English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ X ] / Xeno

Xeno translate Turkish

31 parallel translation
And, of course, Xeno is good too.
Zeyna da güzel isim tabii.
You're right. I'm not a xeno-archeologist. But my wife was.
Ben yabancı arkeologu değilim ama eşim öyleydi.
Any good xeno-archaeologist would have recognized it... and any decent one would have mentioned having found it.
İyi bir yabancı arkeologu bunu hemen fark ederdi dürüst bir arkeolog da bulgularından bahsederdi.
- It's called xeno-transplantation.
- Buna doku nakli denir.
Yes, he is... but we're going to need a xeno-archaeologist and linguist. And he knows his stuff.
Evet, Aynen öyle... ama bir dilbilimciye ve arkeoloğa ihtiyacımız var ve O işini iyi biliyor
No, no Greek. No Greek! A xeno!
Hayır, değil.
A xeno with a big long hairs... - On top of his head!
Aksine, kafasının üzerinde büyük uzun saçları olan birisi.
My daughter engaged to a xeno.
Kızım herhangi biriyle nişanlandı.
My daughter... gonna marry lan Miller. A xeno with a toast family.
Benim kızım Ian Miller ile evlenecek, kızarmış ekmek gibi bir ailenin çocuğu.
We call them Zenoes.
ona Xenoıs diyoruz.
Getting too much interference. satellite intel is compromised. Tracking multiple Zenoe clusters in the area... mostly centered at...
Çok fazla parazit var görünüşe göre orada birden fazla Xeno var.
- Have Xeno saddle my horse.
- Xeno atımı eyerlesin. - Efendim!
- Xeno Fenner.
- Xeno Fenner.
Xeno Fenner?
Xeno Fenner mi?
- Did something happen to Xeno?
- Xeno'ya bir şey mi olmuş?
What happened to Xeno?
Xeno'ya ne olmuş?
I guess when working conditions improve, they let Xeno outta jail, we'll be able to find those seals.
Galiba çalışma koşulları iyileşip Xeno hapisten çıkarılırsa, o mühürleri bulabiliriz.
Well, I think that if we at least release Xeno and start talking to them about improving working and living conditions, that the protest will go away.
Eh, en azından Xeno'yu serbest bırakıp, onlarla çalışma ve yaşama koşullarını geliştirmek hakkında konuşmaya başlarsak, karşı çıkışları azalacaktır.
I'm gonna go check on Cabott and Xeno.
Cabott ve Xeno'ya bakacağım.
It's like Xeno's paradox.
Zeno'nun Paradoksları gibi.
That's Xeno.
Bu Xeno.
Okay, because I can't have my kids waking up and finding Xeno in the kitchen.
Çünkü çocukların uyanıp Xeno'yu mutfakta bulmasını istemiyorum.
I dragged my so-called bony ass out of bed and left my kids home with a tattooed man named Xeno who is probably scaring the crap out of them right about now!
Çocuklarımı dövmeli Xeno adında bir adamla bıraktım. Şimdi onların ödünü koparıyordur.
In the meantime, I'm gonna send Xeno to your house just in case Coogan's "friends" are considering a repeat performance.
Bu arada Coogan'ın arkadaşları yeniden gelmeye kalkarsa diye Xeno'yu sana göndereceğim.
I got this, Xeno.
Ben bu işi hallederim, Xeno.
Yo, I got this, Xeno.
Bunu hallederim, Xeno.
You remember Xeno.
- Xeno'yu hatırlarsın.
Xeno, shut off all the lights.
Xeno, ışıkları kapa.
His work on xeno-metals was my favorite book in high school.
Lisede en sevdiğim kitap, Kseno metalleri üzerine çalışması olan kitaptı.
The fragment is of a radioactive Xeno mineral
Taş parçası, radyoaktif Xeno minerali içeriyor.
Oh. Xeno says they're gone - - the reporters.
Xeno, gittiklerini söylüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]