Ventures translate Turkish
173 parallel translation
We'll be following the journey of the research submarine Alvin as it ventures thousand of metres below the waves.
Araştırma deniz altısı Alvin'in, dalgaların binlerce metre altına doğru süren yolculuğunu takip edeceğiz.
He does, yet if he ventures into the world outside, he must accept its laws.
Öyle, ama dış dünyadaki bir olaya karıştı, o yüzden kanun işliyor.
who ventures to hope that it may prove not uninteresting to those who remain to read it.
Kendisi, okunacak kadar ilginç olmadığını düşünenleri yanıltabilme umudu ile yazmıştır "
Comforters, food, treasures, all attended his nocturnal ventures
Kendini çarşaflara sarmış etrafını yiyecek ve değerli objelerle doldurmuş ve ölüler diyarına doğru yola çıkmıştı.
On such a full sea are we now afloat, and we must take the current when it serves, or lose our ventures.
Biz kabarmış bir deniz üstündeyiz şimdi. Vaktinde yararlanmalıyız sulardan, yoksa kaçırırız fırsatı.
In other ventures I was more successful.
Belki başka sefer başarabilirim.
Never ventures forth in the daytime.
Gündüzleri asla dışarı çıkmaya cesaret edemezler.
- At last, Old Ironsides ventures forth.
- Sonunda Cromwell harekete geçti.
Whatever you were doing, you had a right to do no matter how nonsensical your ventures may be.
Maceraların ne kadar saçma olsa da ne yaptığın seni ilgilendirir.
And when a Machalahari ventures into the deep Kalahari on a hunting trip, he has to find water because, unlike the Bushman, he doesn't know how to make liquid from a root.
Ve bir Makalahari av ararken cesaret edip Kalahari'nin içlerine doğru giderse, su bulması gerekir çünkü Buşmanın aksine, kökten nasıl su elde edileceğini bilmez.
- Business ventures.
- Ticaret gibi.
I must weep and wail on the mountains and lament in the desert among the herds, for they are so ravaged that no one ventures there.
Dağlarda gözyaşı döküp ağıtlar yakmalı ve sürülerle birlikte, çölde yas tutmalıyım,... yakılıp yıkıldığı için kimselerin gelmediği bu yere.
'The Restaurant at the End of the Universe'is one of the most extraordinary ventures'in the entire history of catering.
Evrenin Sonundaki Restoran, yemek servisi piyasasındaki en olağandışı yatırımdır.
"Woe be unto him who ventures near without knowledge."
Keder, buna cehaletle teşebbüs edenlerin üstünde olsun.
First you cheat on me with your pathetic little girls... then you get mixed up in your miserable business ventures.
Beni zavallı kızlarla aldatıyordun. Sonra da zavallı işlere giriştin!
And not only that It is the biggest profit of any of our ventures.
O kadarla kalsa. Bütün girişimlerimiz içindeki en yüksek kazancı sağlamış.
SPECTRE's most audacious enterprise of any, next to which our previous ventures are inconsequential.
SPECTRE'nin şimdiye kadarki en cesur girişimi, Öyle ki bundan önceki tüm tehlikeli girişimlerimiz, yanında önemsiz kalıyor.
Your racing activities attract unnecessary attention, but more disturbing are your unauthorised commercial ventures.
Yarış aktivitelerin gereksiz dikkat çekiyor, ama daha da rahatsız edici olan izinsiz ticari girişimlerin.
They go stark raving mad if anyone ventures onto their hunting-grounds.
Av sahalarına yabancılar girerse çok sinirlenirler.
Your wine is delicious, but I have to face the facts. My ventures failed.
Şarabınız lezzetli ama gerçeklerle yüzleşmem gerek.
Someday he'll defraud somebody in one of his so-called business ventures. And he'll go to jail.
Bir gün iş girişimi dediği şeyler sayesinde birini dolandıracak ve sonra da hapse girecek.
Disguised as the patriotic ventures of politicians, too old and too cowardly to participate in them.
Savaşa bizzat katılamayacak kadar yaşlı ve yüreksiz politikacıların,... vatanseverlik maskesi altına sakladıkları teşebbüslerdir bunlar!
Import-export, joint ventures with many Eastern-bloc countries.
İthalat-ihracat, çok sayıda Doğu Bloğu ülkesiyle ortak girişimler.
By the time the Green Fund lawyers all two of them wade in, the joint ventures limited partnerships and corporate associations form an impenetrable maze that makes Mattiece invisible.
Daha Green Fund'un avukatları ne olup bittiğini anlayıp müdahale edemeden, yan kuruluşlar ve diğer ortak şirketler birleşerek Mattiece'i koruyan görünmez bir güç oluşturuyorlar.
A leader whose vision, imagination and avarice will oversee Ferengi ventures in the Gamma Quadrant.
Görüşü, hayal gücü ve tamahkarlığıyla Gama Çeyreğindeki Ferengi girişimlerini yönetecek bir lider.
It was this constant conversion of my fanciful ambition into these... practical moneymaking ventures.
Hayalperest tutkularımı sürekli zengin olunacak.. .. teşebbüslere dönüştürüyordu.
Maybe you don't know that we got... a lot ofjoint ventures with the Genoveses and Colombos.
Belki bilmiyorsun ama.... Cenovalılar ve Kolombiyalılarla pek çok anlaşmamız var.
Woe betide any puppy who ventures into your society.
Senin yanına gelmeye cesaret edecek her züppeye eyvahlar olsun.
As tensions cooled further, new partnerships emerged... and American companies began successful joint ventures... with the rocket builders at Khrunichev.
Bu ortaklık, buzları eritti ve Amerikan şirketleri, Krunichev'deki roket şirketleri ile başarılı ortaklıklar kurmaya başladı.
I got ventures he might want to capitalize on.
Yatırım yapmak istediğim bir iki şey var da.
I suggest we pump our profits into some new high-risk ventures.
Kazancımızı yeni daha riskli bir girişime yatıralım.
I'm not wild about these high-risk ventures.
Bu yüksek riskli yatırımların meraklısı değilim.
She'll supervise the infrastructure handling her corporate ventures.
- Bitirmeme müsaade eder misin? Getirdiği oldukça önemli şirketlerin işlerinin danışmanlığını yapacak.
- Lindsay Neagle, Advanced Capital Ventures.
Lindsay Neagle, İleri Kapital Girişimcisi.
Later, under the light of the midnight sun, one of the young Leaellynasaura ventures down to the river alone.
Bir müddet sonra, gece yarısı güneşinin ışığı altında, genç Leaellynasaura'lardan biri nehre yalnız başına gelmeye cüret ediyor.
Deep in the harem... where man ventures not for fear of death, Angelica discovered the dark joys of captivity.
Hiçbir erkeğin giremeyeceği hareme düşen Angelica, köleliğin zevkli yönlerini keşfetmeye başlar.
H. Gothie now ventures into the 1 1 th District.
Her toplantıda, her küçük toplulukta bu yabancılar mevcutlar, bunu belirtmem yeterli olur.
No one ventures out alone, remember?
Kimse yalnız dışarı çıkmaya cüret edemez, hatırladın mı?
YOU GOT TO APPROACH IT THE SAME WAY I DO BUSINESS VENTURES, OKAY?
İş girişimlerine yaklaştığım gibi yaklaşmalısın buna.
Because I grew up on Beacon Hill... which gave you entrée to wealthy family friends... who could invest in all your business ventures.
Böylece varlıklı aile dostlarımızın girişimlerine yatırım yapmalarını sağlayabildin.
Only took me 10 years and several failed business ventures...
Gerçi ne istediğimi anlamam on yıl sürdü ve...
He ventures back out.
Ve yine ava çıktı.
Riding on the updrafts, they patrol the top of the cliffs, looking out for any Kittiwake that ventures too far from the rock face
Yukarıya çıkıp tepelerin zirvelerinde devriye gezer kaya yüzeyinden ileriye fazla gitmiş olan yavruları ararlar.
A mother ventures forth with her kits
Bir anne, yavrularıyla tehlikeli bir işe girişiyor.
The man charged with this toughest of filming ventures... is Gavin Thurston, with his assistants James and Ralph.
Bu zorlu çekim işini üstlenen yardımcıları James ve Ralph ile birlikte Gavin Thurston'dur.
- Most new ventures don't make it.
- Çoğu iş girişimi başarılı olmaz.
gobies often share a home with shrimp whenever he ventures out of the burrow the shrimp keeps at least one antenna on the goby the goby get a unpackable burrow to live in without lifting a fin and the very near sited shrimp gets a bodyguard
Kaya balıkları çoğu kez bir evi karidesle paylaşır. Yuvadan uzaklaşmayı göze aldığında karides, en az bir antenini kaya balığına doğru tutar. Kaya balığı yüzgecini bile oynatmadan tıka basa dolu olmayan bir yuva edinirken, miyop karides ise bir koruma görevlisi elde eder.
Or lose the ventures before us.
Yoksa kaybederiz şansımızı, herşeyden önemlisi.
And every object that might make me fear misfortune to my ventures out of doubt would make me sad.
Haritalara bakıp, güvenli limanlar ve koylar arayıp beni üzüntüden kurtaracak her şeye sıkıca sarılmayı yeğlerdim. Her şey, nedensiz üzüntüden daha iyidir.
and other ventures he hath squandered abroad.
Daha önce gemileri başarılı yolculuklar yaptı.
What, all his ventures failed? What, not one hit?
Diğer gemilere ne oldu?