Victorious translate Turkish
622 parallel translation
The victorious Red Army
Muzaffer Kızıl Ordu
General Parker's victorious Northern army advancing.
General Parker'ın muzaffer Kuzey ordusu ilerliyor.
We are eager to greet our victorious cousin... Prince Palatine Charles Gustavus.
Muzaffer kuzenim Prens Palatine Charles Gustavus'u selamlamaktan onur duyarız.
Sweden victorious in a ravaged Europe.
Perişan bir Avrupa'da, muzaffer bir İsveç.
I want to make victorious peace.
Muzaffer bir barış sağlamak istiyorum.
Our war leader, our peace maker - Rudolf the Victorious.
Savaş liderimiz, barışı sağlayan Muzaffer Rudolf'a!
Rudolf the Victorious.
Muzaffer Rudolf!
You'll come back victorious
Zaferle döneceksin.
What's the sense of being victorious if you haven't a head?
Başın olmadan başarılı olmanın ne anlamı var ki?
Instead our victorious planes have blasted invasion bases on the continent, destroying enormous stores of material and troops.
Muzaffer İngiliz pilotları, Alman istilacılarını yok etmiş, düşmana ait mühimmat ve askeri birliklere büyük kayıplar verdirmiştir.
The prince is victorious.
Prens zafere ulaşır.
So that somebody like you can hold up a tin cup to a victorious Lieutenant begging for a pfennigs worth of pity.
Senin gibi birisi çıkıp muzaffer bir teğmene el açıp üç kuruşluk merhamet dilensin diye.
Rumiantsev was victorious.
Rumiantsev galip geldi.
Potyomkin was victorious.
Potyomkin galip geldi.
Suvorov was victorious.
Suvorov galip geldi.
The victorious Yoshitsune should have been parading through Kyoto but the suspicious Shogun Yoritomo distrusted even his own brother and was advised by retainer Kagetoki Kajiwara to try to kill Yoshitsune.
Muzaffer Komutan Yoshitsune Kyoto'ya yürümeye hazırlanmaktaydı ama kuşkulu Shogun Yoritomo öz kardeşinden bile rahatsız olmaktaydı. ve Yoshitsune'yi öldürmek için uşak Kagetoki Kajiwara tutulmuştu.
She's victorious and she has made no mistakes so far.
Çok başarılı gidiyor ve şimdiye kadar hata yapmadı.
For first time in a 100 years France is victorious, Why in heaven's name should Charles grant us a truce?
100 yıldır ilk kez Fransa zafer kazandı ne diye Charles bizimle barış imzalasın ki?
I saw these victorious men
O muzaffer adamlarla görüştüm.
... "hands of a hundred battles, eye on a thousand besides stood alone on the victorious field, his buckler bent his broken sword clutched in his mighty hand the blood of a thousand wounds oozing from his open veins"...
"... yüzlerce savaştan ve binlerce nazardan kurtuldun... "... yine de çayırlarda zaferle yürümeyi başardın kırılmış kılıcı elinde, parlayan gururu göğsündeydi açık binlerce yarasından akan kan, her yeri ıslatıyordu... "
It's an old custom to reward victorious generals and no one deserves it more than you.
Muzaffer generalleri ödüllendirmek, eski bir adettir. ve bunu sizden fazla kimse hakkedemez.
The youngster, undefeated in 22 professional encounters, Kid Rodriguez,... and the veteran, Davey Gordon, who's emerged victorious in 88 fights,... while losing nine and drawing two.
Genç olan, 22 profesyonel karşılaşmada sıfır yenilgiyle Kid Rodriguez ve tecrübeli boksör Davey Gordon, 88 maç kazandı dokuzunu kaybetti ve iki beraberliği var.
Word has come that again he has been victorious in the war against our enemies. And now Egypt has taken its place as the greatest of all nations in the world.
Firavun'un savaşta, düşmanlarımıza karşı yine gelip geldiği haberi geldi ve artık Mısır, tüm ulusların en büyüğü olarak Dünya'daki yerini aldı.
Otherwise Fortune has favoured me, or "that cold fury" which, according to General Sommer makes the victorious soldier.
Bunlar dışında talih benimle beraberdi. Ya da General Sommer'in bir askeri zafere ulaştıracağını söylediği "o soğuk öfke".
Now are our brows bound with victorious wreaths... our bruised arms hung up for monuments... our stern alarums changed to merry meetings... our dreadful marches to delightful measures.
Alnımız zafer taçlarıyla donandı, ezilip parçalanmış zırhlarımız duvarlara asılı birer savaş yadigârı. Eğlencede buluşma vakti artık, boru sesiyle silah başında değil. O korkunç "Marş, marş" gitti, dansa çağrı geldi yerine.
For I am coming against you, and, having entrusted myself to the immortal gods, I shall be victorious over you.
Kendini ölümsüz tanrılara emanet etmiş biri olarak senin üzerine doğru yürüyorum ve zafer benim olacaktır.
To my king, Alexander of Macedonia, son of Philip, who led us here and will lead us safely home again victorious conquerors.
Bizi buraya getirip, muzaffer fatihler olarak güvenle yeniden evimize götürecek olan kralıma, Makedonyalı Alexander'a, Philip'in oğluna.
Were you victorious? - Drunk.
- Kazandınız mı bari?
His battered and cringing ego emerges victorious.
Hırpalanmış ve sinmiş egosu zafer kazanıyor.
You will never escape while we are victorious.
Biz galipken asla kaçamazsın.
Now take the Victorious from that convoy forming up in the Clyde...
Şimdi "Victorious"'u... Clyde'ın yukarısında konuşlanmış bu konvoydan alın... W.S.8.B....
We could take Victorious and Repulse off escort duty.
"Victorious" ve "Repulse"'u eskort görevinden alabiliriz.
They're giving us Victorious and Repulse.
Bize "Victorious" ve "Repulse"! u verdiler.
Here we have the Repulse, the aircraft carrier Victorious, and the King George V.
Burada "Repulse"... ve uçak gemisi "Victorious"... ve "King George V"
If it's here or here then the Repulse, and the Victorious and the K.G. V will have to do the job.
Eğer buradaysa... veya burada... "Repulse" ve "Victorious" ve "K.G. V" görevlerini yaparlar.
Sommers, do you think Victorious could launch an air strike?
Sommers, "Victorious" bir hava saldırısı gerçekleştirebilir mi?
Detach Victorious from the fleet.
"Victorious"'u ana filodan ayırın.
This hit Victorious claims it hasn't slowed Bismarck down at all.
"Victorious"'un istediği bu vuruş... "Bismarck"'ı kesinlikle yavaşlatmadı.
I wonder if Victorious can get off another strike tonight.
Umarım "Victorious" bir saldırı daha yapabilir.
In this sector, search aircraft from Victorious. To the south and west, the cruisers Suffolk and Norfolk.
Bu bölgede, "Victorious"'un keşif... uçakları güneyden batıya... kruvazörler "Suffolk" ve "Norfolk".
Here you are, Antoine the victorious.
İşte bu sensin, Muzaffer Antoine.
But they were both victorious since they were alive.
Ama asıl zafer, her ikisinin de hayatta olmalarıydı.
The people's party is victorious.
Seçim, Halk Bloğu'nun zaferiyle sonuçlandı.
Either come home victorious with this shield, or dead on it.
Ya eve bu kalkanla zaferle dön ya da üzerinde ölü olarak.
I've come out victorious... and I'm treating you to dinner.
Böcekler gibi birbirlerini, yemekle meşguller. Hadi bakalım yemeğe buyur..
On June 23, 1873, this command engaged a numerically superior hostile Indian tribe and emerged victorious.
23 Haziran 1873'te, bu birlik sayıca üstün, düşman bir Kızılderili kabilesiyle çatışmaya girmiş ve zafer kazanmıştır.
My voices tell me I will be victorious at the trial.
Sesler, davanın kazananı olacağımı söylüyorlar.
February 7, 1938. Victorious counterattack of the Franco regime.
7 Ocak 1938'de Franco'nun korkunç karşı saldırısı gerçekleşti..
Directed by Professor Von Braun, Omega Minus will be victorious over anti-matter
Professor Vonbraun yönetimiyle, Omega Eksi "Anti-Madde" üzerinde zafer kazanacaktır.
... Chu Tz? , third citizen of our hemisphere who has completed the ten victorious hunts...
... Chu Tze, yarım küremizde 10 avı başarıyla tamamlayan 3. kişi...
The forces from Kanto in eastern Japan were victorious, and the Tokugawa clan took complete control of the country.
Doğu Japonya'daki Kanto güçleri galip gelmiş ve Tokugawa klanı ülkenin kontrolünü eline almıştı.