English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Volley

Volley translate Turkish

159 parallel translation
- They got him in the first volley.
Onu ilk saldırıda vurdular.
A volley'll stop buffalo.
Yaylım ateşi buffaloları durdurur.
- Volley fire.
Yaylım ateşi.
The guard of honor will fire a volley to commemorate this historic event.
Bu tarihi olayın şerefine saygı atışı yapılacaktır..
- Volley.
- Yaylım ateş.
By volley.
Kenarına Yaylım ateşi.
He'll try to draw a volley with the first and keep hitting you, before you get a chance to reload.
Önce yaylım ateşi açacaklar ve sonra hepsi saldıracak,.. ... sen mermi doldurma şansı bulmadan önce.
At my command fire by volley and reload as fast as possible.
Benim emrimle yaylım ateşi açılacak ve hızlıca tekrar dolduracaksınız.
Volley got the ball. Volley got the ball...
Volley topu yakaladı, volley topu yakaladı.
Well, I was just thinking that if he had a volley at the psychological moment, he might not be so inclined to haggle.
Düşünüyorum da yaylım ateşi duyarsa, pazarlık yapmaya çok istekli olmayabilir.
Prepare for volley fire.
Yaylım ateş için hazırlık yapın.
The next volley will be more accurate.
Bir dahaki sefere hedef siz olursunuz.
That was a good volley!
İyi bir vole idi!
He hides us all in the forests and waits until the bandits would run out of ammo then fire a musket volley and we tear them apart
O bizi ağaçlıkta sakladı ve onlar ateş edinceye kadar bekletti. Bizim alaybozanlarımız, onları dağıttı, ve biz, onları parçalara ayırdık.
Volley fire!
Yaylım ateş!
Volley!
Yaylım ateş!
North wall, volley fire! Present!
Kuzey, yaylım ateş!
South wall, volley fire!
Güney, yaylım ateş!
Volley fire! Present!
Doğrult!
Volley by ranks!
Yaylım ateş!
I said, give them a volley!
YayIm atesi açn dedim!
Those shanties are out of range, but let's give them a volley.
Şu kulübeler alanın dışında bırak onlara bir yaylım ateşi açalım.
Like to volley?
Beğendiniz mi?
As soon as you see me, fire off a laser volley.
Beni gördüğünde lazerini ateşle.
Next volley, we go.
Sonraki yaylım ateşte çıkıyoruz.
A volley of mortar fire followed by a flamethrower.
Önce bir havan mermisi, arkasından da alev makinesi.
He sang "The Marseillaise," three bars into the second chorus, a volley of shots rang out... and he slumped against the ropes that held him to the post...
Kafede kimler var? Yedi Alman askeri ve iki çavuş. Sorun değil.
A second volley was fired.
İkinci kez yaylım ateş açıldı.
Remember, Death Blossom delivers only one massive volley at close range.
Hatırla, Ölüm Saçan sadece menziline girmiş hedeflere etkilidir.
First volley when you guys were charging'the beach he went facedown in the surf.
Siz sahilde koşmaya başladığınızda o dalgaların üzerine yüz üstü kapaklanmıştı.
We expected a volley of argument concerning Mr. Redgrave.
Bay Redgrave'le ilgili hararetli bir tartışma umuyorduk.
Prepare a second volley!
İkinci vole için hazırlanın.
" A volley of muskety flamed, thundered, roared.
" Yaylım ateşi açıldı, gürledi, kükredi.
Fire another volley directly into their field, Mr. Worf.
Doğrudan alanlarına başka bir atış yapın, Bay Worf.
There were... There was a... fierce volley of photon torpedoes.
Bir... foton torpidosu salvosu vardı.
We can serve and volley semantics all night, Chris.
Bütün gece kelime oyunlarıyla servis ve vole atabiliriz, Chris.
First volley released.
İlk seri ateşlendi.
Second volley released.
İkinci seri yollandı.
They march out of the smoke and you fire a volley and the front rank of the column falls and the next rank steps over them, with drums hammering.
Dumandan çıkarlar ve siz ateş açarsınız. Ve yürüyüş kolunun ilk sırası devrilir. Ve davullar gümbürderken diğer sıra onların yerini alır.
But if you don't run if you stand until you can smell the garlic and fire volley after volley three rounds a minute then they slow down, they stop, and then they run away.
Fakat eğer kaçmazsanız, eğer sarımsak kokusunu duyana kadar dayanırsanız, ve dakikada üç kez ateş üstüne ateş ederseniz, o zaman yavaşlarlar, dururlar, ve sonra kaçarlar.
They are powering up for another volley. Make it look good.
Başka bir yaylım ateşi için güç kazanıyorlar.
The flagship Belfast was designated to fire the first volley of the invasion.
Belfast adlı bayrak gemisi çıkarmanın ilk salvosunu ateşleyecekti.
We'll have to get him with the first volley.
İlk yaylım ateşinde onu haklamak zorundayız.
30 percent of the planetary crust destroyed on opening volley.
İlk yaylım ateşiyle gezegen kabuğunun % 30'u yok edildi.
That last volley took our shields down to 21 percent.
En son vuruş, kalkanlarımızı yüzde 21'e düşürdü.
Two of their Predator-class warships took us by surprise, hit us with a volley of plasma torpedoes.
Onlara ait, iki tane Yok edici-Sınıfı savaş gemisi, hiç beklemediğimiz bir anda, bizi plazma torpidoları ile vurdular.
Sending out the first volley...
İlk volemiz gönderiliyor...
then fire a volley from the pallet gun.
sonra yaylım ateşine başla.
The offense will then fire a volley to destroy the target.
Atak yapacak olan silahı alacak ve hedefi yok edecek.
Volley firing.
Yaylım ateşi.
- Backhand volley.
- Ters el volesi. - Ne?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]