Velcro translate Turkish
184 parallel translation
OK. Tighten up the Velcro.
Sıkı sardığından emin ol.
No velcro, sir.
Çıtçıt bile yok, efendim.
Who do you think introduced Velcro to the Persian Gulf?
İran Körfezi'ne Velcro'yu kim götürdü sanıyorsun?
There I was, in a Velcro-sealed blue smock...
Ben öylece dururken, çiçek desenli elbisesinin içinde...
Velcro, sweetheart.
Velcro, tatlım.
- It's set with both the baguette... - The sound of ripping Velcro.
- Takımda hem taş hem de...
That's the quintessential sound of the 80's, right?
Velcro cırt-cırtlarının sesi... 80'lerin ta kendisi bir ses, değil mi?
They've got Velcro, a water pump, built-in odometer, and vanity plates.
Velcroları var, bir su pompası, kendinden mesafe ölçerli, ve mini plakası.
No, there's velcro on the back.
Hayır. Arkada cırtcırt var.
- The Velcro.
- Yapışkanlı naylon.
I can't stand Velcro.
Buna dayanamıyorum.
- The Velcro.
- Cırt cırt.
I can't stand Velcro. That tearing sound.
Cırt cırt sesine dayanamam.
- It's Velcro.
- Cırt cırtlı bu.
Camille thinks Velcro is fun.
Camile Velcro'nun bile eğlenceli olduğunu düşünür.
Velcro really is pretty amazing, don't you think?
Velcro gerçekten muhteşem. Siz öyle düşünmüyor musunuz?
And he got that game with the foam paddles and the Velcro ball.
Ve bu cırt-cırtlı topla oynanan Velcro oyunundan almış.
- Definitely Velcro. - Oh, yeah.
- Kesinlikle yapıştırmalı naylonlu.
Here. Velcro.
Yapıştırmalı naylon.
He invented Velcro.
Cırtcırtı icat etti.
They put Velcro down the side, and then...
Yanlarına cırt cırt koyuyorlar.
Velcro, microwave ovens, liposuction.
Vatka, mikrodalga fırın, yağ aldırma.
Let's do that Velcro thing over there.
Hadi şuradaki yapıştırmalı şeyden yapalım.
My thighs are chafing like a couple of hams wrapped in Velcro.
Bacaklarım iki cırt cırt arasında kalmış jambon gibi acıyor.
- Yes. But I think I'm stuck to your Velcro.
- Evet, ama galiba kemerim elbisene takıldı.
Not the Velcro kind, so give him a couple of extra minutes.
Bağcıklı ayakkabı, bağlaması biraz zaman alır.
It says the ceiling was donated by the Velcro company.
Tavanın Velcro şirketi tarafından yapıldığı yazıyor.
- And Velcro? - Okay.
Tamam.
Velcro! Stick together!
Birlikte kalın!
Velcro has replaced the zipper.
Velcro fermuarı yeniledi.
And believe me, I would much rather be at work right now than trying to figure out whether to get aloe-lined or Velcro-tabbed or elastic-leg-cuff-thingy diapers.
Hem inan bana, bebek bezini cırt cırtlı mı yoksa lastikli mi yoksa aloelı mı alayım diye düşünmektense, işte olmayı daha çok isterdim.
Velcro.
Velcro.
You've got your Velcro-tipped darts, cards, the telly and a kettle that stops boiling when the water is lukewarm so you can't kill yourself by pouring boiling water on your head.
Orada uçları cırt bantlı dartlar, oyun kartları ve televizyon var. Bir de su ılıklaşınca kendiliğinden kapanan su ısıtıcısı var. Böylece kafana kaynar suyu döküp intihar edemiyorsun.
These are also Velcro.
Aynı zamanda deri.
I'm just glad I didn't opt for the surgical Velcro when they put my skull back together.
Kafatasımı toplarken cerrahi cırt cırt seçmediğime seviniyorum.
It's called Velcro.
Onlar cırt bant.
The Velcro's coming off!
Velcro çıkıyor!
What you really want is Velcro.
Amerikan fermuarı lazım sana. Onun benim fikrim...
With a good seamstress and some Velcro...
İyi bir bayan terzisi ve biraz fermuar ile...
Velcro? Nice.
Cırt cırtlı...
The weight with a piece of Velcro on top.
Ağırlığı "Velkro" bantla tutturabiliriz.
Our next task is to take a Velcro patch and slap it on top of the robot with the manipulator arms and pull the robot in that way.
Bir sonraki işimiz bir parça "Velkro" alıp onu metal kollarla robotun tepesine yapıştırmak ve robotu çekmekti.
As Genya is pulling up on it, the Velcro rips off the robot, and for this brief second, the entire robot was free and starts floating back up.
Genya çekerken "Velkro" yırtıIdı ve robot bir an için serbest kalarak suda yükselmeye başladı.
Velcro, beautiful velcro.
Aganigi naganigi yapacağız - Hadi, bebek.
A little Velcro holster you put on your belt.
Kemerine küçük bir cırcırlı kılıf takarsın.
Oh, basically the man bought my silent Velcro patent. - What?
Kısacası biri benim sessiz Velcro patentimi satın aldı.
It's just like Velcro, but it doesn't make that... the Velcro noise.
Velcro gibi ama onun çıkardığı sesi çıkarmıyor.
Hooks? Velcro?
Kancalı mı olacak, yapıştırmalı naylonlu mu?
Velcro?
Cırt cırtla mı?
Lynne Cameron was a much sought after fashion-show producer... as valuable to a show's success as Valium or Velcro.
Bir defilenin başarısında büyük rol oynardı.
Silent Velcro.
Sessiz Velcro.