Viewers translate Turkish
836 parallel translation
To all of our viewers, this is not a play or a movie!
Tüm izleyicilerimize, bu bir oyun veya film değil!
It bothers me that our viewers will think you did this in 10 minutes.
Beni rahatsız eden bir şey var. Seyirciler bunun 10 dakikada yapıldığını sanacak.
Well, now our viewers know.
- 5 saat. İşte artık herkes biliyor.
Some of our late viewers tuning in.
Televizyonunu açmakta geç kalan izleyicilerimizden bazıları.
Actors receive salaries, but their viewers... the people who do the really hard work, don't make a cent.
Aktörler ücretlerini alır, ama izleyiciler asıl zor işi yapanlar, bir kuruş bile kazanmazlar.
In fact, we did in America, but the viewers kept getting involved and during one of the more violent scenes, we lost half our audience.
Aslında, Amerika'da yaptık, fakat izleyenler kendilerini kaptırdılar ve şiddet sahnelerinden birinde, izleyicilerimizin yarısını kaybettik.
We rather hope we will improve the loyalty of our viewers.
İzleyicilerimizin bağlılığını oldukça arttıracağımızı umuyoruz.
We have a very warm feeling toward our viewers.
İzleyenlerimize karşı sıcak duygular besleriz.
From time to time, we receive letters asking us to help viewers commit the perfect crime.
Zaman zaman, mektuplar alırız. İzleyicilerimiz bu mektuplarda kusursuz cinayet işleme konusunda yardımcı olmamızı isterler.
After seeing that one, however, I've put in an order for a set of these for each of our viewers.
Bunu gördükten sonra, yine de, her izleyicimiz için bunlardan birer paket sipariş verdim.
Tell me, Miss Welenmelon being as curious as I know the viewers are... I got free just then.
Anlatın, Bayan Welenmelon, seyircilerin çok merak ettiğini biliyorum... Kurtuldum.
Rallying a nation of television viewers into hysteria, to sweep us up into the White House with powers that will make martial law seem like anarchy!
Tüm ulusu televizyon başında histeriye sürükleyip, Bizi Beyaz Saraya taşımaları için. Sıkı yönetimi anarşi gibi göstermemizi sağlayacak güçlerle!
Good afternoon, dear Italian viewers.
Tünaydın, Sayın İtalyan izleyiciler.
They are shown here simply because viewers had been always fascinated by the fact that animals often behave like human beings. So, here they are, appearing in the same program as royalty and Hitler.
Deniz ayıları da bu nedenle krallar, Hindenburg ve Hitler ile beraber haftaya bakış programına girdi.
We remind you that this program is not recommended for our younger viewers.
Filmimizin genç izleyicilerimize pek uygun olmadığını hatırlatmak isterim. / i
They can't keep the viewers waiting much longer.
Seyircinin ilgisini uzun süre tutamazlar.
Millions of viewers have joined us for this race and will stay with us for the next 24 hours.
Milyonlarca seyirci bu yarış için geldiler ve 24 saat burada bizimle kalacaklar.
Forty or fifty million viewers.
40 veya 50 milyon seyirci olmalı.
The viewers would like to hear from you, Brad.
İzleyiciler sesini duymak istiyor Brad.
For viewers at home the answer is coming up on your screens.
Evdeki izleyiciler için yanıt ekrana geliyor.
This led to a kind of strike among viewers.
Bu, izleyiciler arasında bir tür greve yol açtı.
It's perfectly easy for somebody just to come along here to the BBC simply claiming that they have a bit to spare in the botty department the point is, Mr. Frampton, our viewers need proof.
Birinin arka tarafında yedek bir parçası olduğunu iddia ederek buraya, BBC'ye çıkıp gelmesi son derece kolay bir şeydir. Ama sorun şu ki, Bay Frampton, seyircilerimiz kanıt ister.
I'll make a fool of myself in front of millions television viewers.
Milyonlarca televizyon izleyicisinin önünde kendimi aptal yerine koyacağım.
When there are millions and millions of viewers expecting to see one... one just cannot let them down.
Milyonlarca insan seni görmeyi beklerken onları hayal kırıklığına uğratamazsın.
This film is not suited for young viewers.
Filmi kolay etkilenen anne babalara tavsiye etmiyoruz.
Dear viewers, the reality of father Jean-Marie who experiences the beauty of his task invites us to think about the mystery of life, about love money and the end of our lives.
Değerli izleyiciler, rahip Jean Marie'nin o benzersiz dinginliğinin yerini başka türlü bir duyguya bıraktığını görüyoruz. İşte görevini yerine getirmenin verdiği rahatlık ve bu manzara da bizi insanoğlunun kaderinin gizemleri üstüne düşünmeye zorluyor ;
Dear viewers, we need a miracle.
Ama acaba bu şeyi kazazedelere ulaştırabilecekleri mi?
Dear viewers, and you too, officer I think we can say in all fairness :
Ama sevgili seyirciler, tabii siz de sayın jandarma hepiniz şunu rahatlıkla söyleyebileceksiniz.
General, a word from you, if you will, sir, for our viewers.
General, izleyicilerimize birkaç söz iletmek ister misiniz?
That means for a lot of our viewers who don't have insurance to pay for these expensive treatments that are needed to cure cancer have a much cheaper alternative with Water of God, right?
Öyleyse, bizi izleyen ve kanser tedavisinde kullanılan o pahalı ilaçların bedelini ödeyecek bir sağlık sigortasına sahip olmayan izleyicilerimiz için'Tanrının Suyu', çok daha ucuz bir alternatif olacaktır, doğru mu?
And we apologize to viewers of njorl's saga Who may be confused By so many references to north maiden.
Njorl Destanı seyircilerinden Kuzey Malden'e bazı atıflar nedeniyle özür dileriz.
That pull in the viewers, you know. Thank you.
- Sağ olun.
I happen to have 55 million viewers worldwide.
Dünya çapında 55 milyon izleyicim var benim!
Right, well, you just sit right there,'cause I know Miss Ballard loves to get close to her viewers.
Ne güzel, otur haydi, çünkü Bayan Ballard izleyicilerine yakın olmaya bayıIır.
She has her own show with 55 million viewers worldwide.
Yaptığı programı dünya çapında 55 milyon insan izliyor!
The extraordinary incident occurred in full view of his millions of viewers.
Bu olağandışı olay milyonlarca izleyicinin gözü önünde meydana geldi.
What advice would you give to our viewers?
Bu çok garip.
It may not be very palatable for your viewers.
Bu, izleyicilerinizin pek hoşuna gitmeyebilir.
Viewers are urged not to leave their homes unless absolutely necessary, and are reminded that if they do they must carry their vaccine cards with them.
İzleyicilerimiz acil durumlar dışında kesinlikle evlerinden çıkmamalılar. Ve kartlarını da yanlarında bulundurmayı unutmamalılar.
No. - Yes. 1 million viewers.
- Evet. 1 milyon izleyici.
My viewers want the story, up close and personal.
İzleyicilerim haber istiyor, yakın ve kişisel olarak.
Five million viewers switched over to the Miss World contest.
Beş milyon seyirci kanallarını Miss World yarışmasına çevirdi.
Because I want an exhaustive interview which will reassure our viewers.
Çünkü tüm izleyicilerimizi rahatlatacak kapsamlı bir söyleşi istiyorum.
Viewers don't pay much attention to that, Damien.
İzleyiciler buna çok dikkat etmezler, Damien.
Dear viewers thank you for staying with us on TF 1. And now, as promised, we'll meet with Sophia Loren, In the remarkable film "The Devil", by Jean Kieukor.
" Sevgili izleyicilerimiz, bu saatlerde TF1 kanalını seçtiğiniz için teşekkür ediyor ve şimdi sizleri, vaat ettiğimiz üzere'Pembe Pantolonlu Dişi Şeytan'da Sophia Loren'le baş başa bırakıyoruz.
Now it's the part of the programme where you, yeah, you the viewers, get a chance to put your ideas and opinions - new concept, right?
Şimdi de programın ; sizlerin, evet siz izleyicilerin düşüncelerini ve fikirlerini söyleme şansını yakaladığı bölüme geldik. Yeni konsept, değil mi?
This is WBAL TV, Channel 11 in Baltimore, wishing all our viewers a Merry Christmas and a Happy New Year.
WBAL TV'desiniz, Baltimore'da Kanal 11, tüm izleyicilerimize mutlu Noeller ve yeni yıl diliyoruz.
Max Renn... your television station offers its viewers... everything from soft-core pornography... to hard-core violence.
Max Renn, televizyonunuz seyircilerine soft pornodan, aşırı şiddete kadar her şey sunuyor.
Attention, viewers :
İzleyicilerin Dikkatine :
Which might prove distressing to some of our viewers
Gerçi benim için değildi, söyleyeyim.
Dear viewers, I'll pass the microphone.
Değerli izleyiciler, yayınıma ara veriyorum.