English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yd

Yd translate Turkish

157,573 parallel translation
Okay. And Diane Lockhart, was she there?
Pekâlâ, Diane Lockhart da orada mıydı?
Amy's parents were there?
Ailen orada mıydı? Amy'nin ailesi de orada mıydı?
I must have somehow known about the Ponzi scheme.
Bir şekilde saadet zincirinden haberim olmalıydı.
This was my father's coin.
Bu babamın demir parasıydı.
It just isn't, and... you were right.
O değil işte. Sen haklıydın.
I should've bought you one of those sexy clear belts I saw at Christie's.
Sana Kristy's'de gördüğüm seksi, şeffaf kemerlerden almalıydım.
They were part of a plan to help localized militias fight for themselves against the Separatists.
Yerli militanların kendilerini Ayrılıkçılar'a karşı savunmayı öngören bir planın parçasıydılar.
KANAN : ( GROANS ) Do you have to call it that?
- Böyle söylemek zorunda mıydın?
I agreed to sit down with a divorce mediator, and the guy was completely biased against me.
Boşanma arabulucusu ile görüşmeyi kabul ettim ama adam bana karşı önyargılıydı.
Perhaps Mazikeen was right.
Belkide Mazikeen haklıydı.
Because then, I could do something none of the other girls could do.
Anladım ki diğer hiç bir kızın yapamadığı bir şeyi yapmalıydım. Görmek ister misiniz?
Which is why I had to save her from...
- Ama o bunu bilmiyor. - İşte tam bu yüzden onu kurtarmalıydım.
You know, Debbie was the best head of admissions we've ever had, the heart and soul of the Starford community.
Debbie, gelmis gecmis en iyi kayıt kabül baskanıydı, Starford toplumunun kalbiydi.
No, no, but this is fascinating, Detective. The so-called expert I just consulted insisted emotions can't be controlled.
Hayır, hayır, bu harika Dedektif, benim danıstıgım sözde uzman, duyguların kontrol edilemeyecegi konusunda ısrarcıydı.
Did she have any enemies here at work that you know of?
İste tanıdıgınız bir düsmanı var mıydı?
Because it's just crazy talk coming from a mentally ill human.
Çünkü zihinsel olarak hasta olan bir adamın saçma konuşmasıydı.
Well, I may have struck the latest blow, but that is only in response to the litany of offenses that you, dear old Dad, have bestowed upon me.
En son darbeyi ben vurmuş olabilirim ama bu sadece bana bahşettiğin pisliklerin karşılığıydı Baba.
Even Mum's coming here and manipulation of me was part of it.
Annem buraya gelişi ve beni manipüle etmesi onun bir parçasıydı.
Okay, so that was "God" God back there?
Tamam, o halde orada ki "Tanrı" Tanrı mıydı?
Bingo. Wow.
Bu hızlıydı.
I mean, with a brother like Lucifer, I really should be used to this, right?
Yani, Lucifer gibi bir kardeşle... buna alışmış olmalıydım, değil mi?
Maybe Ava's death was a warning.
Belki Ava'nın ölümü bir uyarıydı.
Oh, and did you have a better idea?
Oh, ve daha iyi bir fikrin varmıydı?
You were right, dear.
Haklıydın tatlım.
♪ We must've got it wrong ♪
♪ yanlış anladım mıydı?
Would you ever do this?
Sen böyle bir şey yapar mıydın?
Were you close?
Yakın mıydınız?
Well, maybe Maggie should wade back in with a, you know, a valve replacement, or...
Maggie seninle beraber kapakçık replasmanına falan katılmalıydı.
Derek was epic for her.
Derek onun destansı aşkıydı.
She figured I would do my best to take care of you, and she was right.
Senin için elimden geleni yapacağımı düşündü ve haklıydı.
Wouldn't you?
Siz açmaz mıydınız?
So, if you have the choice to avoid the plane crash, do you take it? Do you play it safe?
Uçak kazasından kaçınma şansınız olsaydı şansınızı kullanır mıydınız?
It was... so sweet.
Gerçekten çok tatlıydı.
I told him not to page you away from some sick kid.
Okuldan eve gönderilen hasta bir çocukmuşum gibi sizi aramamalıydı.
I was wrong.
Ben hatalıydım.
No counseling, no support, no time off.
Eski hastasıydı. Terapi görmedi, destek almadı, izin kullanmadı.
I'm not... I shouldn't have done it.
Yapmamalıydım.
- Was that Dr. Hunt?
- Dr. Hunt mıydı?
It was part of a whole WHO thing.
WHO olayının bir parçasıydı.
Every one of us has done that.
Hepimiz öyle yapmalıydık.
The... The rapist guy in the hospital... that's her patient.
Hastanedeki tecavüzcü onun hastasıydı.
Yeah, the trip was a waste.
Yolculuk zaman kaybıydı.
- She was right.
- Haklıydı.
Around there? Yeah, this is it!
- Buralarda mıydı?
She was supposed to be in counseling.
Terapi görüyor olmalıydı.
I yelled at Jackson when I shouldn't have...
Jackson'a bağırdım. Bağırmamalıydım.
She was bipolar.
Bipolar hastasıydı.
But out there in the mist, it all sounds different, and it was beautiful.
Ama dışarıda sisin içinde, bütün sesler farklıydı,... ve çok güzeldi.
We shouldn't have even been there.
Orada bile olmamalıydık.
He was supposed to stay in the car.
Arabada kalmalıydı.
And what was weird is that for, like, the last five hours, we were just talking about Steve Harvey and whether or not his mustache is dope.
Garip olan da şuydu ki son beş saattir falan konuştuğumuz şey Steve Harvey'nin bıyığının ona yakışıp yakışmadığıydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]