Violate translate Turkish
790 parallel translation
I warned you... that no man could violate the traditions of his kind and not be damned.
Hiçbir insanın... kendi türünün sınırlarını zorlayıp da lanetlenmeden kurtulamayacağını söyledim sana.
I have stated these views in public, and I will not violate them in private.
Bu görüşleri halkın önünde belirttim, özel hayatımda ihlal edemem.
You can leave here knowing that you have rendered a blow at law enforcement and encouraged those who violate the law.
Yürütmeye darbe vurduğunuzu ve kanunu çiğneyenleri teşvik ettiğinizi bilerek buradan ayrılın.
Military witnesses may be called provided the defense does not violate their professional secrecy.
Askeri tanıklar, mesleki gizliliklerinin ihlal edilmemesi şartıyla mahkemeye çağrılacaklardır.
"Now I will violate your chastity"
"Şimdi senin ırzına geçeceğim!"
No one shall violate it.
Bunu kimse bozamaz.
They violate the law of nature.
Doğanın kanunu çiğniyorlar.
Only an undivided, legitimate throne, will save Moscow from her enemies and internecine conflict, without which the Tartars will again violate our frontiers, the Poles and the Livonians encroach.
Moskova'yı Polonyalılar ve Litvanyalıların saldırılarından Tatarların tekrar sınırlarımıza tecavüz etmelerinden,... kanlı çatışmalar yaşamaktan ve düşmanlarından,... yalnızca parçalanmamış, yasal bir taht koruyabilir :
Correct says Mr. Flusky demand not violate the law.
Corrigan, bay Flusky'nin yasanın doğru tarafında durması gerektiğini söyledi. Alıcıları bunu sağlayacak.
Yes, several ways to violate the virgin sky.
Evet, gökyüzünü delmenin muhtelif yolları var.
And I want you to know, I'm not going to allow you... to violate his constitutional rights.
Bilmenizi isterim ki, anayasal haklarını ihlal etmenize... izin vermeyeceğim.
- You are telling me to violate the law?
- Kanunlara karşı mı geleyim?
Forcing them to go would violate their rights.
Gitmeye zorlamak, haklarını ihlal etmek olur.
A tomb that no man can violate, where I can rest in peace and enjoy all this in my second life.
Kimsenin zarar veremeyeceği, ölümden sonraki hayatımda huzur içinde yatacağım ve tüm bunların tadını çıkaracağım bir mezar.
I can't permit you to violate a grave, no matter what the reason!
Mezarlığa istediğiniz gibi girmenize izin veremem, nedeni ne olursa olsun!
In a free world they violate the natural rights of every citizen.
İnsan haklarını ihlal ediyorlar.
I shall not violate Rome... at the moment of possessing her.
Tam ona sahip olmak üzereyken... Roma'ya tecavüz etmeyeceğim.
No. You will violate the scouting rules
Kuralları ihlal edeceksin.
I won't violate the rules when scouting
Asker olunca kurallar ihlal edilmez!
Not only in the time of scouting, you mustn't violate rules for the rest of your life
Sadece asker iken değil, hayatınızın geri kalanında da kurallar ihlal edilmez.
I violate the instruction. I'm going to land on Venus.
Talimatları ihlal edip, Venüs'e gideceğim.
Don't violate this temple with a second outrage!
Tapınak kurallarını ihlal etmeyin!
Have you not read in the law that priests violate the Sabbath rest in the temple ; none blames them?
Ya da kahinlerin tapınakta Şabat günü emri bozdukları halde suçlanmadıklarını Yasa'da okumadınız mı?
No act, no provocation will be considered sufficient reason to violate the zone.
Bir hareket veya provokasyon bölgenin ihlali şeklinde yorumlanmamalı.
- Do we violate the treaty, captain?
- Anlaşmayı ihlal mı ediyoruz?
Did he violate her?
Ona tecavüz mü etti?
Wrongful use of that power, even to the extent of the taking of one life, would violate our history of peace.
Bu gücün yanlış kullanılması, hatta bir hayatı bile alabilecek olması, barış dolu tarihimizi zedeler.
If we do what it seems we must, we'll violate the non-interference directive.
Yapmamız gerekir gibi görünen şeyi yaparsak, müdahale etmeme kuralını çiğnemiş oluruz.
I have elected to violate orders and make contact with planet inhabitants here.
Emirlere karşı gelmeyi ve gezegende yaşayanlarla temasa geçmeyi seçtim.
And violate your oath regarding noninterference with other societies.
Ve müdahalede bulunmama yeminini de ihlal etmiş olursun.
I believe you all swear you'd die before you'd violate that directive. Am I right?
Sanırım bu yönetmeliği ihlal etmeden önce öleceğinize yemin ettiniz.
I reserve the privilege of speaking only when it will not violate my honour as a Vulcan.
Konuşma hakkımı şerefimin ihlal olmayacağı bir ana saklıyorum.
A Star captain's most solemn oath is that he will give his life, even his entire crew, rather than violate the Prime Directive.
Yıldız kaptanın en asil yemini, Ana yönergeyi ihlal etmektense, canını, hatta ekibini vermeye hazır olduğuydu.
If the zenite is not delivered shortly, I shall have to violate Plasus'order of non-interference and win the confidence of the Troglyte leader with the use of reason.
Teslim edilmezse, Plasus'un müdahale edilmeme emrini ihlal eder ve Troglit liderinin güvenini mantıkla kazanırım.
Unfortunately, I must violate a direct order from Starfleet.
- Ne yazık ki, emri ihlal etmeliyim.
Negative, doctor. I cannot accept the responsibility for ordering a fellow officer to violate a Starfleet directive.
Bir görevlinin direktifleri çiğnemesini emretme sorumluluğunu kabul edemem.
You're asking me to violate the captain's orders. He is not the captain.
Kaptan'ın emirlerine karşı çıkamam.
If anybody tries to violate this oath I will report it to the court
Bu yemini her kim bozmaya yeltenirse, onu kanuna bildireceğim.
Want to measure his respiration when they violate it collectively.
Sizinle sırayla yattıkları sıradaki soluma frekanslarını ölçmek istiyorum.
They had accused Berlin to violate the Pact of August of 1939.
Berlin'i, paktı ihlal etmekle suçladı.
This is not a land feminine núbia and, nor it has prados green and virginais war to violate it.
Burası bakir bir yer değil. Uğruna savaşılacak yeşil ve el değmemiş bir yer de değil.
-... of the penal code... - Viola for committing acts violating the common sense of decency, violating the common sense of decency, yeah, yeah... they just violate the common sense of decency... ah....
... ceza kanununun 527 ve takibindeki maddelerine temel teşkil eden genel ahlak kurallarını çiğnemekle ilgili evet, evet... genel ahlak kurallarını çiğneyiveriyorlar.
My new condition will allow me to violate it... -... without prejudices...
Yeni halim ahlak kurallarını çiğnememe müsaade ediyor hem de hiçbir etki altında kalmadan.
Mohammad, your people did not violate your engagement with Hudaybya.
Muhammed, Hudeybiye antlaşmasına uymayan senin insanların değil.
You will not have to get where I might violate the spa's air of þã countries.
Uluslararası hava sahalarını ihlal edebilirsiniz.
You preferred me to your son, you are now the first to violate our relationship.
Beni oğluna tercih etmiştin, şimdiyse aramızdaki bağı bozuyorsun.
When princes and noblemen... violate our daughters, trade our sons for rifles, shamefully we curse them.
Prensler ve asiller kızlarımızın ırzına geçerken tüfek için oğullarımızı satarken utanç içinde beddua ederiz.
Can you tell me or would it violate orders?
Bana söyler misin yoksa emirlere aykırı mı?
If you violate the rules, the principles...
Kuralları bozarsanız, prensipler...
First, that the Delta house did knowingly violate... the rules governing pledge recruitment... by serving alcohol to freshmen during pledge week... and after established drinking hours.
Birincisi, Delta Evi, üyelik başvurularının yapıldığı hafta... brinci sınıf öğrencilerine alkollü içki ikram ederek... üyelik kurallarını bilerek ihlal etmiştir. Hem de bu işi... belirlenen alkol saatlerinin dışında yapmıştır.
- If any of you violate this promise he'II be laughed at.
- Eğer sözünde durmazsan sana kahkahalarla gülecektir.