Upton's translate Turkish
44 parallel translation
George. Sergeant Upton's here to see you.
- George, Çavuş Upton seni görmeye geldi.
Upton... there's nothing you can do here.
Burada yapabileceğiniz bir şey yok.
Okay, Upton, that's enough!
Tamam, Upton, yeter!
Upton... there's nothing you can do here.
Sonny, Upton yapabileceğiniz bir şey yok.
Okay, Upton, that's enough!
Tamam Upton, yeter.
But when she got Manny upton to take dick's stories,
Listende adı yoktu.
Mr. Upton might need some persuading but he is essential. And mr.
Benim burada olacağımı söylemeden yarın gelmelerini sağlar mısınız?
Upton if carol mardus told him who helped dispose of the baby.
Bay Haft'la halanızın işini hiç tartıştınız mı? Çünkü geçen Ocak'ta arayıp onun hâlâ bebek alıp almadığını sordu. Tartışmış olmalıyım.
# We're the North Bank Upton Park!
¶ Biz Kuzey Kıyısı Upton Parklıyız!
Hi. It's Katherine Upton.
Ben Katherine Upton.
Upton Rectory is made possible by a sizeable endowment from Hooters Restaurants, and a generous grant from a man named Generous Grant.
Upton Rectory, Hooters Restoranları'nın büyükçe bir bağış yapmasına olanak tanıdı ve bu cömert bağış "Bay Cömert Bağış" isimli kişiden geldi.
But Lord Upton has forbidden it, on the grounds that he once saw me exchange pleasantries with the Egyptian riding master.
Ama Lord Upton bunu yasaklamıştı, beni bir keresinde Mısırlı biniş ustasıyla hoşbeş ettiğimi görmesi nedeniyle.
- Maybe it's Kate Upton.
- Size eğlence haram! Dur lütfen! - Belki Kate Upton.
Wait, Kate Upton's straight.
- Dur, Kate Upton eşcinsel değil.
Yes, it's up to Upton, quite right.
Evet, karar Upton'ın. Çok doğru.
We shall open up the meeting in a moment, Mr Fowler, though you do make a pertinent point, for the purpose of this evening's little get-together is indeed to determine whether the residents of Upton, this modest, Roman settlement,
Toplantıyı birazdan açacağız Bay Fowler ama yerinde bir konuya değindiniz. Bu akşamki küçük toplantının amacı, bu mütevazi, Katolik yerleşim yeri Upton'da yaşayanların, Oakfield Evi'nin bir hayvanat bahçesine dönüştürülme planını destekleyip desteklemediğini kararlaştırmak.
'Just looking to see if anyone's put in for a planning request'to build a zoo.'The zoo in Upton?
Birileri hayvanat bahçesi kurmak için planlama talebi verdi mi diye arıyorum.
'So it's definitely true, then?
- Upton'daki hayvanat bahçesi mi? - Yani bu tamamen doğru, öyle mi?
He'd presumably have Upton's best interests at heart.
Sanırım kalbinden Upton'ın yararına olacak şeyler geçiyordur.
It's a quick sandwich for me in Upton, then back to Chester to file my copy.
Upton'da hızlıca bir sandviç yerim, sonra da Chester'da elimdekileri temize çekerim.
Lizzie, I need you to be Upton.
Lizzie, sen de Upton olmalısın.
Everyone in Upton knows my business by now - it's hardly a secret.
Upton'daki herkes ne iş yaptığımı çok iyi biliyor.
Like your wife, perhaps, for the safety of Upton's children?
Tıpkı karınız gibi. Sanırım Upton'daki çocukların sağlığından endişelendiniz?
It's a shame that you haven't made the time because to see it is to understand Upton as a true slice of Old World England.
Zaman bulamamış olmanız yazık olmuş çünkü Geleneksel İngiltere'nin gerçek bir parçası olan Upton'ı anlamak için görmelisiniz.
His wife, for instance, Elizabeth, would you describe her as a danger to Upton?
Mesela karısı Elizabeth, onu Upton'a bir tehlike olarak tanımlar mısınız?
Now, as for having nothing but contempt for Upton, then, yes, I have at times fallen into that trap, but that's not how I feel now.
Şimdi, Upton'a karşı hor görü beslemeye gelince evet, o yanılgıya düştüğüm zamanlar oldu ama artık böyle hissetmiyorum.
A village like Upton is no place for secrets.
Upton gibi bir köyde sırlara yer olmaz. - Ne yapıyorsun?
Everyone in Upton's signed it, most have added their two penn'orth, an'all.
Upton'daki herkes imzalamış, Çoğu kendi görüşünü eklemiş. Kenar boşluklarına bile.
There's a cottage in Upton.
Upton'da bir yazlık var.
Then how is upton's murder connected with the gem heist?
O halde Upton'un cinayeti ile çalıntı mücevher arasındaki bağlantı ne?
Well, let's take a look at upton's associates.
O halde Upton'un çalıştığı kişileri bir gözden geçirelim.
See if you can find any footage Of upton's movements before he died.
Upton'un ölmeden önceki son hareketlerini gösteren kayıtları bulmaya çalış.
No, it's from this morning.
Hayır sabahkiler. Kirk Upton'u takip ediyordum.
Was kirk upton angry?
Kirk Upton kızmış mıydı?
[beep] wylie, what did you get on upton's movements?
Wylie, Upton'un hareketlerinden ne çıktı?
Yes, i will unmask kirk upton's killer... [crowd murmuring]... Very, very soon.
Evet, Kirk Upton'un katilini yakın bir zamanda açıklayacağım.
I'm waiting for you to walk through the door at Upton's bookstore.
.. kapısından girmeni bekliyorum.
I'm from upton park. - West ham boy, is it?
- Wes Ham'cısın demek.
~ What was Sergeant Upton's exact words to the best of your recollection?
- Peki Çavuş Upton'un tam olarak ne dediğini hatırlıyor musunuz?
I wrote to him again complaining of Sergeant Upton's behaviour.
Çavuş Upton'ın davranışlarından şikayetçi olmak için ona yine yazmıştım ama cevap alamadım.
What's that, Kate Upton?
O da kim, Kate Upton mı?
But, Chris, you got to take advantage. The clock's ticking on Kate Upton.
Ama bu fırsatı kaçırmamalısın Chris.
She's almost at the end of her window.
Kate Upton'ın zamanı gitgide azalıyor.
I'm telling you! Margins the size of Kate upton's fun bags.
Kate Upton'ın meme ölçülerinden pay verin.