Vee translate Turkish
660 parallel translation
And one, two, and three, come on!
İşte bizim kompartmanımız. - Vee 1, 2, ve 3, tamam.
And so, after some relevant publications, both they found the courage to conceive her first major photographic project.
Vee, Bazı ilgili ilanlardan sonra, ikiside onun ilk büyük fotoğrafik projesini düşünme cesaretini buldu.
I And cut!
Vee kestik
Why'd you leave the cell door open, Vee?
Hücre kapısını neden açık bıraktın Vee?
- Come on, Vee.
- Hadi ama, Vee.
Vee!
Vee!
Company... halt!
Vee... durun!
Well, vee just happen to be here on ze Siegfried Line, my dear.
Burasi Siegfried hatti olmakta sekerim.
'Vee!
Londra'dan arıyorum. Vera mı?
And?
Vee?
Zabot.
Zabot. Vee.
Zabot. Vee.
Zabot.
And here!
Vee burası!
That, hop!
Vee, hop!
Hi, Aunt Vee.
Selam, Vee yenge.
Sure, Aunt Vee, only it's got a flat.
Elbette, Vee yenge, ama lastiği inik.
- Sure, Aunt Vee.
- Elbette, Vee yenge.
We'll bring some ice cream home after the show, Aunt Vee.
Gösteriden sonra eve dondurma getireceğiz, Vee yenge.
And Jumbo chooses this gentleman.
Vee Jumbo bu beyefendiyi seçti.
Spend and you'll be happy.
Harca vee mutlu olacan.
And who's there?
vee ordaki kim?
Think the worst. And you'll be half right. Let her come into the house.
En kötüsünü düşün, yarı yarıya haklı olur düşüncen vee buraya geliyor O zaman ben giderim
Wooh ahhh... And so, music was born.
Wooh ahhh... vee, müzik doğdu.
We'll start with the "etoo-vee-ay de vee-o a" -
Başlangıç olarak étuvée de veau au vin...
Oh, and Grady catches him with a jumping front kick that knocks Kwon! - Yes sir!
Vee Grady bir jump kick ile Kwon'u minderin dışına yolluyor
And, um, we own this house.
Vee, bu ev bizim.
And action!
Vee motor!
- And you take the newspaper.
- Vee gazeteyi alıyorsun..
- And off I go at last.
- Vee, sonunda çıkıyorum..
I'll just sit down and...
- İyi o zaman, yerime oturuyorum vee..
All right, I'll just sit down and turn on the sardines.
halletsin.. - Tamam buraya oturuyorum.. .. vee sardalyalarımı açıyorum..
It's racing towards the boundary and.. and..
ve ve doğru sınıra düşüyor. Vee
And, uh - Not a good sign.
Vee, - - Bu hiç iyiye alamet değil.
LING-tomaH oH-ma-do-VEE-kos ZO!
LING-tomaH oH-ma-do-VEE-kos ZO!
OH-ma-do-VEE-kos ZO...
OH-ma-do-VEE-kos ZO...
Sometimes George smash into tree, and sometime- -
Bazen George agaca çarpar, vee
Take a deep breath And...
Derin bir nefes alın vee...
And I played theirs.
Vee ben de onunkine dokundum.
And we're sending all the energy to Dharma.
Vee tüm enerjimizi Dharmaya yolluyoruz.
And, uh, he doesn't want them to wear uniforms.
Vee, uh, garsonların ünüforma giymelerini de istemiyor.
This place - you have to get in there... and put your sweat and your blood in it, and -
Bu yer - senin içine girip kanını ve terini akıttığın vee..
and a...
Vee.
Don't bring your dog.
Vee.. sakın köpeğini getirme.
And the Photo-rama.
Vee Photorama.
And your time starts now...
vee süren başladı...
She is my Anjali.
vee.. bu da benim Anjali'm.
And I think we'll find a grade more fitting to an athlete of Gage's stature.
Vee, Düşünüyorum ki, daha uygun bir not bulabiliriz... Gage gibi önemli bir sporcu için.
Now... and abracadabra... breathtaking bat?
- Evet, evet. Şimdi... Bir elma alalım, birkaç gül yaprağı vee abrakadabra...
Hi, Vee.
- Evet.
Hi.
Selam Vee.
And it's a...
Vee...