Yacking translate Turkish

It's difficult to concentrate with a shanker yacking on your neck.

Omzunda bir namussuz, vır vır konuşurken konsantre olmak çok güç oluyor.

Oh, he's just yacking on a bone. He's got it up.

Boğazındaki kemiği kusmaya çalışıyor.

Quit yacking, Robinson.

Yeter, sus Robinson.

You're yacking away.

Buna bakalım.

Always yacking away...

Her zaman dır dır edersin...

Too much bulldust yacking boss...

Bu kadar gevezelik yeter, patron.

- Sure, with Neval always yacking!

- Ağrır tabii, Neval bir an susmuyor ki.

Here you're walking in a newspaper office,... yacking you're holding 6 people hostage.

Sen kalkmış gazete bürosuna gidiyorsun. 6 kişiyi rehin aldım diye zırvalıyorsun.

What're you yacking about?

Sen neden bahsediyorsun?

You know, no interview, no formality. Just yacking.

Röportaj olmadan, formalite olmadan, sadece sohbet ederdik.

It was stuffed full of yacking and cackling females.

Vır vır edip kıkırdayan kadınlarla doluydu.

Been yacking up and...

İstifrağ edip duruyor.