English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Violins

Violins translate Turkish

191 parallel translation
In the blue water and the blue firmament the violins sow their haunting strains and the love vows of the sender ever sweeter and more tender hold you in love's embrace again
Mavi sular ve mavi gökyüzünde Kemanlar zor unutulan nağmeleri çalmakta Göndericinin yaptığı kur, her daim daha tatlı ve daha dokunaklı
You ought to have violins playing when you talk.
Fonda keman çalsa daha etkili olur.
When violins Is "playingk"
Keman çalınırken
That made the cat jump away. She knocked over some violins.
Derken fırlayan bir kedi peydahlandı, kemanların birkaçını devirdi.
I've always wanted something for working through the sound holes of violins... and that seems to be exactly right.
Evet. Kemanların ses delikleri içinde çalışırken daima bir şeyler olmasını isterim. ve bunun tamamen doğru davranış biçimi olduğunu düşünürüm.
First, soft violins
Önce, hafif keman sesleri
Will the sound of trumpeter and violins. Do not be coward.
Geri döndün ve trampetler çalıyor.
Lights on dimmers and gypsy violins offstage.
Loş ışıklar ve çingene kemanları.
Perhaps you're not aware, madam, that guitars are something like violins.
- Belki bilmiyorsunuz, bayan, gitarlar keman gibidirler.
- I have to go on makin'a living so I can die. - ♪ The violins were sweet
Hayatımı kazanmalıyım ki ölebileyim.
Remember how in the morning we escorted you to the train with violins playing and everybody cried like when a king you love very much leaves his country.
Sabah trene kadar nasıl eşlik etmiştik size kemanlar çalıyor, herkes ağlıyordu çok sevdiğiniz kralınız ülkesinden ayrılıyordu sanki.
Wailing violins, false Chianti and black-market steak?
Ağlayan kemanlar, sahte Chianti ve karaborsa biftek olan bir yer mi?
Maybe a quartet of violins.
Keman kuarteti falan.
I even thought that you'd have Gypsy violins playing somewhere outside and that the lights would be dimmed low.
Hatta bir yerlerde dışarıda çingene kemanları çalacağını ışıkların kısılacağını sandım.
These are the violins? The altos.
- Bunlar keman mı?
"The long sobs of the violins of autumn."
"Güz kemanlarının uzun hıçkırıkları."
- Them are violins.
- Bunlar keman.
Them are violins.
Bunlar keman.
I bet it would sound even prettier with, like, 20 violins.
Bahse girerim daha güzel olabilir. Mesela 20 tane kemanla.
You know, violins playing, all her lovers come back in a beautiful scene.
Kemanlar çalıyordu, güzel bir sahnede tüm sevgilileri çıkageldi.
Each time you speak... it's like a thousand violins playing in the halls of heaven.
Her konuştuğunuzda, cennette binlerce keman çalıyor sanki.
The music of violins.
Keman sesi.
"... it starts with a tune from an accordion, " which wakes a whole army of violins...
Bir akordeonun eşliğindeki ahenktir koca bir keman ordusunu uyandırıveren.
I'm for getting violins up here.
Kemancı çağıralım.
Violins, walks in moonlight, not my thing.
Vakit kaybetmeyi sevmem. Kemanlar ay ışığında gezintiler bana göre değil.
Lots of violins.
Bir yığın keman.
No violins driving us mad as they scale up 30 floors!
30 katlı apartamana rahatsızlık veren bir violin istemiyoruz!
Violins get on my nerves!
Violin sinirlerimi hoplatıyor!
Imagine some pianos or, better still, some violins.
Birkaç piyano ya da daha iyisi birkaç keman hayal et.
I want mandolins and violins...
Tamam gidelim. Güzel bir müzik olsun...
They sold violins, next door to us.
Bizim hemen yanımızda. Keman satarlardı.
- Vivaldi, violins, champagne.
- Vivaldi, kemanlar, şampanya.
- The man is a nut. - # # [Violins, Accordion]
Adam deli.
When he lost his leg he started making violins again.
Sonradan bir bacağını kaybedince tekrar keman yapım işine geri döndü.
And underneath, just violins.
Sonuncu olarak, kemanlar.
They are like violins, endlessly sensitive, refined,
Onlar keman gibi,... sonsuz duyarlı,... zarif
I heard violins.
Keman sesleri işittim.
But tonight, put on your best threads and go to Club Violins.
Ama gece en iyi elbiselerinizi giyip Keman Kulübü'ne gideceksiniz.
Violins...
Kemanlar...
Does it have a fountain in front, a pool inside, and a bunch of fruits in monkey suits playing violins in the lobby? Yes! Bet your ass it's ritzy.
Girişteki havuzun içinde bir fıskiyesi ve lobide bir dolu meyveyle, keman çalan maymun tipliler var mı?
We're packing in the magic violins for a while.
Bir süreliğine Magic Violins'i toplayacağız.
Even the gypsy violins.
Çingene kemancıları bile.
Violins?
Kemancı mı?
"I hear gypsy violins"
"Çingene kemanlarını duyuyorum"
Papa, the bass drum is not like the violins.
Baba, bateri keman gibi değil.
Violins just screetch but an accordion...
Kemanlar kulak tırmalayıcı ama bir akordeon...
I prefer my hens to the royal violins, and my pigs to yourselves!
Kralın viyolonisti olmaktansa, sizin gibi olmaktansa, tavuklarımı tercih ederim!
These are the violins?
Bunlar keman mı?
Make a fair old swag of violins, too, wouldn't it?
Bir kaç çift de güzel keman yapılabilir onlardan, değil mi?
I'II go on keeping my trap shut violins! You go ahead ;
Sen devam et ;
- Make a fair old swag of violins, too.
"Bir kaç çift de güzel keman yapılabilir onlardan, değil mi?"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]