Victims translate Turkish
11,859 parallel translation
To the families of the victims of this tragedy.
... kurbanların aileleri ile işbirliği içerisindeyiz.
What the letters carved on the victims'foreheads mean.
Kurbanların alınlarına kazınan harflerin anlamını.
And that's the initials carved on the victims'foreheads.
Ve kurbanların kafalarına kazınan harfler bu kelimelerin baş harfleri.
The victims were eviscerated with some kind of jagged tool.
Kurbanların bağırsakları sivri uçlu bir aletle boşaltıImış.
No, but it must be the killer's because it doesn't match the victims.
Hayır, ama katile ait olmalı. Çünkü kurbanlara eşleşmiyor.
And if it doesn't match the victims, it has to be the killer's right?
Eğer kurbanlar ile eşleşmiyorsa katilin kanı olmalı, haksız mıyım?
The damage done to the victims was done with a weapon or a tool.
Kurbanlara bir silah ya da alet ile zarar verilmiş.
Two crime scenes with this left behind and no apparent connection between the victims.
Geride iki suç mahalli bu şekilde bırakıImış. Kurbanlar arasında belirli bir bağlantı yok.
It's not the victims that have something in common, it's the crime scenes.
Ortak noktaları olan kurbanlar değilmiş. Suç mahalleriymiş.
How many crime scenes? How many victims?
Kaç suç mahalli?
We don't have to be victims.
Kurban olmak zorunda değiliz.
These children are victims of the crop blight in Scotland.
Bu çocuklar İskoçya'daki yıkımın mağdurları.
I want them to be trained in self-defence, and, like the victims, I want them to be above-average height and brown-haired.
- Savunma eğitimi almış olsunlar ve tıpkı kurbanlar gibi ortalamadan uzun ve kahverengi saçlı olsunlar.
We have knives - thank you - taken from Moncin's apartment, which I believe will fit the unusual wounds found on the victims.
Elimizde, teşekkür ederim. Moncin'in dairesinden alınan ve kurbanlarda bulunan garip yaralara uyacağına inandığım bıçaklar var.
And what's the connection between Monteleone and the two victims?
Monteleone ve saldırdığı kişiler arasındaki bağlantı nedir?
I found the wife of one of the victims from your safe-house murders.
Güvenli ev cinayetindeki adamlarının birinin karısını buldum.
Ransom demand came by way of phone call to the victims'families.
Fidye talebi ise telefonla yapılmış.
Chief Inspector Rains, considering the victims are Americans, would you mind if the FBI ran point on this?
Başmüfettiş Rains, kurbanlar Amerikalı olduğundan soruşturmayı FBI yürütse olur mu?
So if organized, methodical kidnappers target their victims, why would they choose a couple who so clearly don't have any money?
Kurbanları hedef alanlar organize ve sistemlilerse neden parasız olduğu bariz olan bir çifti seçtiler?
None of the victims were American, or else we would have heard of them.
Hiçbiri Amerikalı değilmiş, olsa haberimiz olurdu.
In each of these cases, whether the ransom was paid or not, all the victims were killed by a single gunshot to the head.
Her vakada fidye ödense de ödenmese de kurbanlar başlarından tek mermiyle vurulup öldürülmüş.
In those cases, when the ransom was paid... The victims turned up dead.
O vakalarda fidye ödense bile kurbanlar öldürülmüş.
None of the other victims were beaten.
Diğer kurbanlar dövülmemişti.
That's how he captures victims.
Kurbanlarını bu şekilde yakalardı.
I don't know what you call'em, cases, victims?
Adlarına vaka mı diyorsun, kurban mı diyorsun bilemem de artık.
I must declare the virus as highly contagious and fatal in 100 % of its victims.
Virüs yüksek oranda bulaşıcı ve kurbanlarının % 100'ünde ölümcül.
I must declare the virus as highly contagious and fatal in 100 % of its victims.
Virüsün çok bulaşıcı olduğunu, ve kurbanların üzerinde 100 % ölümcül olduğunu söylemeliyim.
We've converted the lobby to process incoming victims.
Lobiyi gelen kurbanları kabul etmek için kullanıyoruz.
The gas could be an indication that our unsub wants his victims to suffer...
Şüpheli kurbanlarına acı çektirmek istiyor olmalı.
And she's using the same weapon that injured her husband to go after her victims.
Ve kurbanların üzerinde kocasını yaralayan silahı kullanıyor.
Given this information, I'm afraid I must declare the virus as extremely pathogenic, highly contagious, and fatal in 100 % of its victims.
Bu bilgilere göre, korkarım ki virüs yüksek derecede mikrobik bulaşıcı ve hastaların tamamında ölümle sonuçlanıyor.
I must declare the virus as highly contagious and fatal in 100 % of its victims.
Virüsün yüksek derecede bulaşıcı ve % 100 ölümle sonuçlandığını duyurmak zorundayım.
Dr. Cannerts... on the TV, it said that the Syrian man died before the other victims, but I saw their bodies in the old wing while the other man was still alive.
Dr. Cannerts haberlerde Suriyeli adamın diğer kurbanlardan önce öldüğü söylendi ama diğer adam yaşarken eski kanatta onların cesetlerini gördüm.
I must declare the virus as highly contagious and fatal in 100 % of its victims.
Virüsün çok bulaşıcı olduğunu ve kurbanların üzerinde, 100 % ölümcül olduğunu söylemeliyim.
I've always measured my success by counting the number of victims I've had.
Başarımı her zaman kurbanlarımın sayısına bağlamıştım.
I got nothing on any of the victims.
Kurbanların üzerinde hiçbir şey bulamadım.
They located a rental car that we matched to the victims, but the ID used to rent the car was stolen.
Onlar kurbanlarla eşleşen bir kiralık arabanın yerini tespit ettiler, ama araba kullanmak için kullanılan kimlik çalıntı idi.
That for this cycle to end, one of these days, the victims will have to stop saying,
Bu işin sonunda günün birinde, kurbanlar şunu söylemekten vazgeçecek :
We all give testimony, the victims and the victimizers, for all the crimes we committed against each other, my father's, my brother's, the Caliphate's.
Hepimiz ifade vereceğiz. Kurbanlar ve mağdur edenler. Tüm suçlar birbirlerine karşı işlendiği için.
Two victims down.
2 kurban ölmüş durumda.
And even if there were no innocent victims, no murder should go unsolved, and no murderer should walk free.
Kurbanlar masum olmasa bile hiç bir cinayet faili meçhul kalmamalı ve hiç bir katil serbestçe dolaşmamalı.
It could be they don't want that to end, but they need to keep up their image as victims of Russian aggression.
Bunu bitmesini istememiş olabilirler ama Rus saldırılarının bir kurbanı gibi görünmeye devam etmeleri gerekiyor.
They wouldn't allow him to write to victims.
Onun kurbanlarının ebeveynlerine mektup yazması yasaktı.
Do you know what Jakob Marosi did to his victims?
Jakob Marosi'nin kurbanlarına ne yaptığını biliyor musunuz?
You're gonna have to connect Holloway to these victims with some kind of physical evidence.
Holloway'i bu cinayetlere fiziksel kanıtla bağlamanız gerek.
Both victims are homeless.
İki kurban da evsiz.
Yeah, both victims were gored to death.
Evet iki kurbana da bir şey saplanmış.
Except he's completely objectified his victims.
Ama şüpheli kurbanlarını tamamen nesneleştirmiş.
he needs a way to learn if his prospective victims are American, living alone.
Potansiyel kurbanlarının Amerikalı ve yalnız olup olmadığını öğrenebilir.
And with 2 victims in less than 48 hours, he's already hunting for his next victim right now.
48 saatten az zamanda 2 kurbanı oldu, şimdiden yeni kurbanının peşinde olmalı.
So now we're looking at 3 victims in the span of 72 hours.
72 saatte 3 kurban oldu.