English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yanking

Yanking translate Turkish

259 parallel translation
Judge Blake, the guy that told you you could shoot pool was yanking'your ankle. Sucker's ready to bite.
Yargıç Blake, size bilardoda kazanabileceğinizi söyleyen kişi çelme takıyormuş.
The 1 20 Angineaux lens, and yanking back and forth... yelling "Black Power" at me, and I'm just shaking to death... with a $ 1,200 lens on the camera.
120 Angineaux lensini ileri geri çekiyor bana "Siyah Gücü" diye bağırıyor. Ben de elimde 1,200 dolarlık lensli kamerayla ölümün yüzüne bakıyorum.
So you're going to be yanking the old skin tonight.
Bu gece sağlam asılmaca var.
- Rae, he didn't mean to imply that- -... pulling my panties off and yanking my legs apart.
- Rae, bir şey ima etmek istemedi külotumu koparıp, bacaklarımı ayırırken de.
Somebody's yanking'your chain, Top.
Biri sana şaka yapıyor başçavuş.
- Yeah. Then they're yanking us in on some sales conference.
Sonra da satış konferanslarında gelir bize laf sokarlar.
She's yanking'your chain, right?
Sana rahat vermiyor, değil mi?
Sometimes when I'm out here yanking weeds. I can almost see her.
Bazen buraya gelip otları ayıklarken onu görür gibi oluyorum.
- What, are you yanking'me?
- Dalga mı geçiyorsun sen be?
Stop yanking me around!
Çekiştirip durma!
I hope you're just yanking my giggle chain.
Frasier dalga geçiyorsun, değil mi?
How do you know he's not just yanking your chain, this Deep Throat character?
Deep Throat denen adamın, seni yanlış yönlendirmediğini nereden biliyorsun?
Huh? Come on! Whose chain you think you're yanking'here?
Sen kimi kandırdığını sanıyorsun?
But if this baby doesn't come soon I'm gonna have to be reaching and yanking it out myself
... kendim çıkartmak zorunda kalacağım.
- l was yanking and banking.
- Fena sayılmam.
Come on, quit yanking me.
Haydi ama, yeme beni.
I'm not yanking you.
Yemiyorum seni.
He keeps yanking us, he'll find himself out on the street.
Bizi zorlamaya devam ederse kendini sokakta bulacak.
I'm just yanking your crank.
Sadece damarına basıyorum.
Try yanking from the heel, okay?
Topuktan çekmeyi dene, tamam mı?
Yanking my chain, aren't you?
Babasının oğlu.
Every time the Valium wears off, he starts yanking on the restraints.
VaIium etkisini yitirmeye başladığında, dizginlenemez hale geliyor.
That was somebody yanking my chain.
Birisi benimle alay etti.
He ´ s yanking your chain.
Seni korkutmak için söylüyor.
Sorry about yanking you off the street like that but we really need to talk to you.
Size öyle sokağın karşısından öyle aldığımız için üzgünüm. Ama konuşmamız lazım.
Now you know I wasn't yanking ya.
Artık seninle kafa bulmadığımı biliyorsun.
I'm yanking you. You just rot in the ground.
Sizi kekliyorum.Sadece toprakta çürüyeceksiniz.
Kenny came by and said he's yanking us for a week.
Bir hafta ara vereceğimizi söyledi.
You think I'm yanking your chain, but I'm not.
Seninle dalga geçtiğimi düşünebilirsin ama geçmiyorum.
You're just yanking my chain, aren't you?
Benimle dalga geçiyorsun, değil mi?
Easy with the yanking.
- Dikkatli ol.
What, you're yanking my chain, right?
Zincirini fazla cektim, degil mi?
He said that he was tired of you yanking his chain or, you know, well, not yanking it as the case may be and that he was an idiot to have wasted his time visiting when there are a zillion girls at USC who'd kill to go out with him.
Onu sıkboğaz etmenden, aslında sizin durumunuzda sıkboğaz etmemenden bıktığını, USC'de onunla çıkacak milyonlarca güzel kız olduğu halde seni görmeye geldiği için bir salak olduğunu söyledi.
You guys are yanking me.
Benimle kafa buluyorsunuz.
He's totally yanking your chain.
Yalan söylüyor size.
- I'm yanking your chain.
- Hayır, bir ayağım çukurda.
I'm just yanking your chain!
Sadece kafa buluyordum!
It's just that there ain't nothin I enjoy more than yanking'Phil Donahue's chain
Phil Donahue'ın zincirini hızla çekmekten daha eğlendirici bir şey yok.
That sounds cliché, but how many people envision carving into their mother's neck and yanking out her vocal cords?
Basmakalıp bir laf ama, tasavvur edebilir misiniz, ne kadar insan annesinin boğazını dilimlemek yada gırlağından delik açmak ister?
1 5 minutes later I'm fucking her doggie-style in a field, yanking her by the hair as she screams for more.
Daha fazla bağırması için, saçından tutmam yeter. Ne biliyor musunuz? Daha fazla, daha fazla ister.
I was just yanking your chain.
Takılıyorum sadece.
Just yanking your chain.
Sadece takılıyorum.
I was just yanking your chains.
Sadece takılıyordum.
I'm just yanking your chain.
Takılıyorum sadece.
I was just yanking your chain!
Sadece takılıyordum.
I was just yanking this for the dry cleaners.
Hayır, hayır. Kuru temizlemeciye vermek için çıkardım bunu.
You been yanking me all day?
Bütün gün bana yalan mı söylediniz?
Yeah. Causes uncontrollable impulses, like yanking out throats.
Evet, kontrol edilemeyen tepkilere neden oluyor, gırtlağından kaçmış gibi.
I got twelve confirmed dead yanking at my chain right now.
Şu anda ilgilenmemi bekleyen 12 cinayet vakası var.
She wasn't yanking souls away from angry demons.
O kızgın cinlerden ruhları uzak Kopyalama değildi.
- Well-- I'm yanking you from early retirement to bring her life to the screen. Wait a second.
- Onun hayatını beyaz perdeye yansıtman için seni erken emeklilikten çekip çıkarıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]