Y'ever translate Turkish
4,122 parallel translation
But nobody ever goes to bed middle-aged and wakes up and says'I'm old.'
Ama orta yaşlı biri uyumaya gidip de sabah kalktığında.. ...'Yaşlıyım'demez.
By the commission, is unclear whether we will ever have answers as to what caused this disaster...
... kurul tarafından, belirsiz bu felakete neyin yol açtığı ile ilgili cevaplar alacak mıyız...
D'you ever wonder why I'm 30 and still live with my mom?
30 yıldır neden annemle yaşadığımı hiç sormadın.
You ever heard of Intelligentsia?
Intelligentsia'yı duydun mu?
Can we ever leave together?
Hiç beraber ayrılamayacak mıyız?
No, she's not exactly on my Christmas card list if that's what you're asking, but when I made detective, she tried to be an informant, and I emphasize "tried" because the most she ever got was 20 bucks for ratting out a tagger.
Eğer onun yılbaşı listemde olup olmadığını soruyorsan hayır değil, ama dedektiflik yaptığımda, muhbir olmaya çalışmıştı, ve "çalışmıştı" yı vurgululadım çünkü birini ispiyonladığı için sadece 20 dolar almıştı.
Billy was afraid that her body would wash up, So he enlisted an accomplice to take the remains and dump them where nobody would ever look.
Billy ceset kıyıya vurur diye korkmuş, kalanları alması için bir ortak bulmuş, ve kimsenin bakmayacağı bir yere attırtmış.
I got you something so fantastic this year, mark my words, you're gonna say, it is the best gift you have ever been given.
Bu yıl sana o kadar muhteşem bir hediye aldım ki,... bahse girerim bugüne kadar aldığım en iyi hediye olduğunu söyleyeceksin.
But the countless years passed in futility, and the blood queen began to lose all hope that she might ever find the virgin she was searching for.
Boşa geçen yıllar kanlı kraliçenin umudunu kırmıştı. Aradığı bakireyi asla bulamayacağını düşünüyordu.
In the box is the key to every object, scroll, spell ever collected for thousands of years under one roof.
O kutu bir anahtar. Her obje, parşömen, büyü binlerce yıldır toplanan her şey bir çatı altında.
Have you ever moved to the woods for a whole year to work on your relationship, only a month in you missed your TV more than you thought?
Bir düşünün hiçliğin ortasına taşındığınızı ilişkinizi canlandırmak için, tam bir yıl orada kaldığınızı,
Unfortunately, I will never, ever hold a snake, so I'm just gonna have to go with Ando.
Maalesef,... asla bir yılanı tutamam,... o yüzden Ando'yu seçiyorum.
You ever notice how guys with mustaches always look like they just fingered a little girl?
Bıyıklı adamların küçük bir kızı sanki daha yeni parmaklamış gibi göründüğünü fark ettin mi?
We have to get "Best Song Ever."
"En İyi Şarkı"... ödülünü almalıyız.
You ever had a taco so good you saw God?
- Böylesi bir taco yemiş olsan Tanrıyı görmüştün.
Ever hear of a place called, uh, Caracara?
Caracara'yı duydunuz mu hiç?
I'm captain of the squad, so it's pretty much gonna be the best year ever.
Ben de kaptanım. Bu açık ara farkla gelmiş geçmiş en iyi yıl olacak.
Am I ever going to meet your family?
Hiç ailenle tanışacak mıyım?
We have to separate what happened to Dawn, and as tragic as it is, no one wants to ever see it happen again.
Dawn'ın başına geleni ayrı tutmalıyız. Son derece trajik ve kimse bunun tekrarlanmasını istemiyor.
If Detective Friedman had ever found it, she would have pinned it all on Bruce.
Eğer dedektif Friedman bunları bulsaydı her şeyi Bruce'un üzerine yıkacaktı.
I don't know if anyone's ever told you this before, McGee, but you are the most helpful person when it comes to clipboard-y type situations.
Daha önce bunu sana söyleyen oldu mu bilmiyorum ama McGee, iş bu not panosu olaylarına geldi mi, sen dünyanın en yardımsever insanısın.
No one ever said a 60-year relationship would be easy, right?
Hiç kimse 60 yıllık bir ilişkinin kolay olacağını söylemedi, değil mi?
No one's ever mentioned that. I must have heard it somewhere.
Bir yerden duymuş olmalıyım.
We ever gonna talk about this?
- Bu konuyu konuşacak mıyız?
That's been posited for years, but no one's ever fired one successfully.
Bu yıllardır dile getiriliyor ama kimse ateşlemede başarılı olamadı.
I'll make sure you never live to see the outside of a prison ever again.
Bir hapishaneden bir daha dışarıyı göremeyeceğinden emin olurum.
I didn't join with you at great cost to any hopes I have of ever going home so that you could send me a ship with little chance of ever reaching my shores.
Seninle sırf kıyılarıma ulaşma şansı çok az olan bir gemi gönderesin diye eve dönüş umutlarımız pahasına işbirliğine girmedim ben.
So now he has to sneak out of here like the sneakiest little sneaky sneak you ever saw. And I'm his helper.
Bundan böyle en minicik görebileceğiniz en sıvışık sıvışmayı yapması gerekecek ve bende yardımcısıyım.
In the box is the key to every object, scroll, spell ever collected in a thousand years under one roof.
Bu kutu binlerce yıldır toplanmış eşyalar, büyüler ve parşömenlerin olduğu yerin anahtarı.
And I am willing to forget that this ever happened if you assure me that you can tame your childish nonsense and accord me some respect.
Bu çocuksu hareketlerine çeki düzen vereceğinin ve bana saygı göstereceğinin garantisini verirsen bu yaşananları unutmaya razıyım.
I wonder if this is the worst moment of my life this year or if it's the worst moment ever.
Acaba bugün yılın en kötü günü mü yoksa hayatımın en kötü günü mü?
I think we both know, if I had money, I'd be the biggest festering heap of human waste that ever lived!
İkimiz de biliyoruz ki eğer param olsaydı gelmiş geçmiş en büyük cerahatli bok yığını olurdum!
Well, my mom used to make me practice signing my autograph in case I ever became a movie star.
Annem bana, film yıldızı olursam diye imza provası yaptırırdı.
Because I lived there for 15 years, and nothing bad ever happened to... damn it!
Çünkü orada 15 yıl yaşadım. Ve hiç kötü bir şey olma- - Lanet olsun!
Please remind me of the last time someone stopped Nikki from doing anything, ever.
Nikita'yı en son kimin durdurabildiğini hatırlatır mısın, lütfen?
Now, in all my years of home invasion, no one ever said to me, " Please, don't shoot me, mister.
Şimdi, haneye tecavüz yıllarımda, kimse çıkıp da " Lütfen beni vurmayın bayım.
I wanna be prepared for this day, if it ever happens.
O gün geldiğinde hazırlıklı olmalıyım.
One of their top scientists, a rising star - six figure salary, use of a private jet - you ever been on a private jet?
En gözde bilim adamlarından biri, yükselen bir yıldız, 6 rakamlı bir maaş. Özel jet kullanırdım. Hiç özel jetin oldu mu?
Would you ever use a snake to make an example of someone?
Örnek olsun diye bir yılan kullanır mıydınız?
Now let's pray and, as we pray, let's think about Christina, her ever present smile and that...
Şimdi dua edelim ve Christina'yı, onun güzel gülümsemesini -
I'll fucking split your mouth, if you ever say my name again.
Eğer bir daha adımı ağzına alırsan senin ağzını yırtarım.
And then again, hundreds of years later, on the night that your parents were killed- - on that night, Claudine managed to blast him into a dark realm where he's been ever since.
Tekrar, yüzlerce yıl sonra ailenizin öldürüldüğü gece Claudine onu şimdiye kadar bulunduğu karanlık aleme göndermeyi başardı.
It costs just as much to restore it as what's used to destroy it, so we've got to put in more than we can ever get out in a load with such a squirrely circuit and that's the only kind of circuit we've used in power systems since day one.
Onu yok etmek için harcanan enerji, onarmak için harcanan kadar. Bu yüzden bu tuhaf devre ile, tek yüklemede ondan... alabileceğimizden daha fazlasını koymalıyız. Ve bu ilk günden beri enerji sistemlerinde kullandığımız tek devre.
You never, ever utter the name Porter again, or I promise, I will take a wrecking ball to every bit of this pathetic excuse for a life you've chosen.
Yoksa sana yemin ederim, yaşamayı seçtiğin bu acınası hayatı başına yıkarım.
It was a bad idea living with band mates, and they've been messing with me ever since I started playing with you and J.T.
Ses kontrolü 3.00'ten önce başlamayacak. Hayır, buradan uzaklaşmak oraya gitmek istiyorum, anlıyor musun? - Buradaki işime odaklanmalıyım.
You don't get to lecture her about the distinction between doing and thinking. You know, all I've ever seen you do is think. Whatever crap you got going on with Rayna,
Diyorum ki, belki de sineye çekip orada kalmalıyım, anlıyor musun?
Yoo Gun, who used to get into so many fights ever since middle school... becomes a homicide detective, with the help of Lieutenant Ha.
IRIS II Ortaokul yıllarından beri birçok kavgaya karışan Yoo Gun onun için bir baba gibi olan teğmen Ha'nın izinden giderek bir polis oldu.
And you can have all the success you've ever wanted...
Sen de hep istediğin o başarıyı elde edersin.
The only thing you ever sacrificed were years you could have shaved off your sentence if you had rolled on your friends when you got arrested.
Tek feda ettiğin şey tutuklandığında eğer arkadaşlarını ele verseydin cezandan kesilecek olan yıllardı.
In all your years of racing, have you ever seen such a fine RV as this?
Tüm yarış yılların boyunca, bunun kadar güzel bir karavan gördün mü?
Uh, well, uh, JT and I checked out every antique buyer who ever bid on one of these kinds of weapons...
Aslında, JT ve ben bu tür silahların açık artırmasına girebilecek her antikacıyı kontrol ettik...