Vicomte translate Turkish
86 parallel translation
"One, the Vicomte de Maillet."
"Bir, Vicomte de Maillet."
"Three, the Vicomte de Bovez."
"Üç, Vicomte de Bovez."
Now, I should have thought the Vicomte here had that honor.
Bu onurun Vikont'a ait olduğunu sanırdım.
Vicomte, come.
Vikont, gelin.
Think of the enemies you've made, Montfleury, the Vicomte, if he lives, all those foppish marquis, the Comte de Guiche.
Edindiğin düşmanları bir düşün ; Montfleury, Vikont, tabi yaşıyorsa, o züppe marki, Kont de Guiche.
- It will be a miracle if the Vicomte survives.
- Vikontun yaşaması bir mucize olur.
Tonight, Anna Pavlovna was "treating" her guests to a French aristocrat, the Vicomte de Mortemart, who'd taken refuge in Russia from the Antichrist Napoleon Buonaparte.
Anna Pavlovna misafirlerini bu gece Fransız aristokratı Morfemarf Vikontuyla tanıştırıyordu. Vikont, Deccal Napoleon Bonaparfe'tan kaçıp Rusya'ya sığınmıştı...
Excuse me, my dear Vicomte, but this unfortunate soiree at the Ambassador's deprives me of the pleasure to hear you out.
Affedin, sevgili Vikont, ama elçilikteki talihsiz davet, beni sizi dinleme zevkinden alıkoyuyor.
Monsieur le Vicomte de Valmont, my child... whom you very probably don't remember... except that he is conspicuously charming... never opens his mouth without first calculating what damage he can do.
Bu Vikont Valmont, yavrum... sen muhtemelen onu hatırlamazsın... göze çarpan çekiciliği ve... yapacağı kötülüğü hesaplamadan ağzını açmaması dışında.
Goodnight, Vicomte.
İyi geceler Vikont.
Of course I do, Monsieur le Vicomte.
Tabii ki tanıyorum Vikont.
I overheard you saying to the Vicomte de Valmont... that his aunt invited you and Cecile to stay at her chateau.
Vikont Valmont'a, teyzesinin sizi ve Cecile'i... şatosuna kalmaya davet ettiğini söylediğinizi duymuştum.
I need it in writing, Vicomte.
Yazılı olarak istiyorum Vikont.
- Vicomte...
- Vikont...
Your friend, the Vicomte de Valmont... has been very active on your behalf.
Arkadaşınız Vikont Valmont... sizin adınıza çok çabaladı.
There's a matter I must discuss with the Vicomte in private.
Vikontla özel olarak görüşmem gereken bir konu var da.
Sometimes, Vicomte, I can't help, but adore you.
Bazen size hayran olmaktan kendimi alamıyorum Vikont.
All right, Vicomte, I agree.
Tamam Vikont, kabul ediyorum.
Only if you succeed, Vicomte.
Başaramazsanız gelmeyin.
My dear Vicomte, I'm obliged to go away for a couple of weeks... but I am well aware of our arrangement.
Sevgili Vikont, birkaç haftalığına gitmek zorundayım... ama anlaşmamızı unutmuş değilim.
My dear Vicomte...
Sevgili Vikont...
Vicomte, this is no time to make mischief.
Vikont... böyle şakalar için uygun bir zaman değil.
Vicomte, I am so sorry.
Ah Vikont, çok üzüldüm.
Except you see, Vicomte, my victory wasn't over her.
Ancak Vikont, görüyorsunuz ki ben aslında onu yenmedim.
You loved that woman, Vicomte.
O kadını sevdiniz Vikont.
That is enough, Vicomte.
Bu kadar yeter Vikont.
I learnt this from her more, regular lover... the Vicomte de Valmont.
Bunu onun devamlı aşığı... Vikont Valmont'dan öğrendim.
- Vicomte. - Madame.
- Vikont.
Vicomte, for what I have in mind I need you very much alive.
Vikont, aklımdaki şey için size oldukça canlı ihtiyacım var.
Do you agree, Vicomte?
Katılıyor musunuz, Vikont?
It seems to me, Vicomte, that you believe one thing in Paris and another in the country.
Bana öyle geliyor ki Vikont, Paris'te bir şeye inanıyorsunuz taşrada başka şeye.
Vicomte, you know nothing of arranged marriages.
Vikont, evlilik planlamaları hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You must have a lot of courage, Vicomte to come here after you sent that Iunatic harp teacher to kill me.
Buraya geldiğiniz için çok cesur olmalısınız Vikont o çılgın harp öğretmenini buraya beni öldürmeye gönderdikten sonra.
You, Vicomte!
Siz, Vicomte!
Her early married life, walks in the woods... the Vicomte waltzing all passed before her eyes. Leon suddenly seemed as remote as the rest.
Evliliğinin ilk ayları, orman gezintileri, vals yapan Vicomte, hepsi yeniden gözünde canlandı.
Not since Berlin, Vicomte, five years ago.
- Berlin'den beri değil Vikont.
My dear child allow me to introduce you to the Vicomte De Nanjac.
Sevgili çocuğum, size Nanjac Vikontu'nu tanıştırmama izin verin. Oh.
You were at Vaux-le-Vicomte ten years ago.
10 yıl önce Vaux-le-Vicomte'daydınız.
I am the Vicomte d'Amboise... and when I grow up I'll be the Duc de La Tremoille.
D'Amboise Kontu. Büyüdüğüm zaman de LaTremoille Dükü olacağım.
It was the order of the Vicomte to let them go!
- Vikont hepsini serbest bıraktı!
The Vicomte? What Vicomte?
Hangi Vikont?
The Vicomte d'Amboise, Doctor, and his sister.
Vilkont d'Amboise, Doktor ve onun kızkardeşi.
- But he is still a Vicomte, doctor!
- Ama o bir Vikont!
You will end up as a Vicomte.
Sonunda Vikont olacaksın.
Sold, for thirty francs to the Vicomte de Chagny.
Otuz Frank'a Vikont Chagny'ye satıldı.
Vicomte, welcome
Hoş geldiniz Vikont.
And we're deeply honored to introduce our new patron, the Vicomte de Chagny
Ve yeni patronumuz Vikont Chagny'yi tanıtmaktan derin onur duyarız.
Thank you, M. Le Vicomte, once more if you please, Signor
Teşekkürler Sayın Vikont bir kez daha Sinyor.
Vicomte.
Vikont.
Vicomte!
Vikont!
- Vicomte.
- Vikont.