Y'know translate Turkish
27,469 parallel translation
We, uh, we wanted to know if you knew Martha Johnson.
Martha Johnson'ı tanıyıp tanımadığını öğrenmek istiyorduk.
I want it all to change, but... I don't know how to do that without death and destruction and violence and hurting the people that I love.
Her şeyin değişmesini istiyorum, fakat bütün bunları ölüm olmadan yıkım ve şiddet olmadan, sevdiklerimi incitmeden nasıl yaparım bilmiyorum.
You know, that pile on my desk is for you, by the way.
Masamdaki yığıntı senin, bu arada.
I don't know about that, but, um... maybe we could go out again sometime?
Onu bilmiyorum, ama... Belki de seninle tekrar dışarı çıkmalıyız.
You know, I must've left it in my coat pocket, which is back at work.
İş ceketimin cebinde unutmuş olmalıyım.
You've been a cop five years today, and I know how much that means to you, so... congratulations, I am very proud of you.
Beş yıldır polissin ve bunun senin için önemini biliyorum o yüzden tebrikler. Gurur duyuyorum seninle.
If I know Amelia, it won't happen again until it does.
Amelia'yı tanıyorsam bir süre bir şey olmayacaktır.
Y... You know what? Just think about it.
Bu konuyu düşünmenizi istiyorum.
Oh, and how well would you say you've gotten to know Sofia in the few months that you've spent together, Dr. Blake?
Birkaç ayda beraber geçirdiğiniz zaman içinde Sofia'yı ne kadar iyi tanıdığınızı düşünüyorsunuz Dr. Blake?
You know, you weren't there when Ella's forensic report pointed us at Roberta.
Ella'nın raporu bize Roberta'yı gösterdiğinde yanımızda değildin.
I know that Seth Branson is not a good guy, but don't do that to yourself.
Seth Branson'ın iyi bir adam olmadığını biliyorum ama kendini böyle yıpratma.
Y-You know, kids.
Anlarsınız ya, çocuklar.
That's fascinating because, according to scientists, it was an asteroid or a comet that hit the ground and what it did, you know, a massive explosion, created this big meteorite crater.
Bu çok çarpıcı çünkü bilim insanlarına göre bir asteroid veya kuyruklu yıldız yere çarpmış. Şiddetli bir patlamayla bu büyük krateri meydana getirmiş.
We know from contemporary Maya that there is a celestial heart.
Modern Mayalardaki yıldız kalbi kavramını biliyoruz.
We know that they were very aware of three primary stars, so the Maya were able to replicate that pattern with these three stones in these three structures and that is replicated over and over and over again.
Bu üç temel yıldızdan haberdar olduklarını biliyoruz. Mayalar o dizilimi bu üçlü yapılarda tekrarlayabilmiş. Bu dizilim tekrar tekrar karşımıza çıkıyor.
You lie all the time. You have worked here for 20 years, you know what happens!
Hep yalan söylüyorsun. 20 yıldır burada çalışıyorsun, olup biteni biliyorsun!
You said you didn't know anything about the family 20 years ago.
20 yıl önceki aile hakkında bir şey bilmediğini söylemiştin.
Well, I thought... you know, y-you're welcome to hang out... like friends do.
Düşündüm de... Takılmak için gelin istedim, arkadaşların yaptığı gibi.
You know, I was born in the wrong decade.
Yanlış on yıllık arada doğmuşum.
Maybe I'll call hertz rent-a-car first, just let them know I'm not coming in tomorrow.
Belki de önce Hertz oto kiralamayı aramalıyım yarın gelemeyeceğimi onlara bildirmeliyim.
I know Hannah.
Hannah'yı tanıyorum.
I know I should find my own place to live and stop imposing on you guys.
Biliyorum kendime yaşayacak bir yer bulmalıyım. Size daha fazla yük olmamam gerek.
Cameron's gone off the deep end and I don't know what to do.
Cameron daha da fazla balataları sıyırdı ve ben ne yapacağımı bilemiyorum.
You know, if he was kept off the grid for 40 years, how did he even know that you were the one who killed his son?
Kırk yıldır ortalıklarda gözükmeden oğlunu öldürenin sen olduğunu nasıl öğrenmiş?
You know, when I first lost Malia, as you might imagine, I was in a... pretty dark place.
Malia'yı yeni kaybettiğimde tahmin edersin, çok kötü bir haldeydim.
You know, if a stranger was to pass by this room, they'd get the impression you two boys were a couple of rock stars.
Kapıdan geçen biri rock yıldızı olduğunuzu düşünür.
Can't we start him back up? I don't know... make him sit too close to the microwave or something?
Bilmem ki... belki de onu mikrodalgaya yakın falan oturtmalıyız?
- I needed to know. Was I ever gonna find my one true love?
Bilmek istiyorum gerçek aşkımı bulacak mıyım?
No. I definitely think we should,'cause you never know.
Kesinlikle yapmalıyız, çünkü hiç tanımıyorsunuz.
You know, we shouldn't be doing this at all.
Biliyorsun, aslında bunu hiç yapmamalıyız.
I didn't know about it for all these years. All of a sudden, he has a brother.
Benim yıllardır haberim yok, bir de öğreniyorum ki abisi varmış.
Did you know that this dinner has been thrown annually for over 200 years?
Bu etkinliğin 200 yıldır geleneksel olarak düzenlendiğini biliyor muydun?
But if there is even a chance then we have to know.
Fakat en ufak bir ihtimal bile varsa işimizi şansa bırakmamalıyız.
We both know the level of destruction I can cause.
Yaratabileceğim yıkımı ikimiz de biliyoruz.
I know it's a little early, but you're gonna try on thousands of dresses before you find the perfect one, so we may as well start now.
Biliyorum şuanda çok erken, ama sen en güzelini bulana kadar binlerce gelinlik deneyeceksin. Bu yüzden suanda başlamalıyız.
And for all you know, the last 200-plus years that I spent in that vault has changed me for the better.
Ve bilin diye söylüyorum mahzende geçirdiğim son 200 küsür yıl beni değiştirdi.
We have to find someone connected to Marco and Charlotte that didn't know Jimmy the Carpenter's dead.
Marco ve Charlotte'u tanıyan ama Marangoz Jimmy'nin öldüğünü bilmeyen birini bulmalıyız.
We barely know Leila.
Leila'yı tanımıyoruz bile.
I don't know if you'll get this tomorrow or, uh, 30 years from now, but I want you to know the truth.
Bu eline yarın mı ulaşır yoksa 30 yıl sonra mı bilmiyorum ama gerçeği bilmeni istiyorum.
Detective, for the first time in 16 years, you know who the real killer is.
Dedektif, 16 yıl sonra gerçek katilin kim olduğunu öğrendin.
You know, a murder investigation can tie up a development for years.
Bir cinayet soruşturması o alanın yıkımını yıllarca geciktirebilir.
I know how it's done.
Nasıl yıkılacağını biliyorum.
So how well did you know Olivia?
Olivia'yı ne kadar tanıyorsun?
Do you know God, gentlemen?
Siz tanrıyı tanıyor musunuz beyler?
You talk about knowing God, but we know the Devil.
Tanrıyı bildiğinizi konuşuyorsunuz ama biz şeytanı tanıyoruz.
Did you know Asa?
- Asa'yı tanır mıydın?
You know the old car wash on Route 9?
Route 9'daki eski araba yıkama yerini biliyor musun?
You know, I've had some baseball players over the years... As patients.
Yıllarca beyzbolcularla oldum. hastam olarak.
But if you can improve on thousands of years of insurgent strategy... you know, don't hold back, Frank.
Fakat yıllardır bildiğimiz isyan stratejisini geliştirebiliyorsan... geri çekilme, Frank.
I don't know what's more impressive, three years without a drink or a whole week without crying.
Hangisi daha etkileyici bilmiyorum. İçmeden geçen üç yıl mı, ağlamadan geçen bir hafta mı.
I know I'm not supposed to.
Aramamalıyım biliyorum.