Vaal translate Turkish
47 parallel translation
- l am the eyes of Vaal. He must see.
- Ben Vaal'ın gözleriyim.
- Who is Vaal?
O görmeli. - Vaal kim?
Vaal is Vaal.
Vaal Vaal'dır.
I am the leader of the feeders of Vaal.
Vaal'ı besleyenlerin lideriyim.
We would like to speak to this Vaal.
Vaal'la konuşmak istiyoruz.
Akuta alone speaks to Vaal.
Yalnız Akuta Vaal'la konuşur.
I am the eyes and the voice of Vaal.
Vaal'ın gözleri ve sesiyim.
It is Vaal's wish.
Bu Vaal'ın isteği.
- They are my ears for Vaal.
- Onlar Vaal için kulaklarım.
Are the people of Vaal nearby?
Vaal insanları yakında mı?
We are close to Vaal so we may serve him. I shall take you there.
Vaal'a hizmet edebilmek için yakınız. Sizi oraya götüreceğim.
Tell me about Vaal.
Bana Vaal'ı anlat.
All the world knows about Vaal.
Vaal'ı tüm dünya tanır.
Vaal.
Vaal.
We have been introduced to Vaal, the source of the planet's power emanations and possibly the force that threatens both us and our ship.
Vaal'ın huzuruna getirildik, gezegenin güç kaynağı, ve bir olasılık, bizi ve gemimizi tehdit eden kuvvet.
Akuta, how do you talk to Vaal?
Akuta, Vaal'le nasıl konuşursun?
Vaal calls me.
Vaal beni çağırır.
These are the people of Vaal.
Bu, Vaal halkı.
They are forbidden by Vaal.
Vaal tarafından yasaklandılar.
Vaal has forbidden this.
Vaal bunu yasakladı.
Welcome to Vaal.
Vaal'a Hoş geldiniz.
You are welcome in the place of Vaal.
Vaal'ın yerine hoş geldiniz.
What happens if Vaal weakens around feeding time?
Vaal, beslenme sırasında zayıf düşerse ne olur?
You said that Vaal takes care of them.
Vaal'ın onlara baktığını söyledin.
I understand, Vaal.
Anlıyorum, Vaal.
You know, if it weren't for Vaal, this place would be a paradise.
Vaal olmasaydı, burası bir cennet olabilirdi.
It does not serve Vaal.
Vaal'a hizmet etmiyor.
Vaal!
Vaal!
I have given you the words of Vaal.
Size Vaal'ın sözünü ilettim.
Vaal speaks truly to me.
Vaal bana doğruyu söyledi.
It is Vaal's own words.
Bunlar, Vaal'ın sözleri.
Vaal has spoken to me.
Vaal benimle konuştu.
Like feeding Vaal.
Vaal'ı beslemek gibi.
Vaal explained it to me. I will show you.
Vaal bana açıkladı. Size göstereceğim.
It is the word of Vaal.
Vaal'ın emri.
The people of Vaal have disappeared.
Vaal halkı ortadan kayboldu.
The doctor was concerned that the Vaalians achieved human stature.
Doktor, Vaal halkının insan karakteri kazanacağından endişeliydi.
Keep those people from feeding Vaal.
O insanları Vaal'ı beslemekten alıkoy.
Don't let them feed Vaal.
Buna izin verme.
Vaal calls to us.
Vaal bize çağrı yapıyor.
Wide variation in energy, as though Vaal were drawing on other sources.
Enerjide büyük değişim var. Sanki Vaal diğer kaynaklardan enerji çekiyor gibi.
Vaal is reinforcing his energy field.
Vaal enerji alanını sağlamlaştırıyor.
Vaal is dead.
Vaal öldü.
But it was Vaal who put the fruit on the trees, caused the rain to fall.
Ama ağaçlara meyveleri koyan Vaal'dı. Yağmurun yağmasını.
Vaal... cared for us.
Vaal bize bakıyordu.
We have given the people of Vaal the apple, the knowledge of good and evil.
Vaal halkına elma vermiş olduk, iyi ve kötünün bilgisini.