Urgently translate Turkish
613 parallel translation
I need to urgently find out who is getting Madame Collier's inheritance.
Ben acilen Madam Collier'in mirasını bulmak zorundayım.
"Your Imperial Highness, you are urgently needed to dispatch instructions!"
Ekselansları, yeni direktiflerin dağıtımı için acilen bekleniyorsunuz.
I need money urgently. You can't give me any.
Paraya acilen ihtiyacım var.
Tell him Dr. Muller wishes to see him, urgently.
Dr Muller'in onu derhal görmek istediğini söyle.
Why did you ask to see me so urgently today?
Beni görmek için neden bu kadar ısrar ettin bugün?
Your Majesty's colonies in the West Indies are urgently in need of slaves.
Majesteleri, Batı Karayipteki kolonilerinizin acilen kölelere ihtiyacı var.
Because I urgently need to talk...
Çünkü acilen konuşmam...
"Urgently need 40.000..."
"... acilen 40.000'e ihtiyacım var. "
We need to ask for reinforcements urgently, if it's not too late!
Acilen takviye kuvvet istemeliyiz, çok geç olmadan!
He wants to see me urgently.
Beni acilen görmesi gerektiğini söylemişti.
Urgently?
Acilen mi?
I submit most urgently that instead of standing out to sea we move north along the French coast.
ben acilen denizin bu tarafına gidilmesi taraftarıyım. Fransız kıyı boyunca kuzeyde hareket ederiz.
He said you should go to his house, urgently.
- Öyle mi? Acilen evine uğraman gerektiğini söyledi.
They need it urgently.
Buna acilen ihtiyacımız var.
I need it urgently
Acilen paraya ihtiyacım var.
When you say "urgently", how soon?
Acil derken, ne kadar acil?
"I didn't see him"... but he asked me to bring the suit home, urgently.
"Onu görmedim" fakat elbisesini hemen eve getirmemi istedi, acilen.
" lt is therefore urgently requested...
"Bu nedenle acilen sıcak savaş görevine..."
I request urgently that you remove yourself.
Hemen gitmeni rica ediyorum.
WIFE CRITICAL. SEND MONEY URGENTLY.
PARAYI ACİLEN GÖNDER.
I hurried because I was curious about what you wanted to tell me so urgently.
Çabuk bitirdim. Bana söyleyeceğin şeyi merak ettim.
The hospital is calling for her most urgently.
Hastaneden acilen onu çağırıyorlar.
After Lady Sunningdale arrives, I'll come up and announce that the ambassador urgently requires your presence and that your business will last at least an hour.
Leydi Sunningdale gelince büyükelçinin acilen sizinle bir saatlik bir görüşme yapmak zorunda olduğunu söylerim.
Franz-Karl, I urgently have to talk to you.
Franz-Karl, acele konuşmalıyız. Ne var?
Urgently alert Japanese fishermen.
Japon balıkçılar acilen uyarılır.
I will recommend urgently that Raymond Shaw be posted for the Medal of Honor.
Raymond Shaw'un derhal Şeref Madalyasıyla ödüllendirilmesini tavsiye edeceğim.
An orderly from the hospital, named Franz, wishes to speak to you urgently.
Hastaneden biri geldi, adı Franz, sizinle acilen konuşmak istiyor.
- Too bad, we have to act urgently.
- Çok kötü, acilen harekete geçmeliyiz.
He needs you... urgently.
Acilen yanına...
He wishes to speak to you urgently.
Sizinle acil olarak konuşmak istiyor.
Your fiancé urgently wants to speak to you.
Bayan, nişanlınız sizi acilen telefona çağırıyor. - Nişanlım mı? - Evet, nişanlınız.
Urgently request...
Acil istek.
Why did you want to see me so urgently?
Neden bu kadar acil görüşmek istedin?
- A tramp wants to see you urgently.
- Evet? - Aylağın biri sizinle görüşmeliymiş.
We need the replacements urgently.
Acilen yenilerine ihtiyacımız var.
High Command urgently wants information.
Başkomutanlık acilen bilgi istiyor.
Bald Eagle wants to see you urgently at his place.
Kodaman seni derhal evinde görmek istiyor.
Is it probable that after so long a silence on this... the very point so urgently sought of me... I should open my mind to such a man as that?
Bir düşünün, beni bu kadar zorladıkları halde... bu konuda bunca zaman sustuktan sonra... düşüncelerimi böyle bir adama açmam mümkün mü?
We need rather urgently to find it.
Acilen bulmamız gerekiyor.
I had to reach you urgently.
Size acilen ulaşmam gerekiyordu.
Martha Zubrovnik feels and some others of us feel that the spirit of her husband is near urgently demanding audience.
Martha Zubrovnik ve diğerlerimizin hislerine göre kocasının ruhu acilen konuşmak istiyor.
Space Commander Dominguez says... we have supplies he urgently needs.
Kumandan Dominguez bizden acil olarak erzak beklediğini söyledi.
The Prime Minister, urgently.
Başbakan, acilen.
My husband and I must get to Bisbee urgently.
Kocamla acilen Bisbee'ye gitmemiz gerekiyor.
We urgently desire a conference.
Biz acilen bir konferans düzenlemek istiyoruz. Cevap verin lütfen.
I urgently recommend immediate withdrawal.
Derhal çekilmemizi acilen tavsiye ederim.
This poor lady is urgently in need of some dry clothing. And I perceive that you are both approximately the same size.
Bu zavallı bayanın kuru giysiye ihtiyacı var ve siz de aynı bedendesiniz.
- I need to speak to you urgently.
Mösyö Pelo, sizi görmeliyim, çok acil!
He wants to see you urgently.
Seni acilen görmek istiyor.
And this one we rather urgently recommend to people who have lost their senses of humor and who'd like to recover same.
Burak ŞAHİN, Altyazı Hazırlama : anon66
Urgently.
Acilen.