Vigilance translate Turkish
252 parallel translation
Continue your vigilance Judge and under no circumstances allow anyone to enter the house even someone you may know well.
Tedbirli olmaya devam edin Yargıç Ve hiçbir koşul altında kimsenin eve girmesine izin vermeyin çok iyi tanıdığınız birinin bile.
To guard with vigilance and honor the welfare of my peoples from all enemies...
Adalet ve merhametle hükmedeceğime halkımın refahını dikkat ve şerefle gözeteceğime, tüm düşmanlardan...
I, Rudolf, with justice and mercy to deal sovereignty to guard with vigilance and honor the welfare of my peoples from all enemies to defend them and from the throne of my ancestors, to bear faithful rule all this do I swear.
Ben Rudolf. Adalet ve merhametle yöneteceğime halkımın refahını dikkat ve şerefle gözeteceğime bütün düşmanlardan onları koruyacağıma ve kurallara sadık kalacağıma bunların tümünü yapacağıma yemin ediyorum.
- It takes vigilance to keep control.
- Tetikte olmalıyız.
Nor that your success in locating the one man capable of rectifying your defiance of terrestrial laws was occasioned not by a lapse in vigilance in the unknown,
Dünyasal yasaları inkarınızı düzeltebilecek kapasitedeki tek insanın yerini saptamadaki başarınız bilinmeyenin uyanıklığındaki bir hatadan kaynaklanmadığından değil,
That vigilance means universal suspiciousness?
Bu uyanıklık, evrensel şüphecilik anlamına gelmezmi?
His eyes lacked vigilance.
"Bir yaban keçisi ondan kaçtı.."
And this afternoon, my vigilance paid off.
Bugün dikkatimin semeresini gördüm.
To finish, I want to remind all of you that today begins for us a new armed vigilance.
Bitirirken, size hatırlatmak isterim bugün bizim için yeni bir silahlı teyakkuz dönemi başlıyor.
Patience, vigilance.
Sabır, ihtiyat.
If we succeed in stealing the gold one more time, the shogunate will double its vigilance.
Bir kez daha altın çalabilirsek... Shogun iki kat daha ihtiyatlı olacaktır.
Faced with the enemy, they have the winning qualities of patience, courage, vigilance, determination, and confidence.
Düşmanla karşılaştıklarında sabır, cesaret uyanıklık, azim ve güven gibi baskın özelliklere sahipler.
I think there is a method with investigators, to begin with irrelevant conversation Iulling the questioned person's vigilance, and then ask him the fatal question that knocks him off his balance.
Sanırım sorgu hakimlerinin kullandığı yöntem bu konuyla alakasız bir sohbet başlatmak sorguya çekilen kişinin dikkatini dağıtmak ve sonrasında ölümcül sorularla onu serseme çevirip dengesini bozmak.
My friends, the most effective means of preventing such evils... in this work relief program... will be the eternal vigilance of the American people themselves.
Dostlarım iş yardım programındaki bu tip kötülüklerden sakınmanın... en etkin yolu... Amerikan halkının kendisindeki sonsuz uyanıklığıdır.
Free of this vigilance it begins to do tricks, doesn't it?
Uyanıklıktan kurtulunduğunda numaralar başlar, değil mi?
The liberty of press in this country can only be maintained by the vigilance of the people, the vigilance of Parliament, and the courage of the newspapers themselves.
Bu ülkede basın özgürlüğü... yalnızca insanların ihtiyatlı olması sonucu sağlanabilirdi, Parlamento'nun ihtiyatı ve gazetelerin bizatihi cesaretiyle.
perhaps his vigilance consists solely in following its shadow ; he must have markers placed long in advance ;
Dikkat ettiği tek şey gölgesini takip etmektir belki de işaretlerini çok önceden koymuş olmalı.
Despite my vigilance, the key to the red cupboard is missing what key?
Dikkatli davranmama rağmen kırmızı dolabın anahtarı kaybolmuş. Ne anahtarı?
From today, you'll be under strict vigilance so that you'll never be able to meet Kaish in your life.
Leyla bungünden itibaren gözetimim altında olacaksın... Birdah kays ile karşılaşmayacaksın.
My father and brothers, after the marriage... relaxed their vigilance. Hidetora murdered them.
Düğün sonrasında, babam ve ağabeylerim dikkatlerini bir an için dağıtınca Hidetora onları katletmişti.
Destroy the evil vigilance!
Şeytani uyanıklığı yok et!
It is ignorance, and vigilance is immortality.
Bilgisizliktir o, ve uyanıklık ölümsüzlüktür.
He was thwarted... thanks to my father's vigilance... and was arrested.
Ama babamın uyanıklığı sayesinde bunu yapamadı ve tutuklandı.
Clandestine vigilance 24 hours daily.
24 saat boyunca gizli bir gözetleme.
But because he demanded this vigilance?
Ama bu gözetlemeye neden ihtiyaç duyuluyor?
If I am not deceived, this carrinha is the centre nevrálgico, of the vigilance of the Inspector Japp to the Italian embassy.
Yanılmıyorsam bu kamyonet, Müfettiş Japp'in İtalyan Büyükelçiliği'ni izletirken kullandığı kamyonet.
And we should have thanked for a Captain Hastings for his vigilance.
Ve uyanıklığı sebebiyle Yüzbaşı Hastings'e teşekkür etmeliyiz.
I would like share this honor with all of my fellow essayists... particularly the courageous Lisa Simpson... whose inflammatory rhetoric reminded us... that the price of freedom is eternal vigilance.
Bu onuru benimle birlikte yarışan tüm yarışmacılarla paylaşmak isterim....... özellikle de cesur Lisa Simpson`la kışkırtıcı uslubuyla bize özgürlüğün bedelinin sonsuz bir tetikte olma durumu olduğunu hatırlattığı için.
I'm pursuing it with due vigilance.
Dikkatli bir şekilde takip ediyorum.
Vigilance, Mr. Worf, that is the price we have to continually pay.
İhtiyat Bay Worf, sürekli ödememiz gereken bir bedel.
One night, I failed in my vigilance.
Bir gece, ben yeterince dikkatli değildim...
The price of peace is eternal vigilance.
Barışın bedeli, ebedi gözetimdir.
I believe in a certain mental vigilance.
Aklın kesin sonuçlarına inanırım ben.
The Neighborhood Vigilance.
Gözetmen, kapıkomşum.
I learned it from the Vigilance woman who got it from Security.
Bu yöntemi gözetmen komşumdan öğrendim. O da bu tüyoyu emniyetten almış.
The Vigilance woman.
Gözetmen komşun.
and a Vigilance.
aynı zamanda da bir gözetmen.
Since you're Vigilance here...
Burada Gözetmen olduğunuza göre...
They will be under vigilance 24 hours daily.
7 gün 24 saat korunacak.
"The price of freedom is eternal vigilance."
... "Özgürlüğün bedeli, sonsuza dek tetikte olmaktır."
He claims that it's run away and the villagers praise him for his vigilance.
Çoban, kurt kaçıp gitti demiş. Köylüler de onu tebrik etmiş.
.. that neither innocence nor vigilance may be protection against the howling heart of evil.
... ne masumiyet ne de tedbirli olmak, kötülüğün kalbine karşı bir koruma olamaz.
So, ladies and gentlemen, what I have to say to you in closing..... is to go forth,..... to command wisely,..... to advise prudently,..... to protect with vigilance... .. and to judge with care.
Bayanlar ve baylar, kapanışta size söylemek istediklerim..... ileri gitmek,..... akıllıca komuta etmek,..... sağduyulu öğüt vermek,..... pür dikkat korumak..... ve özenle yargılamak.
Eternal vigilance is the price of freedom, Zack.
Uykusuzluk özgürlüğün bedelidir, Zack.
Wolverine, the Shadow King just reminded us that it is only through eternal vigilance that destructive powers such as his are kept at bay.
Wolverine, Shadow King bize, onunki gibi güçleri olanları bertaraf etmenin en iyi yolunun hep tetikte olmak olduğunu hatırlattı.
Andalusian troops obey generals and keep vigilance of the streets.
Endülüs birlikleri generallere itaat ediyor ve sokaklarda ihtiyatlarını koruyorlar.
Fifteen years of vigilance will not guarantee peace of mind.
15 yıl boyunca ihtiyatlı davranmak size kesin bir huzur sağlamaz.
It will require an enormous number of ships, a massive occupation army and constant vigilance.
Fazlasıyla gemi, büyük bir işgal ordusu ve sürekli dikkat gerektirecektir.
I shall tell Apophis of your vigilance, priest.
Yardım niyetini Apophis'e ileteceğim, rahip.
Eternal vigilance is the price of duty.
Görevin bedeli sonsuza dek tetikte olmaktır.
I'm counting on your vigilance, gentlemen.
Baylar, çok dikkatli olmanızı istiyorum.