Valets translate Turkish
96 parallel translation
Then one of dorian's valets came to see me about a position.
Daha sonra Dorian'ın uşaklarından birisi iş için bana geldi.
You are the valets of the enemy King whose orders you obeyed.
Emirlerini bir bir yerine getirdiğiniz düşman kralının uşaklarısınız.
It is my fortune that you've known so few valets.
Bu kadar az uşak tanıyor olmanız benim talihim.
Why the sudden interest in valets?
Uşaklara bu ani ilgin neden?
Do you know how many valets he's had in six months?
6 ayda kaç tane hizmetçisi oldu biliyor musunuz?
I think it is Franz, one of the under-valets.
Yardımcı uşak Franz olmalı.
I understand his valets are having trouble with his shaving.
Uşakları tıraşını yapıyormuş.
In his bedroom, with only his valets to see it.
Odasındaydık. Sadece uşakları vardı.
I will demand justice, and have the whole of my house put to the torture my maids and my valets, my son, my daughter, and myself too. I must go.
Gidelim!
What about the valets?
Valeler var.
Do you receive, do you receive these letters from valets and maids?
Bu mektupları vale ve hizmetçilerden mi alırsın?
I wonder what it would be like to live there, and have servants and valets.
Orada yaşamak nasıI bir şeydir acaba hizmetçilerinin, uşaklarının olması.
And here are their gorgeous valets Anytime and Honey.
Bunlar da harika yardımcıları Her zaman ve Bal.
They'll bring their maids and their valets.
Misafirler uşaklarını yanlarında getirecekler.
- But, Marge! Valets!
- Ama Marge, hizmetçiler!
Officially, he hired young kids from villages as his valets. In reality, the kids were imprisoned to serve the noble's taste for pederasty.
Köylerden bir çok oğlan toplamıştı ve onları köle gibi kullanıyordu.
Senator Bulworth here we are, volunteer valets!
Senatör Bulworth. Gönüllü valeler olarak geldik!
See the valets over there?
Şuradaki hizmetlileri görüyor musun?
Those are valets, man.
Onlar vale, adamım.
Valets?
Vale mi?
What do you mean, valets?
Bu da ne demek?
Valets, man.
Valeler adamım.
- Because they work as parking valets.
- Otoparkçı olduklarından.
No, there's one butler, and there's lots of valets running all over the Place.
Hayır, "kâhya" bir tane ama ortada dolaşan bir sürü "uşak" var.
I just was outside, helping the valets kick-start your broom.
Uşağa süpürgeni parketmesi için yardım ediyordum.
Your men are as cowardly as our valets.
Adamlarınız en az bizimkiler kadar aptallar.
DANNY : [Voiceover] In this town, valets hear everything.
Sen deli misin? Bu şehirde otoparkçılar her şeyi duyar.
DANNY : [Voiceover] Vegas. Former mob lawyer as mayor... legal gambling, valets with master's degrees in engineering... bars that never close, world-class food and entertainment.
Vegas, valisi eski mafya avukatı yasal kumar, mühendislikte master derecesi olan otoparkçılar hiç kapanmayan barları, dünya klasında yemek ve eğlence.
But they know I only accept French valets
Fakat sadece Fransız ulak kabul ettiğimi bilirler.
I come from a long line of French valets on my father's side
Babam tarafından oldukça uzun bir Fransız ulak geçmişimiz var.
Now, you know I gotta represent for valets everywhere, right?
Bilirsiniz, Vale olarak herkesi temsil etmeliyim?
Oh, look, your valets are here... except you don't have one anymore, do you?
Bakın. Kavalyeleriniz burada. Ama senin artık yok, değil mi?
Major rights to princesses of the blood and mistresses of the household while minor rights to the valets and charges.
Büyük yetkiler saray kanından olan prensesler ve evin hanımında küçük yetkiler ise hizmetkârlarda toplanmıştır.
Since there were only three attending spots for ten residents, Dr. Kelso could basically treat them like his own personal valets.
Üç kişilik boş uzman cerrah pozisyonu için on tane aday olduğundan, Dr. Kelso onlara kişisel köleleri gibi davranıyordu.
She fought with the valets and the bridesmaids and the waiters.
Uşaklarla kavga etti, ve nedimelerle. ve garsonlarla.
As you can see I am blind, and these three imbeciles are my valets.
Gördüğünüz gibi ben körüm ve bu üç embesil de benim hizmetçilerim.
He won't let any of the valets touch his Hummer.
Hiçbir valenin Hummer'ına dokunmasına izin vermez.
Valets steel shit, alright?
Valeler bir şeyler çalar, tamam mı?
So maybe the valets put it in the truck.
Belki de vale bagaja koymuştur..
The valets.
Garsonlar.
He's not gonna get anywhere talking to those valets.
O garsonlarla konuşarak bir sonuç alamayacak.
Do you recall any uh... suspicious behavior from any of the valets on duty last night?
- Geçen akşam görevde olan garsonlardan garip davrananlar var mıydı?
Wally had operatives in places... mechanics, valets, car wash attendants... all copying people's keys and then stealing their cars from different locations.
Wally yerleri yönetiyormuş araba tamircileri, garsonlar, araba yıkamacıları- - Hepsi de insanların anahtarlarını kopyalayıp arabalarını çalıyormuş.
Babe, should the valets at our reception wear green or red vests?
Bebeğim, karşılama yapacak valeler yeşil yelek mi giysin, kırmızı mı?
All the valets in vegas are free.
Vegas'taki tüm otopark görevlileri bedavadır.
I'm the one who's dealing with caterers and florists and musicians and parking valets and a thousand frozen butterflies.
Yiyecek-içecek ve çiçek ikram edecek müzisyenler ve park ettirme ve binlerce dondurulmuş kelebek işiyle uğraşacak tek kişi benim.
And what constitutes superior in the world of valets?
Hizmetkarlar dünyasında seçkinliği ne oluşturur?
Well, one of the valets noticed the shooter's car idling in the lot over there.
Uşaklardan biri tetikçinin arabasının şurada beklediğini fark etmiş.
Valets tend to be especially duplicitous humans.
Valeler, özellikle iki yüzlü insanlardan oluşuyor.
What about valets?
Valeler nasıl olsun?
Where are the valets?
Otopark görevlileri nerede?