Videos translate Turkish
2,006 parallel translation
Any surveillance videos you can find, I want them.
Bulabildiğiniz bütün güvenlik görüntülerini istiyorum.
You've never been in one of your videos?
Hiç kendi filminde bulunmadın mı?
We all appeared in your videos.
Senin filminde oynadık.
People couldn't believe how easy it was to take their videos, music, and photos, and all their shit and share it with other people who could do the same with all their shit.
İnsanlar, videolarını, müziklerini, fotoğraflarını ve diğer tüm yedikleri boku yanlarında taşıyıp aynı boku yiyenlerle paylaşabileceklerine inanamıyorlardı.
The videos your husband posted as Doomsday Adam, the whole... chosen thing?
Eşinizin "Kıyamet Güncü Adam" nick'iyle ilgili yolladıkları, seçilmiş kişi söylemleri?
He was hoping the videos might go viral and get him some attention, and I just wanted to be supportive.
Videoların internette yayılıp ilgi çekmesini istedi. Destek olmak istemiştim.
I will talk to Steve--tell him to get those videos down.
Steve'e videoları silmesini söylerim.
Do you realize what these videos are?
Bunların ne olduğunun farkında mısınız?
What about the videos?
Görüntüler ne oldu?
We'll keep the videos a secret.
Görüntüleri saklayacağız.
We all appeared in your videos.
Hepimiz videonda boy gösterdik.
And I have the privilege of directing music videos... for you guys.
Sizin kliplerinizi ben çekeceğim.
On this site, these guys upload pictures and videos of girls.
Bu sitede, bu çocuklar, kızların resimlerini ve videolarını yüklüyorlar.
You should be a part of those instructional videos.
Sen de şu tanıtım videolarının bir parçası olabilirsin.
Working with bodies wasn't enough, so you bring home videos, but you still needed more, and that's when you took Erin.
Cesetlerle çalışmak yeterli gelmedi sen de eve onların videolarını getirdin ama sonra o da yetmedi o zamanda Erin'i aldın.
All the videos of Ian are gone.
Ian'ın bütün görüntüleri gitti.
So the videos are gone?
Görüntüler gitmiş mi yani?
We though that "A" wiped Emily's hard drive because that's the kind of thing that "A" would do, but Ian is the only other person who would want those videos destroyed.
Emily'nin bilgisayarını formatlayanın "A" olduğunu düşündük çünkü bu, "A" nın yapacağı türden bir şeydi. Ama o görüntülerin yok olmasını isteyecek diğer tek kişi, Ian'dır.
The "Educate to Create" videos show the kind of education they're giving...
"Yaratmaya Eğitmek" videoları ne tür bir eğitim verdiklerini gösteriyor...
In one of the videos the teacher asks :
Videoların birinde öğretmen soruyor :
R.A.C.R. has compiled those street-view surveillance videos from the Gardners'neighborhood.
- R.A.C.R. Gardner'ın mahallesindeki güvenlik kamerası kayıtlarını derlemiş.
Guys, Ian tried to kill me in the bell tower to get back his perverted videos, and he went after Ali for the same reason.
Kızlar, Ian, o sapık görüntüleri alabilmek için çan kulesinde beni öldürmeye çalıştı. Ali'nin peşinde olmasının sebebi de buydu.
Then he started acting in kiddie porn videos.
Sonra çocuk porno videolarında oynamaya başladı.
And we have videos of all of them.
Hepsinin de videosu var elimizde.
Because of the videos on the Internet, People recognize me, you see.
Kavga videosu yüzünden de insanlar beni tanıyor.
No-one even visits our website or uploads videos of us now
Kimse sitemizi ziyaret etmemiş videolarımızı izlememiş : (
I wrote down the lyrics from the 2 videos
İki videoda da geçen sözleri yazdım
You rent out videos.
Sen de videocusun.
Did you get the videos?
Videolan aldın mı?
You package videos with the dolls.
Videoları bebeklerle birlikte paketleyeceksin.
All right, man, look, the poll numbers are stressing Marissa out, she's riding me like Seabiscuit to finish these videos for the website.
Tamam dostum. Dinle. Marissa anket sonuçlarını inceliyor ve bu videoları web sitesine yüklemem için beni yarış atı gibi çalıştırıyor.
I thought I already sent the videos.
Videoları çoktan gönderdiğimi sanıyordum.
A few weeks ago, some kid who made one of those "It Gets Better" videos killed himself.
Birkaç hafta önce "ileride düzelecek" videosu yapan bir çocuk intihar etti.
Several guys saw their girlfriends in his videos and beat the hell out of him.
Birkaç kişi, sevgililerini Beau'nun filmlerinde görmüş ve ağzını yüzünü dağıtmışlar.
I release the videos to the press.
Kayıtları basına vereceğim.
Okay, well, we'll need a list of all the people who attended the gala along with the videos from the cameras.
Kamera görüntülerinin yanında galaya katılan herkesin listesini istiyorum. Elbette.
Out of all the videos of cities being destroyed, I'm gonna go out on a limb and say, "this is the cutest".
Riski göze alıp şehrin yerle bir edildiği videolar arasında "bu en sevimlisi" diyeceğim.
Oh, I was buying dance videos for the team.
Onlara dans videoları alıyordum.
I pulled together all of the photos and videos shot at the party to see if they could give us anything.
Partide çekilen tüm fotoğraf ve videoları bize herhangi bir şey verecekler mi diye görmek için bir araya getirdim. Harika.
America's ugliest home videos.
Amerika'nın en çirkin ev videoları. Duyduk duymadık demeyin!
She says the videos just show up at the network. Not true.
Videonun internete düştüğünü söylüyor ama doğru değil.
Ramon makes the videos, gets all the credit.
Ramon videoları hazırlıyor ve ihaleyi üstüne alıyor.
You'll be able to broadcast your videos internationally.
... ve kavganı uluslararası boyuta taşıyacaksın.
We can play with Beauregard, we can play games, watch videos.
Beauregard'la oynarız, oyun oynar, film izleriz.
And in the 1990s Michael Mann's film Heat, influenced by pop videos, used the newest types of long lens to create focus so shallow that the lights behind al Pacino in this shoot out became dreamy blobs.
Michael Mann, 1990 yapımı "Büyük Hesaplaşma" sında pop videolarından etkilenir ve yeni tip ırak mercekler kullanır. Böylece odak alanı öyle daralır ki, Al Pacino'nun arkasındaki ışıklar düşsü lekelere dönüşür.
So, these... videos, um, that you make, these dance videos, um, they're just...
Bu... videolar, çektiğiniz, dans videoları, onlar...
- And these, um, dance... videos, uh, are f... um, what are they for?
- Evet. - Ve bu dans videoları ne için çekiyorsun onları?
I don't want Grace making these videos with you anymore.
Artık o videoları seninle birlikte çekmesini istemiyorum.
I just don't want you doing these videos.
Ben sadece o videoları çekmenizi istemiyorum.
No videos, no meetings.
- Video yok, buluşmalar yok.
- Put your arms up in the air before we charge you with patronizing a prostitute. And you don't want us to release the videos to the press, do you?
Videoları basına sızdırmamızı istemiyorsunuz değil mi?