English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Venom's

Venom's translate Turkish

339 parallel translation
Sweltered venom sleeping got, boil thou first in the charmed pot.
Uykuda terlemiş, bol zehir yapmış, önce sen kayna büyülü kazanda.
Looks like it's full of a bioacidic compound, almost like a venom sac.
Biyo asit bileşimi ile dolu görünüyor, neredeyse zehir kesesi gibi.
Who this had seen, with tongue in venom steeped'gainst Fortune's state would treason have pronounced.
Kim görür de bunu, acı acı lanet etmezdi feleğin kalleşliğine?
My work would proceed faster... ... if Dr. Woodrue didn't whisk my venom samples... ... back to his mysterious Gilgamesh Wing.
Dr. Woodrue zehir örneklerimi aşırıp aşırıp çalıştığı gizemli Gılgamış sektörüne götürmese çalışmalarım çok daha hızlı ilerleyebilir.
What are they? Bee stingers and venom sacs... recovered subcutaneously from the victim's face, arm and neck.
- Kurbanın yüzünün, kolunun ve ensesinin deri altında bulunan arı iğneleri ve zehir keseleri.
Zhaan's getting a venom sample from it, now.
Zhaan şimdi ondan zehir örneği alıyor.
I write with a goose quill dipped in venom.
Yazılarımı ucu zehre batırılmış bir divit kalemiyle yazarım.
He shouted "It's venomous, we have to extract the venom from the beast"
"Bu ülke zehirli, yılanın zehrini söküp alacağız!" diye haykırdı.
It drips with his brand of venom.
Kendine özgü zehiri damlamış.
But it's related to insect venom.
Ama böcek zehriyle ilgisi var.
There's not an insect in the world with that much venom.
Dünyadaki hiçbir böceğin bu kadar çok zehri yok.
You know, there's more venom in this test-tube... than you'll find in 100 tarantulas.
Biliyorsun, bu tüpteki zehir miktarını ancak 100 tarantula da bulabilirsin.
You'll destroy yourself with your own venom if you try to turn Sethi against Moses.
Sethi'yi Musa'ya kışkırtmaya çalışırsan kendi zehrinle kendini yok edeceksin.
If that little reptile should get excited and bite you, why, I'll just make a slash, and I'll try to suck the venom out.
O küçük sürüngen heyecanlanıp seni ısırırsa,... yaranı açıp zehri emmeye çalışacağım.
Yes, my boy. I got fed up with man taking a daily hammer and sickle-coated pill of venom.
Her gün sakinleştirici ilaç alan o adamdan sıkıldım artık.
I think I got all the venom out. Taken orally, it can't hurt you, Mr Eckland, but if she were bitten and its entered her bloodstream, there's nothing we can do. I'm afraid she's bought it.
Ağız yoluyla alındığında size bir zararı dokunmaz Bay Eckland ama ısırık yoluyla damarlarına girmişse, kızı kurtarmanın yolu yoktur.
- Viper's venom topped with cream
- Fena değil.
The worm that's fled hath nature that in time will venom breed.
Kaçan solucanın da zehri birikecek zamanla.
Those dorsal spines are laden with venom.
Sırtındaki dikenler zehirli.
The witch and the demons of the forest scoured every corner of the church, venom dripping from their fangs.
Cadı ile orman yaratıkları kilisenin her bir köşesini aramışlar. Dişlerinin arasından zehir sızıyormuş.
He's not full of venom.
- Fazla zehir almamış.
It's more virulent than the venom of the Australian brown box jellyfish.
Avustralya denizanasının zehrinden bile daha öldürücü.
He's harming my daughter with venom
Kızımı kötü bir büyü yapmış
Produces a venom that's invariably fatal in seconds.
Bir kaç saniye içinde öldüren bir zehir üretir.
That's a lot of venom.
Çok zehir girdi kanına.
But it is evident her poor mother was less fortunate... for when the venom attacks the nervous system, the victim appears to be affliced with a form of vampirism.
Ama annesinin o kadar şanslı olmadığı açık. Zehir sinir sistemine saldırdığında, kurban bir vampirlik karakterine uğramış gibi görünüyor.
Just in case there is a scratch that gets infected by the venom.
Zehir bulaşmış bir sıyrık olma ihtimaline karşı.
"May God deliver us from the cobra's venom, from the tiger's teeth, and the Afghan's vengeance."
"Tanrı bizi kobranın zehrinden kaplanın dişlerinden ve Afganların intikamından korusun."
" spouting its weakening venom,
" zayıflamış zehrini fışkırttı,
Fine, let's all spray venom in my general direction.
İyi, hepimiz önümü kapatalım öyleyse.
Now, let's test the venom.
Zehiri test edelim.
If you have consumed blowfish venom, and the chef said it's probable...
Kirpibalığının zehrini tüketirsen, ve şey de dedi ki büyük ihtimal...
The blood you spilled was just the venom of a scheming child.
Akıttığın kan yalnızca şımarık bir çocuğun kanıydı.
that the alien insect's venom is rewriting Teal'c's genetic material.
uzaylı böceğin zehiri..... Teal'c'in genetik bilgisini tekrar yazıyor.
The alien insect's venom is affecting his physical make-up.
Uzaylı böceğin zehiri fiziksel görünümünü etkiliyor.
We need the alien insect's venom.
Uzaylı böceğin zehirine ihtiyacımız var.
The insect's venom actually converts the body's mass into its own DNA material.
Böceğin zehiri aslında vücut kütlesini kendi DNA'sına çeviriyor.
Word has it, he's refined his venom formula.
Dedikodulara göre zehir formülünü geliştirmiş.
There's a protein compound in it... neutralizes the venom. You put meat tenderizer on him?
Yarasına sirke mi sürdün sen?
Not even if there be fire... not even for fear of venom... not even if the skies fall... come what may... anguish in my broken heart is unbearable
Ateş dışarı sıçrasa da Ama kaygılanmıyorum Yılan beni ısırsa da Kaygım yok Dümdüz düşsem de Tasam yok
I know that my words will feel like venom at this moment No'- lt's my dury to guide you properly
Bizim toplum, Prem'le olan ilişkiniz hakkında kötü konuşuyor!
I can't get this stinger out, it's pumping some kind of venom into me.
Bu dikeni çıkartamıyorum, içime bir çeşit zehir pompalıyor.
It's venom!
Zehirli.
Alright, what do you mean there's no venom?
Pekala, hiç zehir yok demekle neyi kastediyorsun?
I suspect it tried, but D'argo's reaction to the venom was so strong, it didn't have time to complete it's task.
Sanırım denedi, ama D'argo'nun zehire verdiği tepki öyle kuvvetliydi ki, görevini tamamlayacak vakti bulamadı.
Darling. when the moonlight hits you like that. I can just make out the venom glistening on your front fang.
Hayatım, ay ışığı vurduğunda, ön azı dişlerindeki zehri görebiliyorum.
She's full of venom.
Kadın zehir dolu.
A deadly snake. Once it bites, it never lets go. "Cold-blooded Venom."
Zehirli bir yılan avını soğukkanlı zehriyle ısırdığında avı asla kaçamaz.
It's lip venom.
Dil zehri gibi.
The venom blinds its victim, then the bacteria excretes protease and collagenase throughout the victim's body.
Zehir kurbanı kör ediyor, sonra bakteri kurbanın vücuduna proteaz ve kollejenaz yollamaya başlıyor.
The poison was made with scorpion venom.
Bu karışım akrep zehrinden yapılmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]