Yapping translate Turkish
295 parallel translation
But my family... ... they started yapping about my obligations to them.
Ama ailem sorumluluklarım olduğunu söyledi.
And I've had enough of all your yapping!
Boş laflarından artık gına geldi!
Then don't stand there yapping about it.
Orada inleyip duramazlar.
Stop yapping.
Saçmalamayı kesin.
- It's not gonna get any better with everybody yapping at me.
- Herkes benimle çene çalarsa daha iyi olmayacak.
Will you stop yapping?
Mızıldanmayı keser misiniz?
Get me some cold water and some towels and stop yapping.
Havlu ve soğuk su getir. Ve havlamayı kes.
He's always yapping.
Sürekli havlıyor.
What are you guys yapping about? Pop :
Siz ne konuşup duruyorsunuz?
Quit yapping!
Gevezeliği kes.
And when you're not butting in the two of you are yapping about cowboys and Indians.
İçine etmediği zamanlarda da sürekli kovboylardan ve Hintlilerden bahsediyor. Hiç yorulmaz mı...
What are you yapping about?
Sen ne geveliyorsun?
Just look at that great knife fighter yapping at Crockett.
O büyük Crockett, sarhoş bıçakçıyı dinliyor.
I think he'd understand what it means to have the pack yapping at his heels.
İnsanın havlayan bir köpek sürüsü tarafından kuşatılması ne demektir, sanırım anlardı.
Don't stand there yapping!
Orada havlayıp durmayın!
I do wish you'd stop yapping at Barrett. It will be a bastard if he leaves.
Sürekli Barrett'i eleştirmekten vazgeç.
I am sorry, but the Yugoslav frontier is quite near and your dog's yapping can be heard clearly by certain gentlemen who, if they recognize me, will probably shoot me.
Kusura bakmayın ama Yugoslav sınırına çok yaklaştık ve köpeğinizin havalamasını duyabilecek bazı beyler beni tanırlarsa vuracaklardır.
Little Perry's the only one yapping against capital punishment.
Perry'cik ölüm cezasına karşı dır dır konuşan tek kişi.
Why ain't that dog yapping'?
Köpek niye havlamıyor?
She's been yapping at me for three days now.
Üç gündür başımın etini yedi.
Quit yapping and let's get out of here.
Oyalanmayı bırak da gidelim burada.
I haven't heard a coyote yapping around there for over a year.
Bir yıl boyunca, oralarda çakal sesi duymadım.
Well, it set me back a few years, but at least there's a new pack of coyotes yapping up in the hills, and my boy said he saw a deer and a fox.
Birkaç yıl öncesine göre iyi. Tepelerde yeni çakal sürüsü var. Oğlum, bir geyik ve bir tilki gördüğünü söyledi.
The monster with their big families, with their monster children and monster dogs, the thousands of monsters caught at the traffic lights, the yapping females of the monsters, the monsters with moustaches, and waistcoats, and braces, the monsters tipped out by the coachload in front of the hideous monuments, the monsters in their Sunday best, the monster crowd.
Geniş aileli, çocukları ve köpekleri de canavar olan canavar aileleri trafik ışıklarında sıkışan binlerce canavar kafa şişiren dişi canavarlar bıyıklı, yelekli, askılı canavarlar berbat anıtların önünde dağılan bir otobüs dolusu canavar Pazar kıyafetlerini giyen canavarlar, canavar kalabalık.
- Yapping on all the time.
- Sürekli zırvalıyorsun.
I don't know what she's yapping about either.
Ne saçmalıyor bilmiyorum.
Why don't you stop yapping?
Havlamayı keser misin?
You keep yapping'at me, I'm goin'!
Çene çalıp duruyorsun. Ben gidiyorum!
You don't have to go yapping about this to BooIie or FIorine.
Gidip bunu Boolie veya Florine'e söylemeni istemiyorum.
- What's she yapping about?
- Neden ağlıyorsunuz?
These dogs yapping at the heels of their prey.
O köpekler... avlarının peşinde havlayıp duruyordu.
Quit yapping and let'em have a good time.
Saçmalamayı keste bırak iyi vakit geçirsinler.
Stop yapping and let the brother shoot.
Konuşmayı bırak da kardeşim şutunu kullansın.
Let's stop all the yapping and get to it!
Hepsini haklayalım!
- What are you yapping about?
İnanamıyorum! - Neye söyleniyorsun?
You know, for an unadvertised sale, you're doing a lot of yapping about it.
Habersiz bir indirim için oldukça çok konuşuyorsun.
And the other one, he won't never stop yapping'!
Diğeri sürekli zırvalıyor!
- What the hell you yapping for? ! All right, then assess the patient, all right?
Yardım edeceksen hastanın durumunu tanımla.
The thought of having to cart around the wretched of the Earth all day long with Reilly yapping in my ear about his stupid beer can collection...
Bütün gün, salak bira kutusu koleksiyonunu anlatan Reilly'nin dırdırlarıyla dünyanın en adi kişilerinin etrafında dolanmak...
You're killing me with your yapping.
Saçmalamaların beni hasta ediyor.
Don't want you yapping behind my back now.
Sonra arkamdan ağlamayın ama.
Always yap-yap-yapping all the time.
Sürekli saçmalıyor. Başımı ağrıtıyor.
Start yapping Foxy.
Ötmeye başla Foxy.
Stop your yapping now!
Zırlamayı kes artık!
Look, buddy. I'll take you where you're going, but no yapping.
Bak dostum, sizi arzu ettiğiniz yere götürebilirim.
If Puffy starts yapping, uh-uh. He's a loser.
Eğer puffy havlamaya başlarsa o adam işe yaramaz.
She started yapping during the lumberjack competition.
Oduncular yarışmasını izlerken konuşmaya başladı.
I wish you would stop talkin'and yapping'away when I'm tryin'to do this.
Ben konuşurken çeneni kapalı tutarsan iyi olur.
Oh, all of your yap-yap-yapping about budgets was bringing me down.
Şu bütçe saçmalığı içimi bunalttı.
You're always yapping about it.
Hep bu terane.
Everybody's always yapping at everybody.
- İşine bak.