkan dini kanunlara uyan bir kişi olduğunu ve çocuklarımıza, örnek bir lider olacağına inanıyoruz.
Although this is a capital crime, the accused is an upstanding member of the community, a responsible and successful businessman... and has never before posed a threat to society.
Bu idam cezası gerektirecek bir suç olsa da toplumumuzun bu nadide üyesi sorumlu ve başarılı bir işadamıdır ve daha önce topluma karşı herhangi bir tehdit oluşturmamıştır.
- So no upstanding member... of the Aryan Army would paint them on.
- Yani? - Yani Beyaz Ordunun hiçbir... gerçek üyesi onları boyayla yüzüne çizmez.
You're a fine, upstanding man. You have a beautiful wife who loves you.
Sen iyi bir insansın Seni seven güzel bir karın var.
But now all I have Left is my reputation as an upstanding citizen.
Ama şimdi elimde tek kalan şey seviyeli bir vatandaş olarak şöhretim.
I just wanna say that I'm an upstanding citizen.
Çok dürüst biri olduğumu söylemek istiyorum.
A fine upstanding youth such as yourself, a person of your unimpeachable moral character is exactly what this kingdom needs.
Senin gibi iyi, namuslu bir genç dürüst, ahlaklı karaktere sahip biri lâzım kesinlikle bu krallığa.
"Upstanding-Mayor" stuff.
"Sorumlu Başkan."
An important, upstanding guy like you could find it awkward if certain secrets were revealed about his past. Wait.
Senin gibi önemli, mevkî sahibi biri, eger geçmisiyle ilgili bazi sirlar açiga çikarsa, bunu utanç verici bulabilir.
But this time, I'll reclaim my perch in high society as an upstanding bird.
Ama bu defa, sosyetedeki yüksek konumumu dürüstçe kazanacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]