English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Visceral

Visceral translate Turkish

127 parallel translation
Air fresheners are visceral...
Oda parfümleri duygulara dayanır.
Everybody in this car needs some good old visceral experience.
Hepimizin, ani ve güzel olaylara ihtiyacı var!
His was a visceral cinema, excessive, explosive.
Filmleri mantıktan ziyade duygulara dayanırdı.
It's a part of what he called "visceral writing."
Onun "içgüdüsel yazma" dediği şeyin bir parçası bu.
I wanted you to know when you were talking about your son... that I, on a visceral level... knew what you were talking about... and something came out of it good.
Ben sadece sen oğlundan söz ederken ne söylemek istediğini anlıyorum. Sonuçta ondan da iyi bir şey çıktı.
And when it actually does,..... you want it to feel different. More visceral.
Ve olduğu zaman... farklı olacağını hissedersin... daha farklı..
But it is so important to have a visceral reaction to the text.
Doğru, ama konuya sezgisel bir bakış getirmek çok önemli.
I'm serious, darling, this new stuff is really visceral.
Ciddiyim hayatım, bu yeni resimlerin çok can alıcı.
I guess marijuana isn't a visceral experience for me.
Sanırım Marihuana benim için içgüdüsel bir deneyim değil.
No extension to the visceral pleura.
İç plevraya yayılmamış.
Some people have a visceral reaction.
Bazı insanlar iç organlarıyla tepki verirler.
And they were Blackhawk Down and 2001... 2001 because it depicted space... and space travel and space living in an extraordinarily realistic way... and Blackhawk Down because it created... the idea of visceral warfare in a way that was so real... that it was striking even with very little plot.
Bunlar, "Blackhawk Down" ve "2001". 2001 çünkü uzay, uzay yolculuğu ve uzayda yaşamı oldukça gerçekçi bir şekilde betimliyordu ve Blackhawk Down çünkü oldukça basit bir hikayeyle bile öylesine çarpıcı olan duygusal savaş fikrini yaratmıştı.
It's a very visceral scene so it's important not to play it too over-the-top.
Çok iç gıdıklayıcı bir sahne onun için çok fazla abartmamak lazım.
Don't intellectualize something so visceral.
Duygusal bir şeyi entellektüelize etme
Though I always am so much in awe of and express my admiration for his sense of story arc and of how he subordinated everything to story, still I realize my visceral memory and reaction are to individual chunks.
Onun öykü anlatışına ve her şeyi öyküyü geliştirmek adına yapışına ne kadar hayran olsam da en derin tepkim hep belli sahnelere olmuştur.
The cerebral musicality of jazz mixed with the visceral groove of funk.
Caz beyne hitap eder, funk la karışınca iç organlara doğru akar.
Your homophobia is so visceral.
Homofobin çok içten.
I said, "What do you think of him?" He says, "It's too visceral."
"Ya sen nasıl buldun?" diye sordum. "Fazla sezgisel" dedi.
I just meant hip-hop mirrors the direct visceral connection you see in tribal communication.
Demek istediğim hip-hop kabilelerde görülen direk içsel komünikasyonları yansıtıyor.
I'm opening up music to the ugly, to the visceral.
Müziğe çirkin ve marazi olanı katıyorum.
Looks uncalculated and visceral.
Hesapsız ve içgüdüsel görünüyor.
Hopefully, the similarities will trigger a visceral response in our kidnapper.
Umarım bu benzerlikler, onu kaçıranın da dikkatini çeker.
The reaction will be more visceral, more believable.
Böylelikle tepkileri daha duygusal ve inandırıcı olur.
Those are his most powerful, most visceral memories.
Bunlar en güçlü, en duygusal anıları.
You had a visceral reaction to her.
Ona karşı içinden gelen bir tepki vermişsin.
What I'm saying is, in this world there's the visceral and the ineffable.
Tüm dediğim, bu dünyada açıklanamaz ve tarifsiz şeyler olduğu.
Do a visceral angiogram.
Visseral anjiyo yapın.
It's so much more visceral in dance, don't you think?
Dans olduğu zaman çok daha içten hissedersin, sence de öyle değil mi? Evet.
And vital and vibrant, visceral.
Ayrıca heyecanlı ve daha zeki.
For star searching, I think it comes down to something more immediate and visceral.
İş yıldız aramaya geldiğinde, olay hemen olur bunu derinlerde hissedersin.
When you came to Fox River and you spat at me like I was some kind of rabid animal. I was happy because such a visceral reaction could only come from a woman who still cares.
Fox River'a geldiğinde sanki kuduz bir hayvanmışım gibi bana söylediğin o sözleri duyunca mutlu oldum.
I just wanted it to be, like, sort of more visceral.
Mantıktan ziyade duygulara dayanan bir şeyler istiyorum.
There's visceral herniation, a positive collar sign.
Viseral herniasyon var, yaka bulgusu pozitif.
To tell stories that are gonna be very visceral and resonate with our culture and with our times.
Hikayeleri anlatmak için öyküler mantığa nazaran duygulara dayanacak ve kültürümüz ile zamanımızın bir yankısı olacak.
Music is subjective. It's visceral.
Bak, müzik özneldir, duygusaldır.
The visceral response is revulsion, ostracism.
İnsanlar öğrendiklerinde iğrenecek, ve dışlayacaklardır. - Onlar...
I often meet people who say to me, "Nobody's going to tell me I'm an ape." Is there a kind of visceral revulsion?
Sık sık "kimse bana maymun olduğumu söyleyemez" diyen insanlarla karşılaşıyorum.
I think what I love most about Mia's book is how visceral it is.
Sanırım Mia'nın kitabının en çok iç organlara hitap etmesini seviyorum.
It could be cat scratch fever, or visceral larva migrans.
Evet, kedi tırmığı hastalığı olabilir ya da parazit olabilir.
I just need to know that you went... so we can know that you have visceral leishmaniasis.
Sadece gittiğini bilmek istiyorum ki böylece "viseral leşmanyaz" ın olduğunu anlayalım.
There's something visceral about being in the water with an animal like this.
Suda böyle bir hayvanla beraber olmanın duygusal bir yanı var.
Of our bombing. It was a, just welling-up Of a kind of visceral disgust.
Mide bulandırıcı bir durumdu.
It's just so... visceral.
Bu sadece, organ gibi.
Love the writing, so visceral and real.
Kitaba bayıldım. Duygusal ve gerçekçi.
I find the style bracingly visceral.
Stilini yenilikçi biçimde derin buluyorum.
In this case, visceral leishmaniasis.
Hatta viseral layşmanyaz.
Visceral.
İçten.
It's visceral.
Bu anlaşılıyor.
There are two things in this world : Wonderful, visceral, sexy sex and death.
Bu dünyada iki şey vardır Harika, içinde hissettiğin, seksi seks ve ölüm.
We strip it down, make it visceral and real.
Oyunu yeniden uyarlayıp, daha güzel ve gerçekçi hâle getireceğiz.
FA'AD : Oh, it was the most visceral experience of my life.
Hayatımın en heyecan verici deneyimiydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]