Vérité translate Turkish
35 parallel translation
Are you totally ignorant of cinéma vérité?
Cidden cinéma vérité diye bir şey duymadın mı?
Cinéma vérité is just an excuse to follow little girls into the ladies room.
Cinéma vérité sadece küçük kızları tuvalete kadar takip edebilmek için bir bahane.
Pas tant d'histoires. II fast dire la vérité.
Hikayeyi uzatma.
C'est la vérité, mon ami.
Çok haklısın, dostum.
I think a lot of film historians was not capable of measuring the impact plan and so script cinéma verità in the interpretation of the story.
Birçok sinema tarihçisinin görüş birliğine varamadığı şey... mizansenin cinéma vérité'nin öykü anlatım tekniği üzerindeki etkisinin ne olduğudur.
What's cinéma verità, if there is no lack of performances?
Aslında cinéma vérité, sahnelemenin olmadığı bir sinema anlayışıdır.
It's called cinéma verità.
Buna cinéma vérité deniyor.
Let's go cinéma-vérité, documentary style, you are there.
Gerçek çekimlere, belgesel çekimlerine doğru ilerleyin ve buradasınız.
Because we grew up in the cinéma vérité period of documentary filmmaking... it was a marked influence on how we work.
Belgesel Sinemanın "cinéma vérité" zamanında yetiştiğimiz için.. Nasıl çalıştığımız çok önemliydi.
But I'm capturing the vérité of life at sea.
Fakat ben deniz hayatının ruhunu yakalıyorum.
Et ça, c'est la vérité.
Doğru değil mi?
Like we made the same promises every time
Mais qu'est-ce que cet homme t'a fait Même si la vérité m'effraie
How long does this generally go on for, these cinema vérité masterpieces of yours?
Bu sizin sinema şaheseriniz genelde ne kadar sürüyor?
His last film, La Vérité with Brigitte Bardot had won a prize at Venice.
Brigitte Bardot'nun oynadığı son filmi Hakikat'le Venedik Film Festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü almıştı.
Cinéma vérité.
Gerçek sinema.
- Okay, but sometimes, even then, the agent and manager explain it, and then, you gotta tell us now, because this film, the way we're gonna shoot's gonna be very verite.
Tamam ama bazen öyleyken bile repetitör ve menajer durumu anlatıyor ve sonra... Bize şimdi söylemelisin çünkü bu filmi çekeceğimiz tarz oldukça vérité tarzı olacak.
It's just that a certain... vérité had to be established.
Ancak bir şekilde hakikatin ortaya çıkarılması gerekiyordu.
For "cinema'verite" it wasn't bad.
"Gerçek sinema" için fena değilmiş.
Probably a Chateau Verite.
Muhtemelen bir Chateau Verite.
... then a few interviews, cinema verite, but that's old hat.
... sonra bir kaç görüşme, sinema kritiği, ama eski moda.
Vérité.
İyi fikir.
This is cinema verite.
- Hayır Bart! Kabus görürüz sonra!
Commercialism masquerading as verité.
Gerçek diye yutturulmaya çalışılan ticari sinema.
This is cinema verite.
Amatör kamera çekimi.
It's cinema verite.
Bu sinema gerçeği.
- -the elements that give the genre its characteristic traits, Iike cinema verite,
... tarz kendini veren elementler sinema'nın türü gibi karakteristikdir,
How about the Verite Cabernet?
Verite Cabernet alır mısınız?
CINEMA VERITE, THE CINEMA OF TRUTH.
Gerçek sineması, gerçeğin ta kendisiydi.
Dziga Vertov, Cinema verité...
Dziga Vertov, Cinema verité...
It has to be edited... with a touch of fresco, a touch of Renoir... a pinch of cinema verité...
Bir fresk ile, bir Renoir dokunuşu ile yani biraz sinema efektiyle yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Okay, cinema verité.
Pekala. Sinema.
I was doing radio verite.
Gerçek radyoculuk yapıyordum.
We have here La Verite.
Bu La Verite.
Cinema verité.
Gerçek sinema.
Libérer a verite a.
Libérer a verite a.