English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Viruses

Viruses translate Turkish

480 parallel translation
[Catalina] Keep in mind that synthetic viruses have no effect on cyborgs.
Sentetik virüslerin cyborglar üzerinde etkisiz olduğunu unutma.
Seeds, spores, pollen, viruses by the billions hitting the atmosphere every second of every hour for millions of years,
Tohumlar, sporlar, polenler, virüsler milyonlarcası yüzyıllardır her saniye atmosferimize çarpıyorlar,
If I'm dealing with viruses, I need better equipment.
Virüslerle uğraşıyorsam, daha iyi aygıtlara ihtiyacım olacak.
A chain reaction of viruses to extend the life of the human cell.
İnsan hücresinin hayatını uzatmak için virüslerin zincirleme reaksiyonu.
They're full of rather nasty viruses.
İçerilerinde korkunç bir virüs var.
Thanks to you we have quite a supply of viruses already in Latvia.
Teşekkürler Harry. Sayende, Letonya'da kullanmak için yeterli virüsümüz var.
Leo, I want Professor Eiwort working full-time on those viruses.
Leo, Profesör Eiwort'un bütün zamanını bu virüsler üzerinde geçirmesini istiyorum.
Harry, you're gonna learn to spread those viruses quick.
Harry, sende virüslerin, nasıl yayılacağını öğreneceksin, bunu hızlıca yapacaksın.
I want those viruses released throughout the Russian Army, every agent working 24 hours a day and I want it by Sunday.
Ve virüslerinde Rus Ordusu boyunca yayılmasını sağlayın. Pazar gününden itibaren her ajanın günde 24 saat çalışmasını istiyorum.
Tell him we don't need them, we have our own ideas about viruses.
Bunlara ihtiyacımız olmadığını, virüslerle ilgili kendi fikirlerimiz olduğunu söyle.
I know of a descendant of Hua Tao who can treat bone viruses
Hua Tao adında birini biliyorum Bu zehrin pan zehiri onda beni 7 gün bekle
the world of viruses...
virüslerin dünyasının...
These are all the instructions it needs to infect some other organism and to reproduce itself which are the only things that viruses are any good at.
Başka bir organizmaya bulaşarak en iyi yaptığı işi ; çoğalmayı gerçekleştirecek bilgilere sahip olmak için yeterli.
Bacteria have a lot more to do than viruses.
Bakterinin işi virüsten fazla.
I'm a janitor at a biology lab where they do DNA experiments making mutant viruses.
Değişim geçiren virüslerle ilgili DNA deneylerinin yapıldığı bir biyoloji labaratuvarında kapıcılık yapıyorum.
I'm a janitor in a biology lab where they do DNA experiments, making mutant viruses.
Temizlikçi olarak, DNA ile ilgili deneyler yaparak değişim geçirmiş virüsler ürettikleri bir laboratuvarda iş buldum.
How many disease germs and viruses have you destroyed in your time, Dr Crusher?
Tıp hayatınızda kaç hastalık etmeni... mikrop ve virüs yok ettiniz Dr Crusher?
It feels as if the viruses are getting onto me.
Sanki virüsler üzerime tırmanıyor.
Altarian viruses can be a nasty business.
Altarian virüsleri pis işlere yol açabiliyor.
And like a chickenpox epidemic, epidemics of mind viruses also, I'm glad to say, die out remarkably quickly.
Ve su çiçeği salgını gibi zihin virüsleri salgını da söylemekten memnum ki, dikkate değer bir çabuklukla yok olmaktadır.
Viruses!
Virüsler!
Viruses may be good.
Virüsler olabilir bak.
They seem vulnerable to viruses.
Virüslere savunmasız gibi görünüyorlar.
And viruses are tricky, always mutating and forming new strains whenever a vaccine is developed.
Ve virüsler kurnaz şeyler, ne zaman bir aşı geliştirilse mutasyona uğrayıp soylarını genişletiyorlar.
Genetically engineered viruses designed to destroy whole ecosystems.
Tüm eko sistemi yok etmek için tasarlanan, genetik olarak işlenmiş virüsler.
We have conducted a ship-wide diagnostic looking for viruses, parasites, infestations.
Geminin tamamını virüs, parazit... ve enfestasyon açısından taradık.
So far, we haven't found any evidence of parasites, fungus or viruses.
Şimdiye kadar parazit, mantar ya da virüsler için bir kanıt bulamadık.
The thing is, it comes from my family of viruses.
Benim virüs ailemden geliyor.
Put together a team to break the genetic code of both viruses.
Her iki virüsün de genetik kodunu incelemek için bir ekip kurun.
In a zero-gravity environment... we can actually separate the proteins that form viruses.
0 yerçekimi ortamında... proteinleri virüslerden tam olarak ayırabiliriz.
They screen out contaminants including viruses.
Virüsleri de içeren atıkları eliyorlar.
Because the rainforest is being destroyed so rapidly, all these viruses are going to colonise the world.
Yağmur ormanı hızla tahrip edildiğinden, bütün bu virüsler dünyayı ele geçirecek.
Dr. Berube was conducting human experiments with extraterrestrial viruses.
Dr. Berube, dünya dışı virüsleri insanlar üzerinde kullanarak deneyler yapıyordu.
These guys are like viruses.
Bu adamlar virüs gibidir.
Hackers penetrate and ravage public and private computer systems, infecting them with viruses...
Hackerlar özel ve kamuya sistemlere sızar ve onlara virüs bulaştırarak tahrip eder...
Hackers penetrate and ravage public and private computer systems, infecting them with viruses and stealing sensitive materials.
Hackerlar özel ve kamu sistemlerine virüslerle sızar ve onları tahrib ederler ve hasas materyalleri çalarlar
Use your best viruses to buy us some time.
Bizi satın alabilmek için en iyi virüslerini kullan.
Multiple GPI viruses..... from remote nodes.
Pek çok GPI virüsü.. hepsi de uzak noktalardan.
Aperiod of learning to run warm and cool, not hot and cold... toward viruses, cells and one another... "
Virüslere, hücrelere ve birbirimize karşı sıcak ya da soğuk tepkiler değil,... ılık ya da serin tepkiler verebilmeyi öğrenme dönemidir bu.
He gets agitated, starts screaming about viruses.
Heyecana kapılıyor, bağıra çağıra virüslerden bahsetmeye başlıyor.
He told you that his father was a famous scientist who worked with viruses... so you incorporated that information to this cockeyed fantasy.
Babasının virüsler üzerinde çalışan ünlü bir bilim adamı olduğunu söyledi... sen de bu bilgiyi saçma sapan fantezine yamadın.
My father has warned people about the dangers... of experimenting with DNA viruses for years.
Babam yıllardan beri insanları DNA virüsleri üzerinde... deney yapmama konuşunda uyarıp duruyor.
- I love when viruses do that.
- Böyle olunca virüsleri seviyorum.
I want to scan for airborne bacteria and viruses.
Virüs ve bakteri olabilir diye, havalandırma sistemini taramak istiyorum.
Viruses are always changing.
Virüsler hep değişiyorlar.
Designer viruses, Plissken.
Tasarım ürünü virüsler, Plissken.
I'm a geneticist. 15 years ago I started cloning viruses.
Genetikçiyim. 15 yıl önce virüsleri kopyalamaya başladım.
Nah viruses, mold, mildew, maggots, fungus, weeds, ecoli bacteria, the crabs, nothing sacred about those things.
Virüsler, küf, maya, kurt, mantar esrar, koli basili, kasık biti bunlar hiç de kutsal değiller.
The way viruses sometimes mimic certain blood factors to avoid being destroyed by antibodies?
Virüslerin bazen antikorlarca yok edilmemek için bazı kan faktörlerini taklit ettiği gibi mi?
As for the larger versions of the viruses... what I've termed the macrovirus... I would suggest a flyswatter.
Büyük versiyon virüsler gibi- - makro virüsü tanımlamak için- - uçan böcek demeyi öneririm.
" BUT CONDITIONS THAT MIGHT PRECIPITATE IT, SUCH AS PARTICULAR VIRUSES,
" Ama hastalığa sebep olabilecek...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]