English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Violently

Violently translate Turkish

541 parallel translation
These globules form in volcanic clouds where very large volcanoes erupt violently, like Mount Saint Helens, for example.
Bu damlacıklar, mesela Saint Helens Dağı gibi büyük volkanların şiddetle patladığı volkanik bulutlarda oluşuyorlar.
But one member violently opposes same.
Fakat bir üye şiddetle karşı çıkar.
Just as they are about to explore, an explosion throws the unfortunate men violently in all directions.
Tam keşfe başlanırken, bir patlama talihsiz adamı şiddetle fırlatır.
President Barbenfouillis makes a dash for the King of the Selenites and lifting him like a feather throws him violently on the ground.
Başkan Barbenfouillis, Selenitlerin kralına bir hamle yapar bir tüy gibi kaldırır, şiddetle yere çalar.
You've confessed that Lulu asked you about money that evening... and I am informed that you quarreled violently.
O gece Lulu'nun senden para istediğini itiraf ettin ve bana aktarıldığına göre oldukça şiddetli bir şekilde tartışmışsınız.
Renfield reacted very violently to its scent.
Renfield kokusuna karşı çok vahşi davrandı.
and the herd ran violently down a steep place into the lake, and were choked.
ve sürü dik bir yerden gölün içine doğru koştu, ve tıkanıklık yarattı.
After all, Dr. Frankenstein, we have to remember... the patient was violently dementia praecox.
Yine de, Dr.Frankenstein, unutulmamalıdır ki... hasta şiddetli erken bunama geçiriyordu.
I keep this room ready at all times for the more violently insane.
Bu odayı her zaman kaçıklar için hazır tutuyorum.
When your time comes, you'll die violently.
Zamanın geldiğinde aniden öleceksin.
A man who rises from his chair and digs his heels sternly into the carpet is violently opposed to something, and the Admiral being quite distressed by the criticisms of the Press would be most apt to resent my intrusion.
Sandalyesinden hiddetle kalkan ve topuklarıyla halıda izler bırakan biri bir şeylere şiddetle karşı çıkıyordur ve Amiral'in canı, basının eleştirileri yüzünden de bir hayli sıkılmış tabi benim fuzuli ziyaretime de bir hayli içerlemiş.
I do, however, take issue violently when women try to apply that same reasoning to the rights we fi... Finally won 22 years ago.
Ancak kadınlar aynı mantığı 22 yıl sonra nihayet kazandığımız haklara uy... uyguladığı zaman bunu şiddetle eleştiririm.
I kept thinking of what you said... that all good things died here violently.
Sürekli söylediğiniz o sözü düşünüyorum. "Burada tüm güzel şeyler, hızla ölür"
" Education violently interrupted.
" Eğitim yarıda kesilmiş.
He has just violently and indignantly turned down an offer of $ 200 for his story.
Az önce hikâyesi için önerdiğim 200 $'ı sert ve kesin bir dille reddetti.
At about 8 : 00, you heard the bell ringing violently.
Saat 8 gibi zilin şiddetli çaldığını duydunuz.
Being violently ill to her tummy.
Feci halde midesinden rahatsız.
Thirty-two people had had contact with her, and within four days, before the disease could be correctly diagnosed and contained, twenty-six of them had died, and they died suddenly, violently and horribly.
Onunla temas kuran 32 kişiden 26'sı hastalık doğru olarak teşhis edilip kontrol altına alınana kadar dört gün içinde, aniden, korkunç bir şekilde öldü.
I think you described it very well, in view of the fact that she was taken violently ill at 3 am, put to bed with a high fever, and has had all her appointments for today cancelled in toto!
Bence gayet güzel anlattın, gecenin 3'ünde yüksek ateşle korkunç bir şekilde hastalandığını hesaba katarsak, ve bugünkü bütün görüşmelerini de iptal ettiğini in toto!
That's why the girl reacted so violently.
Demek o yüzden kız öyle kuvvetli tepki verdi.
I object most violently... the suggestion that I suborned this witness.
Tanığa yalancı... şahitlik yaptırdığımı iddia ediyor.
- Violently.
- Şiddet yoluyla.
She is hot-tempered and gets violently angry.
Çok sert mizaçlı ve çabuk sinirleniyor.
I was afraid that someone would open or close my door violently.
- Birilerinin öfkeyle, kapımı açmasından korkuyordum.
They were seen quarreling violently in a public place.
Halka açık bir yerde kavga ettikleri görülmüş.
The urban environment proclaimed the orders... and tastes of the ruling society... just as violently as the newspapers.
Şehir ortamı egemen toplumun... emir ve zevklerini, gazeteler kadar şiddetli bir şekilde ilan etti.
When I read that, my heart beat violently.
Bu mektubu okuyunca, kalbim hızla çarptı.
Immer still so violently and freely out?
Açık sözlülüğün ve acelecliğin hiç değişmemiş.
- You've uprooted us violently from our own lives.
- Bizi hayatlarımızdan çekip çıkardın.
No, by God, but you've seen them kill... violently and hideously.
Tabi ki hayır, ama öldürürken gördün vahşice ve iğrenç bir şekilde.
Me. He threw my bike on the ground violently.
Bizzat gördüm, sinirlenerek bisikletimi yere attı.
He tore her dress off. He protested violently. Argh!
Elbisesini yırttı, zorla sahip olmak istedi, sonra da...
My family disapproved violently.
Ailem şiddetle karşι çιkmιştι.
So violently, I no longer have any ties there.
O kadar karşι çιktιlar ki artιk onlarla bir bağιm yok.
Somebody who was so violently opposed to our association that he did what Blondie did to me.
Fennan'la tanışıklığımıza öylesine karşıydı ki... Blondie'nin bana yaptığını ona yaptı.
Van Gelder's still violently agitated.
Van Gelder, hâlâ şiddetli bir huzursuzluk içinde.
But I'm getting a very high reading, as though, even in their unconscious state, they're being violently stimulated.
Ancak yüksek bir ölçüm alıyorum, sanki şiddetli bir biçimle stimüle edilmiş gibiler.
I need the body of a woman who recently died violently. If I succeed in transforming her into a living-dead woman... who or what could stand in my way?
Eğer kadını yaşayan ölüye çevirmeyi başarırsam kim ya da ne yoluma çıkabilir?
Since coming to this town, I've sadly had to perform the burial of three men who have died violently.
Bu kasabaya geldiğimden beri birçok üzücü şey gördüm. Vahşice katledilen 3 erkeği toprağa verdik.
I ask all of you, as a first act of united will, to pay homage to all peoples and their armed fronts, who are now violently fighting imperialism and colonialism.
Sizden istediğimiz, birleşik iradenin ilk eylemi olarak şiddetli bir biçimde emperyalizm ve kolonyalizme karşı savaşan tüm insanlar ve silahlı birlikler için saygıda bulunmaktır.
You see, my new, beautiful wife is violently jealous.
GüzeIIer güzeIi yeni karm, biraz fazIa kskanç.
The intention to act violently is accompanied by strong feelings of physical distress.
Şiddete dönük davranış niyeti beraberinde fiziksel acının ağır suçluluk duygusu.
I'm in this place right now... because my people, my forebears were violently brought here, like this, in chains, from Africa where they were violently made to work
Şu an ben buradayım... çünkü benim insanlarım, atalarım Afrika'dan buraya şiddet yoluyla getirildi, aynen böyle zincirlerle ve yine şiddet yoluyla zorla çalıştırıldılar
It was upon the labour that you so violently wrung out of them that this country was industrialized
Bu ülke, onları vahşice sularını sıkarmış gibi çalıştırarak onların emeklerinin sırtından sanayileşti
This land and all the rest that belongs to the country was violently taken from the Indians
Ülkenin geri kalanı gibi şu an üzerinde bulunduğumuz bu toprak da yine şiddet yoluyla Kızılderililerden alındı
Violently
Vahşice
And I think it'll happen violently
Ve bu tüm şiddetiyle olacak.
Our choice is whether to submit to this self-destruction passively or violently
Bu yıkıma pasif direnişte mi bulunacağız yoksa bu durumu kabullenecek miyiz tercih yapmamız gerekiyor
Violently rape her?
Hem de şiddet kullanarak?
I sprinkled it on her and she reacted very violently.
Üstüne serptim ve çok sert tepki verdi.
They had protested violently.
Olayı protesto ettiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]