English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ V ] / Vulnerability

Vulnerability translate Turkish

369 parallel translation
Jules conquered me with his generosity... his innocence, and his vulnerability.
Jules'ün cömertliği, masumiyeti... ve kırılganlığı beni büyüledi, fethetti.
We would not have let him intercept you had we realised your vulnerability.
Eğer savunmasız olduğunuzu bilseydik yolunuzu kesmesine izin vermezdik.
But when you consider the vulnerability of Venice... with its lagoons and its scirocco....
Ancak Venedik'in kıyı gölleri ve sirokosu ile... nasıl savunmasız olduğu düşünülürse...
They wanted to make a miniature one, but anticipated demonstration of the vulnerability of Japan in relation to one it has attacked aerial e had been entirely successful.
Saldırının amacı bir işaret fişeği çakmak, bundan da öte Japonya'nın havadaki zafiyetini göstermekti. Bunda tümüyle başarılı oldular.
They aim unswervingly at your area of maximum vulnerability... which is, I suppose, as good a way as any of describing Margaret.
Hiç sapmadan sizin alanınızdan maksimum derecede faydalanmak isterler... tıpkı, tahminimce Margaret'i en iyi şekilde tanımladığı gibi.
So vivid, real. Vulnerability, Miss Zielinsky.
Duyarlılık bayan Zielinsky.
Use your vulnerability.
Kırılganlığını kullan.
when I saw your eyes, your impatience and your vulnerability,
... gözlerindeki sabırsızlık ve kırılganlığı,
He mentions it because there is a difference, owing to the class structure within the ghetto, in vulnerability to starvation.
Aydınlar sınıfından neden özel olarak bahsediyor? Bahsediyor çünkü gettodaki sınıf yapısına binaen açlığa karşı savunmasızlık konusunda aralarında fark var.
Alright, gentlemen, your theories on this sudden vulnerability in our systems.
Tamam, beyler, sistemimizdeki bu ani kırılganlık ile ilgili teorileriniz?
That's his vulnerability.
Zayıf noktası bu.
Your vulnerability is.
Savunmasızlığın.
It shows that girlish vulnerability of yours.
Kız gibi savunmasız halini gösteriyor.
The poignant vulnerability of her slender wrist?
Narin bileğinin dokunaklı kırılganlığı mı?
She's found a vulnerability in you, something I've looked for for years.
Sende savunmasız bir yer buldu, benim yıllardır aradığım bir şeyi.
It would reduce your vulnerability to an attack.
Bu bizi bir saldırıya daha savunmasız kılacaktır.
Don't be afraid of your vulnerability.
Yaralanacağın aklına gelmesin.
And that of his vanity and to a certain his vulnerability.
Kendini beğenmişliği ve bir yere kadar savunmasızlığı da öyle.
You think you can play on my vulnerability, huh?
Sen benim güvenlik açığım ile oynayabieceğinii sanıyorsun?
I sense great vulnerability a man-child crying out for love an innocent orphan in the postmodern world.
Çok büyük bir incinebilirlik, sevgi için yalvaran bir çocuk-adam, postmodern Dünya'da masum bir öksüz seziyorum.
Our unity is its vulnerability.
Bizim birliğimiz onun zayıflığıdır.
A child might represent vulnerability.
Bir çocuk savunmasızlığı temsil edebilir.
Maybe there's a vulnerability we don't know about.
Belki de bilmediğimiz zayıf bir noktaları vardır.
It communicates an implied vulnerability.
Bu zayıflık işaretidir.
They'll have two seconds of vulnerability.
İki saniye savunmasız kalırlar.
Try not to let my vulnerability become a factor here.
Şu anki hassasiyetimi göz önüne almamaya çalış lütfen.
A sense of vulnerability, a sense of invasion... urban angst, where you feel...
İncinebilirlik hissi, şehirsel depresyon... istila hissi, hissettiğin yer...
Joy is vulnerability.
Eğlence, güvenlik açığıdır.
The window of vulnerability is very small.
Çok kısa bir süreliğine korumasız olacağız.
Sometimes strength masks vulnerability.
Bazen o güçleri, hassasiyetlerini gizler.
Because at the end of that road is a cul-de-sac of vulnerability.
Çünkü yolun sonunda savunmasız kalacağın çıkmaz bir sokak var.
- "Cul-de-sac of vulnerability"?
- Savunmasız kalacağım çıkmaz sokak mı?
In my analysis of our first encounter, I have detected what I believe to be a vulnerability in their shield configuration.
İlk karşılaşmamızda yaptığım analizlere göre, kalkanlarının birleşiminde hassas bir yer tespit ettiğime inanıyorum.
So far, I'm not detecting the same vulnerability in their shields this time, Captain.
Bu sefer, arka kalkanlarında herhangi bir zayıflık tespit edemiyorum, Kaptan.
I know every vulnerability, every blind spot.
Her türlü hassas noktasını her kör noktasını bilirim.
In a way, our vulnerability is what this is all about.
Bir şekilde zayıflığımız, bütün bunlar hakkında.
Each loss is a new vulnerability... wouldn't you say?
Her kayıp, bir zayıflık.. öyle söylemediniz mi?
The one possible vulnerability I remember is in the thoron shock emitter.
Toron şok emicilerinde, bir zayıflık olduğunu daha hatırlıyorum.
He saw vulnerability, and he took advantage of it.
Savunmasız olduğunu gördü ve bunu kullandı.
But I see that vulnerability as a weakness.
Ama ben bu savunmasızlığı zayıflık olarak görüyorum.
These shorties are a businessman`s limited liabilities because of their limited vulnerability to legal sanctions.
Bu ufaklıklar bir isadamına sınırlı sorumluluk sunuyor... ... cünkü hukuki ceza alma yaşında değiller.
The Extraterrestrial Vulnerability Experiment... has one central goal :
Bu dünyadan olmayan, incinebilir. Deneysel bir ana amacı var :
Whenever she comes to me in need, I find her vulnerability desirable.
Ne zaman yardım istese onu çekici buluyorum.
Try not to let my intense vulnerability become a factor.
İncinme olasılığım sakın kararını etkilemesin ama...
She also had a kind of vulnerability that made her... quite endearing.
Aynı zamanda onu çok savunmasız kılan bir özelliği var... şefkat.
The Goa'uld usually send an advance scout..... to determine a planet's worth and vulnerability.
Goa'uldlar önce gezegenin değerini ve...... savunmasını öğrenmek için bir gözcü yollar....
You must know "the habits of the enemy," "the anxieties and fears," to determine vulnerability.
Düşmanın zayıf noktalarını tesplt edebilmek için, - - Alışkanlıklarını, endişelerini ve korkularını bilmek zorundasınız.
Vulnerability.
KırıIgan.
As usual, James'classmates, aware of a writer's vulnerability offered their sensitive, gentle opinions.
Her zamanki gibi, bir yazarın hassasiyetinin bilincinde olan... James'in sınıf arkadaşları nazikçe fikirlerini belirttiler.
Well, I used to be, and I was good but once you start admitting vulnerability on the merits you're sunk.
Eskiden öyleydim ve çok da iyiydim ama bir kez değerlerin zedelenmesine izin vermeye başlayınca işiniz bitiyor.
In light of our vulnerability to surprise attack, we can't let them know that there are only five of us up here.
Sürpriz atakla karşılaşma durumuna karşı, bizim sadece beş kişi olduğumuzu bilmemeleri gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]