Vouchers translate Turkish
166 parallel translation
You will tell the owner of the Antler bar to present his claim to the paymaster, who will make the proper deductions from the vouchers of Sergeant Merry, Deal and Barrett.
Antler Bar'ın sahibine söyle mutemede taleplerini iletsin, o da, Çavuş Merry, Deal ve Barret'ın maaş hesaplarından ilgili, kesintileri yapsın.
Here are the vouchers.
Harcamalar burada kayıtlı.
- No luncheon vouchers?
- Yemek fişi?
That's a wrap! Homeless, go home! Turn in your vouchers!
Hayır, sadece düşündüm ki, Palm Springs polisinin, dün gece bu lastikleri satın aldığınız onarım mağazasını belirlediklerini ve söylediklerinizin her parçasını onayladıklarını bilmek istersiniz.
Cover the Bayonne vouchers
Bayonne bonolarını piyasaya sürelim.
Fake vouchers!
Sahte bonolar.
I'll cover all the Bayonne vouchers...
Bu tüm Bayonne senetleri kapatır...
Three million in unpaid vouchers, Alex...
Geri ödenmemiş borç senetleri tutarı 3 milyon alex...
Exactly when he started... the Bayonne Loan Office operation... flooding France with fake vouchers
Banker Bayonne operasyonu... o zaman başlamıştı. Sahte bonolar Fransa'yı adeta boğmuştu.
Because the vouchers are fakes!
Çünkü o senetler sahte.
I was in a worse spot than this... when I invented the Bayonne vouchers!
Bayronne tahvillerini icat ettiğimde Bundan daha kötü... durumlarla karşılaştım.
We duplicated vouchers...
Tahvillerin kopyasını yapıyorduk...
I put some vouchers on your desk to sign.
Masanıza imzalanacak bazı fişler koydum.
Beds booked in advance, meals paid with vouchers... cautious jaunts in hired cars, suitcase crammed with Kaopectate.
Yataklar önceden ayırtılmış, yemeklerin paraları ödenmiş... kiralık arabalarla tedbirli gezintilere çıkılmış, bavullar merhemlerle tıka basa doldurulmuş.
Then, you get to buy vouchers, which you take to a place that sells...
Sonra, senetleri alırsın, şey satan yere götürmek için...
I haven't found a gambling den yet that didn't depend on military pay vouchers to keep its doors open.
Henüz kumarhaneyi bulamadım. Bundan dolayı, kapılarını açmaları için askeri ödeme kuponuna gerek yok.
I haven't found a gambling den yet that didn't depend on military pay vouchers to keep its doors open.
Kapılarını açık tutmak için askeri ödeme vekilleri olmayan bir kumarhaneye şimdiye kadar hiç rastlamadım.
"Various appropriate requisition forms, documents and vouchers." "And all technical equipment pertinent to the completion of the study."
"Talep formları, dokümanlar ve makbuzlar ve bütün teknik ekipman, kullanıma hazır hale getirilecek."
Only trouble is, I can't stamp your card to give you luncheon vouchers.
Tek sorun, sana yemek kuponu vermek için kartını damgalayamam...
You'll use up all your help vouchers :
Bütün D-90 yardım kuponlarınızı bitireceksiniz.
He writes vouchers.
Fiş yazar.
But you use it now, and next year when the new money come... you write all the road vouchers... but the road already finish.
- Hayır efendim ama şimdi kullanın. Gelecek yıl yeni para geldiğinde yol harcama makbuzlarını verirsiniz ama aslında yol bitmiş olur.
Lift tickets and condo vouchers.
Telesiyej biletleri ve kuponlar.
Tate said to leave the money vouchers with him.
Makbuzları Tate'ye bıraktım.
Those vouchers are every bit as good as latinum.
O senetler de en az latinum kadar iyiler.
Those vouchers are only good at your bar.
Bu senetler sadece senin barında geçerli.
How many vouchers do you have again?
Kaç tane senedin vardı?
Alright. I'll send those vouchers to you.
Pekala, o senetleri sana yollayacağım.
I'm out of vouchers, but I have petty cash.
Kuponum kalmadı, ama nakit var.
Me and your mama, we spent the whole day in line securing'rent vouchers, and we could both use a little consideration!
Ben ve annen, bütün günümüzü kira seneti için harcıyoruz. Ve her ikimiz de biraz saygıyı hak ediyoruz!
This fellow might be in's time a great buyer of land with his statutes, his recognizances, his fines his double vouchers, his recoveries.
Şu adam belki zamanında belki büyük bir arsa alım, satıcısı ilamlar, senetler, ipotekler, intikal muameleleri, temliknamelerle yaşardı.
Will his vouchers vouch him no more of his purchases and double ones too, than the length and breadth of a pair of indentures?
Çifter çifter sağlama bağladığı kefiller, kefaletler elde ettiği bunca topraklardan iki senetlik bir yerden fazlasını sağlamış olmayacak mı ona?
Jerry's got vouchers.
Jerry'de kupon var.
- Betting vouchers.
- Bahis biletleri.
- Do you take student meal vouchers?
- Siz yemek fişi kabul ediyor musunuz?
- I have meal vouchers.
- Yemek fışim var,
I have food and housing vouchers for the displaced. - Oh, I'm sorry, sister.
Evsiz kalanlara yiyecek ve barınma fişi getirdim.
Either way vouchers.
Her halükarda kuponlar.
- I can't bug her house on luncheon vouchers.
- Evine böcek falan yerleştiremem ki.
This will be a top secret mission requiring unlimited funds, sophisticated weaponry with a license to kill, and luncheon vouchers for good restaurants.
Bu, sınırsız fon gerektiren gizli bir görev olacak. Öldürme ruhsatı olan ince silahlarla ve iyi restoranlardaki öğle yemeği makbuzları ile çalışacağız.
And my mother got me one of those mall vouchers.
Annem bana bir hediye çeki aldı.
Club-Med sent us free Cheju vacation vouchers
Club-Med bize Jeju adasında bedava tatil biletleri gönderdi.
I specifically said I wanted vouchers, so... annoying.
Özellikle hediye çeki demiştim, o yüzden... sinir bozucu.
These are food vouchers.
Bunlar yemek makbuzları.
Breakfast is on the house, these are vouchers for free tennis lessons, complimentary skin exfoliant, seaweed body wrap and facial scrub, located in the spa on the club level.
Kahvaltı bizden. Bunlar da ücretsiz tenis dersleri için kuponlar. Eşantiyon cilt yenileyici deniz yosunu kuşağı ve yüz fırçanız.
Medicare, Unemployment, rent vouchers, vocational training.
Tıbbi destek, işsizlik sigortası, kira senetleri, mesleki eğitim.
- Rental vouchers will cover it.
- Kira senetleri, bunu karşılayacaktır.
Boss, can you sign these overtime vouchers?
Patron, bu fazla mesai fişlerini imzalayabilir misin?
Five vouchers win the jackpot.
Çark dönüyor!
Goddamn! They went to the public records, got vouchers we requested for withdrawals.
Amerikan halkına şimdiye dek dayatılmış en büyük yalanlardan birini.
Vouchers for the canteen.
Kantin fişleri.