Yams translate Turkish
228 parallel translation
They didn't buy yams that would sicken a pig.
Çürümüş patates almazlardı.
Them yams smell good, don't they?
Yer elmaları güzel kokmuyor mu?
And candied yams.
Bir de yerelması.
The unit has split into three groups taking turns foraging for yams and bananas.
Birlik üç gruba bölündü ve nöbetleşe yer elması ve muz arıyorlar.
Yams for my parents and siblings out working in the jungle.
Annem, babam ve ormanda çalışan kardeşlerim için yer elması.
Would you like some yams?
Biraz yer elması ister misin?
Or out of yams?
Yoksa yer elman mı yok?
Everything's falling apart, and the fucker's steaming yams.
Her şey dökülüyor bu sikik de yer elması pişiriyor.
He traded some for yams at the hospital earlier.
Önceden hastanede yer elması ile biraz tütün takas etmişti.
You think if you side with him, he'll give you half his yams?
Onun tarafını tutarsan sana yer elmalarının yarısını verir mi sanıyorsun?
Didn't you say you had some yams?
Yer elmam var dememiş miydin?
Stealing yams!
Yer elması çalıyor!
Yams?
Yer elması mı?
Get your yams.
Yer elmalarınızı alın.
One leaf for three yams.
3 yer elmasına 1 yaprak veririm.
Mr. Young, look, yams, papaya, taro root.
Mr. Young, bak, yer elması, papaya, gulgas kökü.
And there's a stew made with peanuts and yams with butter.
Ve işte fıstık ve tereyağlı patatesli yahni.
I hope they don't have yams.
İnşallah tatlı patates yoktur.
I'll bet it's yams.
Eminim tatlı patatestir.
They're hiding the yams so I'll eat it.
Ben yiyeyim diye araya karıştırmışlar.
I could go for a nice glazed ham some baby yams and peas.
Gelen kesin Arthur. Katilini bulmamız için bizi tutmak istiyor. Arka kapıyı gördünüz mü?
There's nothing much for them to eat, so... they dig up yams.
Yiyecek hiçbir şey bulamazlar, bu yüzden toprağı eşeler, tatlı patatesleri çıkarırlar.
Here, try some of those yams.
- Harikadır. Biraz dene.
It was great, wasn't it, eh? And what about the yams?
Harikaydı, değil mi?
Papaya and yams, I believe.
Papaya ve yer elması sanırım.
there aren't many, but they're fine yams.
Geri dön.Gel buraya. Her 75 yılda bir martın 2'sinde....
Would you like some yams?
Patates ister misiniz?
Yams, mamey apples and banana squash!
Patates, elma ve muz püresi!
Ladies, we have one chicken livers and onions... with candied yams and collard greens ; and one Sylvia's world-famous talked-about ribs special...
Pekala bayanlar, bir tavuk ciğeri ve tatlı patatesli ve yeşillikli soğan halkaları bir Ünlü Sylvia Dünyası özel barbekü pirzola...
Hey, Haleh, pass the yams, please.
Haleh, patatesi uzatır mısın?
Get your own yams.
Patatesini kendin al.
Cider's mulling, turkey's turkeying, yams are yamming....
Elma şarabı kaynıyor, hindi hindileşiyor, patatesler de pişiyor...
I made a turkey and yams and cranberries and stuffing.
Hindi, patates, yabanmersini ve dolmalık yaptım.
Cranberries,'injun eyes,'and yams stuffed with gunpowder.
Kızılcıklar, kızıl derili gözü ve barutla doldurulmuş tatlı patates.
- Y'aII got to get some collard greens and yams!
Hepiniz, lahana ve yer elması yemelisiniz!
Absolutely, and some jellied yams as well.
Kesinlikle, ve ayrıca donmuş patateste...
You were the one going on about yams and transvestites, dear.
Travestilerden ve patateslerden bahseden sendin.
- Would you like some yams?
- Biraz patates ister misin?
- No. I hate yams.
- Hayır, nefret ederim.
You hate yams?
Patateslerden nefret mi edersin?
Honey, he doesn't hate all yams.
Tatlım, bütün patateslerden nefret etmez.
Peg, open up the powdered yams.
Peg, yer elmalarını aç lütfen.
Ross, pass me the yams?
Ross, patatesi uzatır mısın?
I don't think I'd be too keen on the yams.
Yer elmesıyla beslenemem.
More'taters got stuffed, more yams got jammed... into our mouths by using both hands... Slaw by the bucket, biscuits by twos, We all got too fat to fit in our shoes...
Ellerimizi kullanarak, ağzımıza daha fazla iç pilav dolduruldu, daha fazla yer elması sıkıştırıldı... kova kova hem de, bisküviler ikişerli, ayakkabılarımız giyemeyecek kadar şişmanladık...
She likes yams in a nice spicy sauce just like you and I.
O da sen ve ben gibi tatlı, baharatlı ve sulu patates sever.
So it was not Karaba that took away our water supply, she's never eaten anybody, she prefers yams.
yani, Karaba hiçbir zaman su kaynağımızı çalmadı, hiç ceset yemedi, ve tatlı patates sever.
I'll bet it's the yams.
Eminim tatlı patatestir.
How about some puréed chicken and yams?
Tavuk püresi ve tatlı patates varmış.
Yams.
Tatlı patates.
I hate yams.
Hiç sevmem.