English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Vegetables

Vegetables translate Turkish

2,010 parallel translation
Its water has flown to supermarkets all over the world... in crates of fruit and vegetables.
Suları, dünyanın dört bir yanındaki süpermarketlere sandık sandık ihraç edilen meyve ve sebzelerde saklı.
Only then do you add the vegetables and the water.
Ondan sonra sebzeleri ve suyu eklersin.
Fresh-cut vegetables, raspberries, pita with hummus and sprouts.
Taze sebzeler, çilek, tahıllı ekmek ve brüksel lahanası.
We got bread. We got cheese. We got vegetables.
Ekmeğimiz var, peynirimiz var, sebzemiz var.
You're not gonna eat your vegetables?
Sebzelerinizi yemeyecek misiniz?
I chop vegetables.
Sebze dogruyorum. Banyo yapiyorum.
I've chopped vegetables all my life.
Hayatim boyunca sebze dogradim.
That kung fu that all Indian women practice as they chop vegetables.
Öyle bir kung fu ki, her hint kadini sebze dograrken uygular.
Any vegetables or do you eat everything?
Yoksa fark etmez mi?
He knows you get extra vegetables. He's a good man.
- Fazladan sebze aldığınızı biliyor!
Volume Three, Fish. Meat, vegetables, and desserts.
Üçüncü cilt "Balık, Et, Sebzeler ve Tatlılar"
You know, you made good grades, you kept your room neat and clean, you ate your vegetables.
İyi notlar aldın, odan derli topluydu, sebze yemem demedin.
OK, this food is all vegetables.
Sadece sebze varmış.
I'll never forget he taught me to eat my vegetables.
Bana sebze yemeyi öğretmesini asla unutmayacağım.
If I have to eat nine servings of fruits and vegetables a day to live, I don't want to live.
Eğer yaşamak için günde dokuz öğün meyve ve sebze yemem gerekiyorsa yaşamak istemiyorum.
I hate goddamn fruits and vegetables.
Lanet olası meyve ve sebzelerden nefret ederim.
Fruits, nuts, vegetables all need bees.
Meyveler, fındıklar, sebzeler, hepsi arılara ihtiyaç duyar.
Raise our own fruits and vegetables.
Sebzemizi meyvemizi kendimiz yetiştiririz.
Your vegetables, so fresh and crisp. As opposed to... May the Spirits forgive me.
Sebzelerin her zaman taptaze ve sulu anneminkilerin Yüce Ruh beni affetsin, tam tersi.
Marinated egg yolk, pea cream and zucchini flowers ; prawns with ratatouille and sweet-and-sour sauce ; and mixed fish with crunchy vegetables.
Terbiye edilmiş yumurta sarısı, bezelye kreması ve yeşil kabak çiçekleri karidesli Fransız sebze türlüsü, tatlı ve ekşi sos ve gevrek sebzeli karışık balık.
The risotto, the prawns, the vegetables... they were exquisite.
Risotto pilavı, karidesler, sebzeler hepsi enfesti.
- l grow the vegetables myself.
- Sebzeleri kendim yetiştiriyorum.
I grow the vegetables myself, near Sanremo.
Sebzeleri kendim yetiştiriyorum, Sanremo yakınlarında.
Right, it's Thursday... the countryside... the vegetables.
Tabii ya, bugün perşembe kırlık, sebzeler falan.
We grow $ 20,000 per acre per year of vegetables, feeding thousands of people on what was a hayfield.
Yılda dönüm başına 20,000 $ eden sebze üretiyoruz, daha önce çayır olan bir yerden binlerce insanı besliyoruz.
At this point we have about 500 families who we supply vegetables to on weekly basis.
Bu noktada yaklaşık 500 aileye haftalık olarak sebze tedarik ediyoruz.
Well, I think we should all get our hands in the dirt, and pick the vegetables ourselves and bring them into the kitchen and make them into these beautiful soups.
Bence hepimiz ellerimizi pisletmeliyiz, sebzelerimizi kendimiz toplayıp mutfağa getirmeli ve onlardan müthiş çorbalar yapmalıyız.
My Mee-maw saw her once taking away a boy who wouldn't eat his vegetables.
Bir keresinde ninem görmüş, sebzelerini yemeyen bir çocuğu alıyormuş.
- Vegetables, fruit pulp...
Sebze, meyve posaları...
Great choice, shipmate. Today's vegetarian option is... Mixed vegetables.
Harika seçim, bugünün veji seçimleri.. "Karışık sebze"
There's nothing that the Captain likes more than to chow down on a hearty plate of... Mixed vegetables.
Kaptanın güzel ve büyük bir tabak "karışık sebze" si gibi yoktur
( Tommi ) I would like tuna pizza without vegetables.
Ben sebzesiz, ton balıklı pizza istiyorum.
( Susanne ) tuna pizza without vegetables?
Sebzesiz ton balıklı pizza?
There's never vegetables on it, Tommy.
Ne zaman sebzeli olmuş ki zaten?
There's a Sten under the vegetables.
Sebzelerin altında bir Sten var.
Vegetables for sale..
Satılık sebzeler...
We're stuck now with cabbage and root vegetables... until the winter's over and the spring comes.
Kış bitip bahar gelene kadar, Lahana ve sebze köklerine mecbur kaldık.
Now, the root vegetables come from an upstate farm.
Bu sebze kökleri taşradaki çiftlikten geliyor.
But it turns out that there is only one person in the community garden who grows vegetables.
Fakat sadece bir kişi bahçesini sebze yetiştirmek için kullanıyor.
Tonight, I'm just focused on trying to learn how to roast the vegetables.
Bu gece sadece sebzeleri, fırında pişirmeyi öğrenmeye odaklandım.
It's kind of interesting, because we're coming back... to the food that we were eating when the project started... which is squash and root vegetables and stuff like that.
Bu biraz ilginç çünkü proje başında yediğimiz sebzelere geri dönüyoruz. Kabak, sebze kökleri gibi şeyler..
Vegetables?
Sebzeler?
Vegetables and lentils.
sebze ve mercimek.
There is a tonic, but eating vegetables would be much more effective.
şurup var fakat sebze tüketmek daha verimli bir yol.
Lloyd doesn't really like all those vegetables.
Lloyd aslında hiç sebze sevmez.
I already told you. Vegetables or the tonic.
sana hep söylüyorum. sebze tüketmen yada şurup.
we can earn enough to buy a pot of land, to grow our vegetables.
Kendi sebzelerimizi yetiştirebileceğimiz bir parça toprak almaya yetecek parayı kazanmalıyız.
Why don't you lecture me about eating my vegetables and not dropping out of university.
Sebze yiyeyim, üniversiteyi bırakmayayım diye nutuk da atsana.
I have been eating so many vegetables lately like
Son zamanlarda çok sebze yiyorum.
Eat your vegetables.
Sebzelerini ye!
Eat your vegetables!
Sebzelerini ye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]