English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yellows

Yellows translate Turkish

82 parallel translation
- Note the rich use of browns and yellows. - Jervis.
Kahverengi ve sarı tonların kullanımına dikkat edin.
And the light, you wouldn't believe it... all the time these yellows are really here.
Ve ışık, buna inanamayacaksın devamlı o sarılar orada.
As you can see, I lean a little more to the yellows than you do.
Gördüğünüz gibi sarı rengi sizden biraz daha fazla kullanıyorum.
Of yellows, reds and Golden light
sarı, kırmızı ve altın ışıklar.
Blues, yellows, screamers, uppers, downers, you name it.
Bir avuç hap yuttum. Maviler, sarılar, uyarıcılar, sakinleştiriciler, aklına ne gelirse.
Fucking yellows.
Sarılar.
They paint their reds and greens and yellows.
Kırmızı, yeşil ve sarılarına batırıp.
Well, the red ones, they dissolve in one minute, the yellows in 15, the greens in an hour, the blues in four hours, and whites in eight hours, and so on.
Şey, kırmızı olanlar, bir dakikada çözülüyor, sarılar 15, yeşiller bir saatte, maviler dört saatte, ve beyazlar sekiz saatte, vb. Şey, reklamı görmüşsündür.
I dreamt of pinks and yellows...
Pembe ve sarıyı hayal ediyorum.
It stunts growth, yellows teeth and blackens lungs.
Büyümeyi engeller, dişlerin sararır ve ciğerlerinde kararır.
Nineteen yellows, 33 greens logged in.
19 sarı, 33 yeşil aldık.
I got reds and I got yellows.
Biz buradayız.
- Want two yellows?
- İki sarı. - İki sarı?
- You want yellows?
- Sarı mı istiyorsun?
Like you, her eyes too had hues of yellows and blues
Tıpkı seninki gibi, onunda gözlerinde sarı ve yeşil hareler vardı.
"We demand shorter yellows and longer reds."
"Sarı ışığın süresinin kısaltılmasını, kırmızı ışığın uzatılmasını istiyoruz."
I'm thinking of doing the whole thing in pinks and yellows.
Her şeyi pembeye ve yeşile çevirmeyi düşünüyorum.
Four yellows.
Dört sarı çizgi.
Too much powder yellows the teeth.
Çok fazla pudra dişleri sarartır.
Did you give me all your yellows?
Bütün sarılarını verdin mi?
You have to take two yellows and a blue.
İki tane sarı ve bir tane mavi alman gerek.
The blue cards, why it's best for her ; the yellows, why we should stay friends ; and the pinks..... things to say when she starts to cry.
Mavi kartlar, ayrılma nedenlerimiz. Sarılar, arkadaş kalma nedenlerimiz ve pembeler ağlamaya başlarsa söylemem gerekenler.
The yellows and purples, I love all this.
Sarılar ve morlar. Hepsine bayılıyorum.
The blues, the yellows, the swirling stars.
Maviler, sarılar, girdap gibi dönen yıldızlar.
See, because all the colors, the oranges and yellows... it kinda reminds me of two people having eggs.
Çünkü her tarafta sarılar ve turuncular rengi var. Sanki iki kişi yumurtluyor gibi geliyor.
- Men I meet are flashing yellows.
Benim tanıştıklarımın çoğunda sarı ışıklar çıkıyordu.
Look at the yellows.
Sarı renklere bak.
And within that, yellows and reds.
Ve sarı ve kırmızı yok.
Yellows tops.
Sarı tüp.
Three yellows, two blues, then yellow again,
Üç sarı, iki mavi, ve tekrar sarı,
The city painted double yellows down Taylor Road last night.
Belediye dün gece Taylor Yolu'na sarı şerit çekmiş.
Grinning yellows, spinning reds...
Sırıtkan sarılar, dönen kırmızılar.
Put the yellows on the houses.
Sarı olanları evlere.
- Yellows make you weak.
- Sarılar seni zayıf yapar.
Game over! Yellows win.
Sarı takım galip!
Yeah, I took yellows back to Medical Records like you told me.
Evet, sarı olanları söylediğin gibi kayıt bölümüne geri götürdüm.
Yellows, yellows!
Sarılar, sarılar.
HE DID THE ENTIRE PALATE IN REDS AND YELLOWS AND ORANGES.
Bütün şablonu kırmızı, sarı ve turuncu ile yapmış.
Famous five cards draw, gots to open thousand dollar, any no limit, yellows are thousand reds five... Blue is ten, we got it.
Beş kart çekilecek, bin dolardan başlar, limit yok, sarılar bin kırmızılar beş bin mavi on bin, anladık.
First of all, the molecules of air in the atmosphere... are scattering the violet, blue, and green light... out of our line of sight... leaving the yellows, oranges, and reds to reach our eyes.
Bunların ilki atmosferdeki hava moleküllerinin mavi ve yeşil renkleri farklı yönlere dağıtmasıdır. Geriye kalan kırmızı, sarı ve turuncu renkler bize ulaşır.
You boys need anything while you're here... some reds, yellows?
Gelmişken bir şeyler vereyim mi? Kırmızı, sarı...
I was thinking Gerber daisies would be nice, maybe in red, yellows, oranges to complement his fur.
- Çiçek olacağı kesin. Düşündüm de gerbera güzel olur. Belki kırmızı, sarı ve turuncu.
She's fairly old, so no yellows or pinks.
Oldukça yaşlı bir bayan, o yüzden sarı veya pembe olmasın.
Dirty yellows!
Pis sarılar!
The green pigment, chlorophyll, disappears, leaving purples, reds, oranges and yellows.
Yeşil pigment, klorofil kaybolur ve geriye mor, kırmızı, turuncu ve sarılar kalır.
The grass yellows up and dies where he spits.
Tükürdüğü yerdeki otlar sararır ve ölür.
I said egg whites, not egg yellows.
Yumurtanın beyazı dedim, sarısı değil.
But here in Brazil a bunch of yellows try to kill a white man and are freed by a black lawyer.
Ama Brezilya'da beyaz bir adamı öldürmeye çalışan bir avuç sarı benizliyi siyah bir avukat serbest bırakır.
Waved yellows out here as a new machine comes into view now.
Sarı bayraklar sallanıyor Başka bir motor görüyoruz
Miss the drop and the yellows starve you, take it down the chimney they spot you and attack. Can't win.
Oluru yok bu işin.
- Yeah, if the yellows can bring the green -
- Eğer çekik gözlülerin mangırı varsa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]