Verteron translate Turkish
42 parallel translation
Our studies of the wormhole show that it was formed by particles, "verterons", that are apparently self-sustaining in nature.
Solucan deliği üzerindeki çalışmalarımız, görünüşe göre doğada kendi varlığını devam ettirebilen eşsiz verteron parçacıkları tarafından oluşturulduğunu gösteriyor.
When we approached it, it emitted a massive verteron pulse.
Yaklaştığımızda şiddetli bir verteron atımı yayınladı.
Captain, it is generating a verteron field.
Kaptan, bir verteron alanı oluşturuyor.
We disperse verteron probes merely to disable warp-driven ships.
Verteron sondalarını sadece warp sürücülü gemileri etkisizleştirmek için bırakıyoruz. Hepsi bu.
They overloaded our field coils.
Verteron atımları alan bobinlerimizi aşırı yükledi kaptan.
Even if we get it there the wormhole's verteron nodes could interact with the energy fluctuations of the proto-universe, causing a devastating reaction.
Götürsek bile, solucan deliğinin verteron düğümleri ilkel evrenin enerji dalgalanmaları ile etkileşime geçip, yıkıcı bir tepkimeye neden olabilir.
But I'd like to test the verteron integrity.
Ama verteron dayanıklılığını sınamak istiyorum.
Whenever we pass through a verteron node there's resonance leakage.
Ne zaman bir verteron düğümünden geçsek, titreşim sızıntıya neden oluyor.
Once it intersects with a verteron node Cardassia will feel it.
Bir kez daha verteron düğümleri ile kesişirse sonuçları Kardasya'dan hissedilir.
If we pass through even one of those verteron nodes without it, - the energy mass will explode.
Koruma alanı olmadan verteron düğümlerinden birinden bile geçsek enerji kütlesi patlar
Verteron levels are within safe limits.
Verteron düzeyleri güvenlik sınırları içinde.
Verteron levels are still OK.
Verteron düzeyleri hala iyi.
Verteron levels are redlining.
Verteron düzeyi kırmızı çizgide.
Mr. Data, would it be possible to saturate the asteroid with verteron particles? That would mask the resonance signature and prevent the Romulans from detecting it.
Bay Data, asteroiti verteron parçacıklarıyla doyurup yankılanım imzasını gizleyerek Romulalıların tespit etmesini engelleyebilir miyiz?
Verteron particles are artificial in nature.
Verteron parçacıkları doğaları gereği yapaydır.
Verteron emanations.
Verteron oluşumları.
I'll try extrapolating the verteron exit vector.
Çıkış vektörünü hesaplamaya çalışıyorum.
We've been bombarding the area of the subspace instability with verteron particles.
Kararsız alt uzay alanını verteron parçaları ile bombalayacağız.
We have been bombarding a local subspace instability with verteron particles.
Verteron parçaları ile yerel bir altuzay dengesini bombalıyoruz.
Mr. Kim, reinitiate the verteron field.
Bay Kim verteron alanını tekrar aktif edin.
In 72 hours, they will target its magnetic field with a verteron beam, creating a geodesic fold.
72 saat içinde, manyetik alanına bir verteron ışını gönderecekler, jeodezik bir darbe yapmak için.
- They landed near the Verteron Array.
- Verteron radarının yanına indiler.
I've just taken over the Verteron Array on Mars.
Az önce Mars'taki Verteron radarını ele geçirdim.
I have just taken over the verteron array on Mars.
Az önce Mars'taki Verteron radarını ele geçirdim
No one can get within 1,000 kilometers of the verteron array... - without being detected.
Tespit edilmeden, kimse, Verteron radarına 1.000 kilometreden fazla yaklaşamaz.
In two hours, I am going to fire a verteron beam... directly at Starfleet Command.
İki saat içinde bir verteron ışınıyla,... "verteron = atomdan küçük, hızlı parçacıklar" doğrudan Yıldız Filosu Komutanlığına ateş edeceğim.
The verteron array is on the other side of that rise.
Radar, bu tepenin arkasında.
Well, I started googling Verteron, and I found these blog posts from someone called "Truth Bomb."
Verteron'u araştırmaya başladım ve "Gerçek Bombası" adında birinin blog gönderilerini buldum.
And he said that Verteron had messed with the software in the Senator's plane to make it crash... And that my dad was killed because he found out.
Verteron'un uçağın düşmesi için senatörün uçağındaki yazılımla oynadığını ve babamın bunu öğrendiği için öldürüldüğünü söyledi.
Turns out there was an investigation of illegal activity at Verteron.
Meğerse Verteron'daki yasadışı faaliyetleri araştıran bir soruşturma varmış.
Turns out he was selling software code to Verteron's competitors, and on the day he died, he was fired and told that he was gonna be prosecuted.
Aslında Verteron'un rakiplerine yazılım kodları satıyormuş. Öldüğü gün onu kovmuşlar ve dava açacaklarını söylemişler.
The C.E.O. Of Verteron wanted Ryland in, so they manipulated the avionics to crash Paulson's plane, then, to tie up loose ends, they got rid of a reporter and an engineer who were onto the plot.
Verteron'un CEO'su Ryland'ın seçilmesini istiyordu o yüzden uçağın sistemiyle oynayıp Paulson'un uçağını düşürdüler. Sonra yarım kalan işleri halletmek için, komployu öğrenen muhabir ve mühendisten kurtuldular.
Larry Crawford, CEO of the Verteron Corporation.
Larry Crawford, Verteron Şirketinin CEO'su.
CEO of Verteron.
Verteron'un CEO'su.
But Verteron did manufacture the terrain-avoidance system that was installed in the Senator's plane. Yes, that's true.
Ama Senatörün uçağına yerleştirilen engel ikaz sistemini Verteron üretmişti.
"Verteron acquires Dover Election Solutions".
Dover Seçim Sistemleri, Verteron tarafından sağlanacak.
Wesley believed that a Verteron engineer, Brian Willingham.. Got wind of Crawford's plan and turned up dead.. Uh, "suicide".
Wesley, Brian Willingham adındaki bir Verteron mühendisinin intihar ettiği için değil de Crawford'un planını öğrendiği için öldüğüne inanıyordu.
Maybe if this Willingham figured it out, somebody else at Verteron did, too.
Belki bu Willingham olayı anladıysa, Verteron'dan başka biri de anlamıştır.
He said that he read in the emails that there was going to be some kind of big meeting at Verteron..
Verteron'da önemli bir toplantı olacağına dair e postalar okuduğunuu söyledi.
That's because Crawford or somebody at Verteron realized she was a loose end and poisoned her.
Çünkü Crawford ya da Verteron'dan birileri onun ötebileceğini anlayıp zehirledi.
We've got to get to Verteron before dawn.
Verteron'a şafak sökmeden ulaşmalıyız.
You can't. I'm going to Verteron.
- Olmaz, Verteron'a gidiyorum.