Vomited translate Turkish
280 parallel translation
You've vomited.
Kustunuz.
We carried him back to bed, whereupon he vomited up streams ofblood.
Onu tekrar yatağa taşıdık. Bunun üzerine sel gibi kan kustu.
He must have vomited blood again.
Yine kan kusmuş olmalı.
He had vomited blood when they brought him.
Onu getirdiklerinde kan kusuyordu. Geç kalınmıştı.
And from the shuddering cold and blackness of the deep... the whale breached into the sun... and vomited out Jonah upon the dry land.
Ve balina derinlerin dondurucu soğuğu ve karanlığından su yüzüne çıktı Jonah'ı kusarak karaya attı.
Later, one day I half achieved it in a house in the Via Matteo, and that night I vomited.
Daha sonra, bir gün Via Matteo'daki bir evde elde edildim, ve o gece kusmuştum.
They suddenly doubled up in pain and vomited what looked like blood.
Birdenbire acıyla kıvranmaya başladılar ve sonra kan gibi bir şey kustular.
I've seen you shake all over in a cold sweat and held your head while you vomited before you rode off to battle with your horse prancing and the band playing Dixie.
Atını hoplaya zıplaya savaşa sürmeden ve bandonun Dixie'yi çalmasından önce soğuk terler dökerken titremelerini gördüm, kusarken başını tuttum.
Vomited, did I?
Kustum, öyle mi?
I vomited all over.
Her yere kustum.
Since the hour you vomited forth from the gaping wound of a woman, you've done nothing but drown man's soaring desires in a deluge of sanctimonious morality.
Yaralı bir kadının ağzından kustuğundan beri... hiç bir şey yapmadın, fakat insanları mutaassıp ahlakın tufanında... artan isteklerinle boğdun.
He was going out with the Home Guard, but vomited all over the office.
Askerlerle dışarı çıkarken, ofise kusmuş.
At night she vomited and kept having diarrhea.
Gece istifra edip durdu ve ishali durmak bilmedi.
Oh, that's where donny vomited.
Donny üzerine kustu.
I vomited the morning I got married.
Ben, evlendiğim sabah kusmuştum.
Azaria vomited once or twice, if that means anything.
Bunun bir önemi varsa, Azaria bir iki kez kustu.
She vomited the medicine
İlacı kustu.
Sorry, guess I vomited on your rug.
Affedersin, sanırım kilimine kustum.
I probably would have vomited on him.
Ben olsam üstüne kusardım, herhalde.
He vomited all over her.
Kadının üstüne-başına kustu.
Look, just because Kramer vomited on her doesn't mean the deal is dead.
Bak, sırf Kramer'ın onun üstüne kusması, anlaşmanın sona erdiği anlamına gelmez.
If Hitler had vomited on Chamberlain he still would have given him Czechoslovakia.
Hitler Chamberlain'in üstüne kusmuş olsaydı Chamberlain yine de ona Çekoslovakya'yı verirdi.
And if he hadn't vomited all over her, we'd be writing it right now.
Ve eğer onun üzerine kusmasaydı, şu anda bunu yazıyor olurduk.
Since she met him, she's been vomited on her family cabin's been burned down learned her father's a homosexual and got fired from a high-paying job.
George'la tanıştıktan sonra üzerine kusuldu aile kulübesi yandı babasının eşcinsel olduğunu öğrendi ve dolgun maaşlı işinden oldu.
I haven't vomited in 13 years.
Ben 13 yıldır kusmadım.
You vomited in 1987.
1987'de kustun.
"Those are worms!" Altrina vomited on the table!
"Bunlar solucan!" ve Altrina masaya kustu!
They said he vomited blood.
Kan kusmuş.
Have you vomited blood before?
Daha önce kan kusmuş muydun?
I vomited all night.
Bütün gece kustum.
Ajay, your father vomited blood.
Ajay, baban kan kustu.
Patient complained of a mid-sternal chest pain, vomited twice.
Hasta göğsün ortasında ağrıdan yakındı, iki kez kustu.
I vomited them up because I couldn't stomach them!
Onları kustum çünkü onları sindiremedim!
I've fouled myself and vomited.
Sefil bir haldeyim ve kustum.
First time I tried it I vomited.
İlkinde, yediğimi kusmaya çalıştım.
I saw him behind this bush over here, he had vomited.
Onu şu çalının arkasında gördüm. Kusmuştu.
- Vomited on herself, track marks.
- Üzerine kustu, iğne izleri var.
Vomited three times en route.
Yolda üç kez kustu.
They vomited, urinated and defecated themselves.
Kusuyor, idrar ve gaita kaçırıyorlardı.
I vomited in my hair.
Saçımın üzerine kustum.
You worshiped the ground he vomited on.
Onun kustuğu yere dua ettin.
That day, do you know why you vomited suddenly?
O gün, birden bire neden kustuğunu anlamadın mı?
Well, my head spun around and I vomited split pea soup.
iyi, başım dönüyor ve çorbayı kustum.
- He vomited.
- Kustu.
He vomited after I gave him ibuprofen.
Ona ibuprofen verdikten sonra kustu.
- He only vomited once.
- Sadece bir kez kustu.
- He vomited, I gave him fluids.
- Kustu. Ona sıvı verdim.
He vomited.
Kusmuş.
Who vomited on...
Kim kustu?
He vomited.
Doğru.
Trespass against us... and lead us not into temptation... but deliver us from evil... for thine is the power... and the glory forever... sight to idols... nor make gods of thyself... for the land will vomit you up... for defiling it... as it vomited up nations before thee!
Sen de bizi bağışla... Günahı bizden uzak tut. Bizi acıdan kurtar.